Dil hastalıkları, yapısal, enfeksiyöz, tümoral veya sistemik nedenlere bağlı olarak ortaya çıkabilir. Belirtiler arasında ağrı, renk değişikliği, tat bozukluğu ve dil yüzeyinde lezyonlar bulunur.
Enfeksiyöz dil hastalıkları arasında kandida enfeksiyonu, viral stomatit ve bakteriyel iltihaplar yer alır. Tedavi, nedenin doğru tespitine göre planlanır.
Tümoral oluşumlar, iyi huylu papillomlardan kötü huylu dil kanserine kadar değişebilir. Erken tanı, tedavi başarısını önemli ölçüde artırır.
Travmatik ve irritatif dil hastalıkları, keskin diş kenarları veya protez kullanımı gibi nedenlerle gelişebilir. Düzenli ağız muayenesi, bu sorunların erken tespitini sağlar.
Afazi Üzerine Bir İnceleme
Afazi, beyin hasarından kaynaklanan bir iletişim bozukluğudur. Sol lobda meydana gelen hasarlar, dil ve konuşma yetilerinin kaybına yol açabilir. Hastalığın türüne göre semptomlar değişkenlik gösterir. Nöronların zarar görmesiyle, beyindeki iletişim yolları etkilendiğinde çeşitli afazi türleri ortaya çıkar.
- Broca Afazisi: Hastalar anlamada problem yaşamaz ancak ifade etmede zorlanır.
- Global Afazi: Tüm dil becerilerini kapsayan geniş çaplı bir hasar durumudur.
- Wernicke Afazisi: Algılama ve dil işleme bozukluğu gösterir; hastalar uygun olmayan kelimeler kullanır.
- Kondüksiyon Afazisi: Kişi duyduklarını tekrarlamada güçlük çekerken diğer alanlarda daha az sorun yaşar.
- Anomik Afazi: Hastalar konuşabilir fakat nesnelerin adını koymada zorlanır.
- Transkortikal Afazi: Tekrarlama yetisi korunurken, anlama ve dil işleme bozulmuştur.
Bu türlerin her biri, beyin hasarının konumuna ve genişliğine bağlı olarak gelişir. Afazi tedavisi, hastanın mevcut durumuna ve ihtiyaçlarına özel olarak düzenlenir. Etkilenen bölgelerin fonksiyonlarını yeniden kazanma potansiyeline göre değişir.
Afaziyle mücadele eden bireyler için dil terapileri ve uygun rehabilitasyon programları büyük önem taşır. Hastaların sosyal etkileşimleri ve günlük aktiviteleri bu tedavi yöntemleriyle desteklenir, böylece iletişim becerilerinin iyileştirilmesi amaçlanır.
Apraksi: Konuşma Üretimindeki Zorluklar
Apraksi, motor planlama yeteneğindeki bozukluklar sonucu ortaya çıkan bir motor konuşma bozukluğudur. Bu durum, bireyin konuşma sırasında kelimeleri doğru bir şekilde artiküle edememesiyle bilinir. Hastalar genellikle kelimeleri seçme veya anlama konusunda sorun yaşamazlar; problem, kelime ve sesleri doğru sırayla ve doğru şekilde üretememelerindedir. Bu, konuşmanın anlaşılırlığını azaltır ve dinleyiciler için anlamayı güçleştirir.
Bireyler yaptıkları hataların farkında olabilirler ve bu durumu düzeltmek için çaba sarf ederler. Apraksiye neden olan beyindeki nörolojik hasarlar, kişiden kişiye farklılık gösterir ve apraksinin etkilenme düzeyi ve türü bu hasarın yerine ve derecesine bağlı olarak değişir. Konuşma apraksisiyle başa çıkmak, bireyler için psikolojik zorluklara neden olabilir ve çoğu zaman profesyonel terapi gerektirir.
Apraksi çeşitleri şunlardır:
- İdeomotor Apraksi
- Adeasyonel Apraksi
- Limb-Kinetik Apraksi
- Oral Apraksi- Bukkofasiyal Apraksi
Konuşma apraksisi, dil bozuklukları içinde özel bir yere sahiptir çünkü sadece konuşma akıcılığı, hızı ve tonunu değil, aynı zamanda kelime üretimini de etkiler. Tedavi süreci, bireysel ihtiyaçlara göre şekillendirilir ve genellikle uzun süreli ve sabırlı bir yaklaşım gerektirir. Bu tedavi, apraksili bireylerin iletişim becerilerini geliştirme yolunda önemli bir adımdır.
Dizartri: Konuşma Bozuklukları ve Tipik Özellikleri
Dizartri, konuşma yeteneğinin bozulduğu nörolojik bir durumdur. Bu bozukluk, merkezi ve çevresel sinir sistemlerinin herhangi bir hasarı sonucu ortaya çıkar. Hasar, konuşmayı kontrol eden kasların koordinasyonunu ve kontrolünü zorlaştırır.
Dolayısıyla bireyin konuşma anlaşılırlığı azalır. Nedenleri arasında serebrovasküler olaylar, travmatik beyin hasarları ve çeşitli nörojenik hastalıklar yer alır. Sinir sistemlerinde meydana gelen hasarlar, dizartrinin farklı tiplerinin oluşumuna yol açar.
Dizartri tipleri şu şekildedir:
Spastik Dizartri:
- İki taraflı üst motor nöron hasarı ile bilinir.
- Konuşmada gerginlik, yavaşlık ve spastisite görülür.
- Artikülasyon ve fonasyon, solunumdan daha fazla etkilenir.
Flaksid Dizartri:
- Alt motor nöron hasarı sonucunda ortaya çıkar.
- Solunum desteği zayıflar, konuşma monoton ve düşük tonlarda olur.
- Duyulabilir nefes alıp verme ve nazal sesler belirgindir.
Ataksik Dizartri:
- Serebellar sistem hasarında gelişir.
- Konuşma ritminde ve tonlamada dengesizlikler görülür.
- Ünsüz ve ünlü seslerde belirgin bozulmalar olur.
Hipokinetik Dizartri:
- Bazal ganglia hasarları ile ilişkilidir, özellikle Parkinson hastalığı gibi.
- Konuşma genellikle monoton ve düşük şiddetlidir.
- Ses tonu ve şiddetinde düşüklük, sesletimde değişiklikler mevcuttur.
Her dizartri tipi, farklı konuşma özellikleriyle kendini gösterir ve tanı süreci, hastanın spesifik semptomlarına göre şekillenir. Tedavi yöntemleri, dizartrinin altında yatan nedenlere ve hastanın bireysel ihtiyaçlarına göre uyarlanır.
Bu durum, konuşma terapisi gibi rehabilitatif yaklaşımları içerebilir. Konuşma yetisinin iyileştirilmesi, hastanın günlük yaşam kalitesini artırmayı hedefler.
Dispraksi Tanımı ve Türleri
Dispraksi, bireylerin motor planlama yeteneklerindeki zorluklarla bilinir bir durumdur. Motor görevleri planlama ve gerçekleştirme sürecindeki bu güçlük, doğuştan gelir ve kişinin motor becerilerini etkiler.
Dispraksi, kaslarla ilgili bir problem değil, daha çok motor komutların düzenlenmesi ile ilgili bir zorluktur. Ayrıca bu durum, motor korteksin bölümlerinin tam olarak olgunlaşmamasından kaynaklanır ve mesajların vücuda doğru bir şekilde iletilmesini engeller.
Dispraksi üç ana tipe ayrılır:
- Oral Dispraksi: Bu tip, dil ve dudak hareketlerinin planlanmasında ve yürütülmesinde zorluk çekilmesi durumudur. Özellikle emme, üfleme gibi fonksiyonlarla ilgilidir ve bu durum konuşma ile yutma becerilerini dolaylı olarak etkiler.
- Sözel Dispraksi: Konuşma seslerinin üretiminde başlangıç, sıralama ve koordinasyon zorlukları içerir. Çocuklar genellikle anlaşılmaz konuşabilir, sesleri basitleştirebilir ve tutarsız konuşma örüntüleri gösterebilir.
- Motor Dispraksi: Bireyin motor becerileri planlama, sıralama ve uygun şekilde yürütmede güçlük çeker. Bu durum yeni becerilerin öğrenilmesini, el yazısını, koordinasyonu ve tutarlı performansı olumsuz etkileyebilir.
Dispraksinin etkisi, çocuklarda ve yetişkinlerde farklılık gösterir ve genellikle erkeklerde daha sık rastlanır. Ancak bu durum zekayı etkilemez; dispraksik bireyler genellikle orta veya üst düzey zekaya sahiptir. Davranış ve sosyal beceriler üzerinde de olumsuz etkileri olabilir. Dispraksi, belirli motor görevleri yerine getirme istendiğinde ortaya çıkan zorluklarla tanınır. Bu zorluklar, çoğunlukla motor korteksin olgunlaşmamış bölümlerinden kaynaklanır ve nüfusun yaklaşık %10’unu etkiler.
Dil Kanseri Üzerine Genel Bir Bakış
Dil kanseri, ağız boşluğu kanserlerinin ciddi ve yaygın türlerinden biridir. Ağız kanserleri arasında dudak kanserinden sonra en sık rastlanan bölge dildeki hücrelerdir. Hastalık, dildeki anormal hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalmasıyla bilinir.

Çoğu zaman dilin yan yüzeylerinde başlar ve ilerleyen evrelerde dilin diğer bölgelerine yayılabilir. İleri dönemlerde boyun bölgesindeki lenf düğümlerine sıçrama yapma riski taşır.
Dil kanserinin belirtileri genellikle özgül olmayıp, başlangıçta ağrısızdır:
- Dilin yan yüzeylerinde grimsi-pembemsi renkte kitleler veya yaralar görülebilir.
- Dil ve boğaz ağrısı meydana gelir.
- Yutma veya çiğneme sırasında zorluk yaşanabilir.
- Dili hareket ettirmede güçlük ortaya çıkabilir.
- Dil kökünde kanser olduğunda, semptomlar daha şiddetlidir ve genellikle yutma güçlüğü, boğazda yumru hissi, sesteki değişiklikler ve kulak ağrısı gibi belirtiler gösterir.
Bu tür belirtiler gözlemleyen kişilerin derhal uzman bir hekime başvurmaları önerilir. Hastalığın erken teşhisi, tedavi başarısını önemli ölçüde artırır. Hastalık ilerledikçe tedavi seçenekleri sınırlanabilir ve komplikasyonlar artabilir. Bu nedenle, belirtiler fark edildiğinde vakit kaybetmeden doktora danışmak hayati önem taşır. Erken teşhisle birlikte dil kanseri, etkin bir şekilde yönetilebilir ve tedavi edilebilir.
Kaynakça:
https://www.healthline.com/health/tongue-problems-2
https://my.clevelandclinic.org/health/diseases/24735-tongue-problems

KBB ( Kulak Burun Boğaz) Doktoru Prof. Dr. Murat Topdağ, 1978 yılında Malatya’da doğmuştur. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İngilizce Bölümü’nden mezun olduktan sonra, 2004-2009 yılları arasında Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı’nda uzmanlık eğitimini tamamlamıştır. 2017’de Acıbadem Altunizade Hastanesi’nde görev yapmaya başlamıştır.. 2022 yılından itibaren İstanbul Kadıköy’de bulunan kendi kliniği MD ENT İstanbul’da da hastalarına hizmet vermektedir.


Vakalar
İki taraflı frontal sinüs kaynaklı inverted papillom
Hastalıklar
Bilateral Tonsil Lenfoma Ameliyatı
Hastalıklar
Anadolu Yakası, İstanbul'daki Konumumuz