Kanser vücuttaki hücrelerin kontrol dışı çoğalmasıyla bilinen ciddi bir hastalıktır. Bu hücreler zamanla çevre dokulara sıçrayabilir ve tümörler oluşturabilir. Genetik mutasyonlar bu sürecin başlamasına neden olur. Hastalık vücudun her bölgesinde ortaya çıkabilir. Dünya çapında en yaygın ölüm nedenlerinden biri olarak kabul edilir. Her bir kanser türü benzersiz belirtiler ve tedavi yöntemleri sunar. Bu nedenle erken tanı hayati önem taşır ve tedavi başarısını artırabilir.
Kanser Nedir?
Kanser vücuttaki hücrelerin kontrolsüz büyümesi ve yayılması sonucunda ortaya çıkar. Bu süreç hücrelerin normal döngüsünün bozulması ile bilinir. Hastalık genellikle kötü huylu tümörlerin oluşumuyla sonuçlanır; bu tümörler metastaz yaparak diğer dokulara ve organlara sıçrayabilir.
Kanserin nedenleri arasında genetik mutasyonlar önemli bir yer tutar. Bu mutasyonlar çeşitli çevresel faktörlerin yanı sıra kalıtsal yatkınlıklar sonucunda da gelişebilir. Örneğin sigara kullanımı ve radyasyon gibi etmenler kansere yol açabilir. Hastalığın tedavisi erken tanı ile büyük ölçüde iyileştirilebilir. Her kanser türü için özgün tedavi yöntemleri ve stratejiler mevcuttur. Bu nedenle kanser tespit edildiğinde hızlı ve etkili bir tedavi planı uygulanmalıdır.
Kanserin Nedenleri Nelerdir?
Kanser kalıtsal ve çevresel faktörlerle tetiklenebilir. Ayrıca yaşam tarzı seçimleri de bu hastalığın gelişiminde önemlidir.
Kalıtsal faktörler arasında genetik predispozisyonlar ön plana çıkar. Özellikle bazı ailelerde kansere yol açabilecek genetik mutasyonlar yüksek oranda görülür. Bunlar arasında:
- Onkogenlerdeki mutasyonlar
- Tümör baskılayıcı genlerdeki değişiklikler
- DNA onarım genlerindeki bozukluklar bulunur.
Çevresel faktörler kanserin diğer büyük tetikleyicilerindendir. Bu faktörler şunları içerir:
- Sigara dumanı ve pasif içicilik
- İyonlaştırıcı ve iyonlaştırıcı olmayan radyasyon
- Asbest, benzen gibi kanserojen kimyasallar.
Yaşam tarzı faktörleri de kanser riskini artırabilir. Bunlar:
- Yetersiz beslenme
- Fiziksel hareketsizlik
- Obezite
- Alkol tüketimi şeklinde sıralanabilir.
Ayrıca enfeksiyon etkenleri de kanser gelişimine katkıda bulunur. Bu virüsler ve bakteriler arasında insan papilloma virüsü ve hepatit virüsleri yer alır. Önlemler alınmadığı takdirde bu faktörler kanser riskini önemli ölçüde artırabilir.
Kanser Hücreleri Nasıl Oluşur ve Yayılır?
Kanser hücrelerinin oluşumu genetik mutasyonlar sonucunda başlar. Hücre DNA’sındaki bu değişiklikler genellikle çevresel faktörlerin etkisiyle veya rastlantısal olarak meydana gelir. Mutasyonlar hücre büyümesini düzenleyen genleri hedef alır ve bu durum hücrelerin kontrolsüz bölünmesine sebep olur.
Mutasyona uğrayan hücreler normal büyüme düzenlerini kaybeder ve çoğalmaya başlar. Bu süreçte çevresel promoterlar yani hormonlar veya başka dış faktörler hücrelerin bölünmesini ve büyümesini teşvik eder. Bu hücrelerden oluşan tümörler zamanla bağışıklık sisteminden kaçınma yeteneği kazanır.
Bu hücreler anormal bir kitle oluşturarak tümörleşir ve bağışıklık sistemini atlatır. Tümörlerin büyümesiyle birlikte daha fazla oksijen ve besine ihtiyaç duyulur. Kanser hücreleri bu ihtiyaçları karşılamak için çevredeki dokularda yeni kan damarları oluşturur.
Kanser hücreleri daha sonra çevre dokulara yayılarak lokal istila sürecini başlatır. Sonrasında enzimler aracılığıyla yakındaki hücre duvarlarını aşar ve kan damarlarına girer. Bu süreçle kanser, lenf ve kan dolaşımı yoluyla vücudun diğer bölgelerine taşınır. Hayatta kalan kanser hücreleri damar duvarlarından geçerek yeni organlara yerleşir ve orada ikincil tümörler oluşturur.
Kanser Türleri Nelerdir?
Kanserin farklı türleri başlangıç noktasına ve hücre tipine göre sınıflandırılır. Yaygın kanser türleri arasında;
- Meme Kanseri: Hem kadınları hem de nadiren erkekleri etkiler.
- Akciğer Kanseri: Çoğunlukla sigara kullanımıyla ilişkilendirilse de sigara içmeyenlerde de görülebilir.
- Prostat Kanseri: Genellikle yaşlı erkeklerde daha sık rastlanır.
- Kolorektal Kanser: Kalın bağırsak ve rektum kanserlerini kapsar.
- Cilt Kanseri: Hem melanom hem de melanom dışı türleri içerir.
- Mesane Kanseri: Özellikle erkekler ve yaşlı bireylerde görülme eğilimindedir.
- Böbrek Kanseri: Böbrek hücreli karsinom başta olmak üzere çeşitli türleri bulunur.
- Lenfoma: Lenfatik sistem kanserleri Hodgkin ve Hodgkin dışı olarak ikiye ayrılır.
- Lösemi: Kan oluşturan dokuların kanseridir ve kemik iliğini etkiler.
- Pankreas Kanseri: Agresif seyri ve geç teşhis edilmesiyle tanınır.
- Kulak Burun ve Boğaz (KBB) Kanserleri: Baş ve boyun kanserleri olarak da bilinir. Bu kanserler şunlardır:
- Ağız Boşluğu Kanseri: Dudaklar, dil, ağız tabanı ve sert damak etkilenir.
- Yutak Kanseri: Geniz, ağız yutağı ve alt yutak kanseri olarak üçe ayrılır.
- Gırtlak Kanseri: Gırtlak ve ses kutusunu etkiler.
- Burun Boşluğu ve Paranazal Sinüs Kanseri: Burun boşluğu ve çevresindeki sinüsleri kapsar.
- Tükürük Bezi Kanseri: Parotis ve submandibular bezlerde görülür.
Kanserin Belirtileri Nelerdir?
Kanserin belirtileri kanserin türüne ve evresine göre farklılık gösterir. Erken evrede hastalar genellikle açıklanamayan kilo kaybı ve sürekli yorgunluk gibi genel belirtiler yaşarlar. Ayrıca deride yeni benlerin oluşması veya mevcut benlerde değişiklikler gözlemlenebilir. Bu belirtiler vücuttaki anormal hücre büyümesinin ilk işaretleri olabilir. Ses kısıklığı ve kalıcı öksürük gibi belirtiler özellikle boğaz kanseri olmak üzere KBB kanserlerinin erken göstergeleri arasındadır.
Genel Erken Evre Kanser Belirtileri:
- Açıklanamayan kilo kaybı
- Sürekli yorgunluk
- Açıklanamayan ağrı veya rahatsızlık
- Deri değişiklikleri
- Kalıcı öksürük veya ses kısıklığı
- Bağırsak veya mesane alışkanlıklarında değişiklikler
Geç evrede ise belirtiler daha şiddetlenir ve vücudun çeşitli bölümlerinde ciddi ağrılar başlar. Nefes almada zorluk ve kalıcı bulantı gibi durumlar yaşanabilir. Ayrıca sık enfeksiyonlar ve nörolojik problemler gibi ciddi sağlık sorunları ortaya çıkar.
Genel Geç Evre Kanser Belirtileri:
- Şiddetli, kalıcı ağrı
- Önemli kilo kaybı ve kas kaybı
- Nefes almada zorluk
- Kalıcı bulantı veya kusma
- Sık enfeksiyonlar
- Nörolojik belirtiler
KBB kanserleri erken evrede yutkunma güçlüğü ve boğaz ağrısı gibi spesifik belirtilerle kendini gösterir. İlerleyen aşamalarda ise nefes almada zorluk ve boyunda kitleler gibi daha ciddi belirtiler görülür. Bu belirtiler hastalığın ilerlemesiyle birlikte daha belirgin hale gelir. Özellikle ileri evrelerde vücudun diğer bölgelerine yayılım gösteren belirtiler tedavi ve müdahalenin aciliyetini artırır.
Kanser Tanısı Nasıl Konur?
Kanser tanısı koymak için çeşitli yöntemler kullanılır. İlk adım hastanın tıbbi geçmişini detaylıca incelemektir. Ardından fiziksel muayene gerçekleştirilir. Bu süreçte doktor olası kanser belirtileri için vücudu dikkatle kontrol eder.
Görüntüleme Testleri:
- X-ışınları
- BT taramaları
- MR taramaları
- PET taramaları
- Ultrason
Bu testler tümörlerin varlığını ve yayılımını görsel olarak tespit etmekte katkı sağlar. Özellikle PET taramaları kanser hücrelerinin aktivitesini gösterirken MR ve BT taramaları dokuların detaylı görüntülerini sağlar.
Laboratuvar Testleri:
- Kan testleri
- Diğer biyolojik örnekler
Bu testler kansere özgü belirteçleri saptamak için yapılır. Kanser hücreleri tarafından salgılanan veya kanserle ilişkili değişiklikleri gösteren maddeler bu testlerle belirlenebilir.
Biyopsiler:
- Doku biyopsileri
- İnce İğne Aspirasyon biyopsisi
Biyopsiler şüpheli dokudan alınan örneklerin mikroskop altında incelenmesiyle kesin teşhisin konmasını sağlar. Bu yöntem kanser türünün ve derecesinin belirlenmesinde esastır.
KBB kanseri tanı yöntemleri arasında laringoskopi ve nazofaringoskopi gibi özel muayene teknikleri bulunur. Bunlar baş ve boyun bölgesindeki kanserlerin yerini ve yayılımını değerlendirmek için kullanılır. Ayrıca panendoskopi, larinks, yemek borusu ve soluk borusunu detaylı olarak incelemek için tercih edilir. Videostroboskopi ile ses tellerinin hareketleri değerlendirilir.
Kanser Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Kulak burun ve boğaz kanserleri için tedavi seçenekleri çeşitlilik gösterir. Tedavi türü genellikle kanserin yerleşimine ve evresine göre belirlenir. Cerrahi erken evrelerde tercih edilen bir yöntemdir. Minimal invaziv tekniklerle gerçekleştirilen operasyonlar daha az komplikasyona yol açar. Radyoterapi ise kanserli hücreleri yüksek enerjili ışınlarla hedef alır. Tedavi ameliyat öncesi veya sonrası uygulanabilir. Kemoterapi ileri evre kanserlerde kullanılan başka bir seçenektir. İlaçlar kanser hücrelerinin büyümesini durdurmayı veya yok etmeyi amaçlar.
Cerrahi Yöntemler:
- Tümör Rezeksiyonu
- Boyun Diseksiyonu
- Transoral Robotik Cerrahi (TORS)
Radyoterapi Kullanımı:
- Birincil Tedavi
- Ameliyat Sonrası Yardımcı Tedavi
- Kemoterapi ile Kombinasyon
Kemoterapi Uygulamaları:
- Tek Başına Tedavi
- Radyoterapi ile Kombinasyon
- Ameliyattan Önce Uygulanan Tedavi
Hedefe yönelik tedaviler belirli genetik özelliklere sahip hücreleri hedef alır. Bu ilaçlar diğer tedavi yöntemleriyle kombine edilebilir. İmmünoterapi ise bağışıklık sistemini güçlendirerek kanserle mücadelede kullanılır. Bu yöntem genellikle diğer tedavilere dirençli kanserlerde tercih edilir. Palyatif bakım hastanın rahatını artırmak ve yaşam kalitesini yükseltmek için tedavi sürecinin ayrılmaz bir parçasıdır. Rehabilitasyon hizmetleri ise tedavi sonrası iyileşme sürecinde büyük önem taşır. Bu süreç konuşma ve yutma terapisi gibi destekleyici tedaviler içerir. Proton tedavisi gibi gelişmiş tedaviler daha etkili sonuçlar elde etmek için araştırılmaktadır.
Kanserden Korunmak İçin Neler Yapılabilir?
Kanserden korunmak için alınabilecek çeşitli önlemler bulunmaktadır. İlk olarak beslenme alışkanlıklarını gözden geçirmek büyük önem taşır. Bitkisel besinler kanser riskini azaltabilir:
- Meyve, sebze, tam tahıllar ve baklagiller düzenli olarak tüketilmelidir.
- Kırmızı ve işlenmiş etlerden kaçınılmalı alternatif olarak tavuk ve balık tercih edilmelidir.
- Şekerli içecekler ve hazır gıdaların tüketimi minimuma indirilmelidir.
Yaşam tarzı değişiklikleri de kanseri önlemede yararlı olur. Sigara ve tütün ürünleri kullanılmamalıdır. Alkol tüketimi sınırlandırılmalı ideal olarak kadınlar günde bir içki erkekler ise iki içki ile sınırlı kalmalıdır. Sağlıklı bir kilo korunmalı ve düzenli fiziksel aktivite yapılmalıdır. Haftada en az 150 dakika orta şiddette egzersiz önerilir. Güneş koruyucu kremler kullanılmalı ve özellikle güneşin yoğun olduğu saatlerde dışarı çıkılmamalıdır.
Ek olarak düzenli kanser taramaları yapılmalıdır:
- Mamografi, kolonoskopi ve smear testi gibi yöntemlerle kanser erken evrede tespit edilebilir.
- HPV ve Hepatit B aşıları yaptırılarak belirli kanser türlerinin riski azaltılabilir.
Riskli davranışlardan kaçınılmalı ve güvenli seks yapılmalıdır. Ayrıca aile tıbbi geçmişi iyi bilinmeli ve buna göre önlem alınmalıdır.
Kanser Hastalarının Psikolojik Durumu Nasıl Etkilenir?
Kanser hastalarının psikolojik durumu hastalıkla başa çıkmada önemli bir etmene dönüşür. Depresyon ve anksiyete kanserle mücadele eden birçok kişiyi etkiler. Depresyon genellikle tedavi sürecinin başlarında daha şiddetli olup tedavi sonrası azalsa da yaşam kalitesi üzerindeki etkisini sürdürür. Anksiyete özellikle tedavi sonrası dönemde hastalığın tekrarlama endişesiyle yoğunlaşır.
- Duygusal Sıkıntılar: Kanser hastaları sıklıkla yas ve üzüntü gibi duygular yaşarlar.
- Korku: Hastalığın tekrarlaması tedavi sonrası kontrollerin seyrekliği ile birleştiğinde endişeyi artırır.
- Bilişsel Zorluklar: Kemoterapi gibi bazı tedaviler konsantrasyon ve hafıza problemleri yaratabilir.
- Sosyal Sorunlar: Hastalıkla ilişkili damgalanma ve fiziksel değişimler sosyal izolasyonu tetikleyebilir.
Bunlara ek olarak mevcut ruh sağlığı sorunları olan hastalarda kanser teşhisi mevcut durumu daha da zorlaştırabilir. Bu hastalar için kanser tedavisinin yanı sıra ruh sağlığı desteğinin sağlanması tedavi sonuçlarını iyileştirme potansiyeline sahiptir.
Çocukluk Çağı Kanserleri Nelerdir?
Çocukluk çağı kanserleri 19 yaş altındaki bireylerde görülen kanser türleridir. Bu kanserler genellikle erişkin kanserlerinden farklı özellikler gösterir. En sık karşılaşılan türleri arasında aşağıdakiler yer alır:
- Lösemiler
- Beyin ve merkezi sinir sistemi tümörleri
- Lenfomalar
- Nöroblastom
- Wilms tümörü
Bu kanserlerin çoğu belirgin bir çevresel veya yaşam tarzı bağlantısı olmaksızın ortaya çıkar. Genetik mutasyonlar bu kanserlerin gelişiminde katkı sağlar. Özellikle bazı kalıtsal genetik durumlar çocuklarda kanser riskini artırabilir. Çocukluk çağı kanseri tedavisi genellikle çocukların daha güçlü tedavilere tolerans göstermesi nedeniyle yoğundur ve şunları içerebilir:
- Kemoterapi
- Radyoterapi
- Cerrahi
- Kök hücre nakli
Tedavi süreci genellikle pediatrik onkologlar ve çok disiplinli ekipler tarafından yönetilir. Bu ekipler çocukların ve ailelerinin ihtiyaçlarına odaklanarak destek sağlarlar. Sağ kalım oranları son on yıllarda gelişmiş tedavi yöntemleri sayesinde artmıştır. Ancak düşük ve orta gelirli ülkelerde sağ kalım oranları daha düşük kalmaktadır. Çocukluk çağı kanserlerine yönelik özel bakım çocuk kanser merkezlerinde sunulmaktadır. Burada tedavi süreçleri çocukların yaşları ve özel sağlık ihtiyaçları göz önünde bulundurularak düzenlenir.
Kanser Hastalığı Bulaşıcı mıdır?
Kanser hastalığı bulaşıcı değildir; bu nedenle başka bir kişiden doğrudan “yakalanamaz”. Kişinin kanser hücreleri başka bir bireyin vücudunda yabancı olarak algılanır ve hızla bağışıklık sistemi tarafından yok edilir. Ancak bazı virüsler kansere yol açabilir ve bu virüsler bulaşıcıdır.
Örneğin:
- İnsan papilloma virüsü (HPV) özellikle boğaz bölgesindeki kanserler için risk oluşturur.
- Bu virüs cinsel yolla veya cilt teması ile kolayca bulaşabilir.
- HPV aşısı ilişkili kanser türlerinin gelişim riskini azaltabilir.
Diğer risk faktörleri:
- Tütün kullanımı
- Alkol tüketimi
- Kimyasal maddelere maruz kalma
- Radyasyon
Kanser Ailesel Bir Hastalık mıdır?
Kanser genellikle genetik mutasyonlar sonucu ortaya çıkar ve bu durum ailesel özellikler gösterebilir. Kalıtsal kanser sendromları aile içinde belli kanser türlerinin yaygın olarak görülmesine yol açar. Bu mutasyonlar bazen doğuştan gelir ve bireylerde kanser gelişme riskini artırır. Özellikle belirli genlerdeki değişiklikler kanser riskini ciddi şekilde yükseltir. Bu risklerin belirlenmesinde genetik testler oldukça mühimdir.
Ailesel kanser sendromlarına örnekler:
- Ailesel adenomatöz polipozis (FAP): APC genindeki mutasyonlar kolorektal kansere yol açabilir.
- Kalıtsal Meme ve Yumurtalık Kanseri Sendromu (HBOC): BRCA1 ve BRCA2 mutasyonları ile ilişkilidir.
- Lynch Sendromu: MLH1 MSH2 MSH6 ve PMS2 genlerindeki mutasyonlar başta kolorektal olmak üzere çeşitli kanser türlerine neden olur.
Kanser Hastalarının Cinsel Yaşamı Nasıl Etkilenir?
Kulak burun ve boğaz kanserleri hasta cinsel yaşamını ciddi şekilde etkileyebilir. Bu tür kanserler genellikle ağrı yutma güçlüğü ve ses problemleri gibi belirtilerle kendini gösterir. Tedavi yöntemleri arasında cerrahi radyasyon ve kemoterapi bulunur; bu tedaviler cinsel aktiviteyi zorlaştırabilir. Cinsel yaşam üzerindeki etkileri sadece fiziksel değil aynı zamanda duygusal boyutlarda da kendini gösterir.
Fiziksel Etkiler:
- Ağrı ve rahatsızlık
- Yorgunluk
- Deformasyon ve yara izleri
Tedaviler sıklıkla yorgunluk yapar ve bu durum enerji seviyesini düşürerek libidoyu azaltır. Cerrahi işlemler vücut imajında değişikliklere yol açabilir. Bu değişiklikler hastanın kendine olan güvenini ve cinsel çekiciliğini negatif yönde etkileyebilir.
Duygusal Etkiler:
- Duygusal stres
- Vücut imajı sorunları
Kanser tanısı duygusal stres yaratır ve bu durum cinsel isteği azaltabilir. Görünüm değişiklikleri özgüven eksikliği yaratır ve cinsel yakınlıkta engeller oluşturabilir. Ayrıca boğaz kanserleri konuşma yeteneğini bozarak iletişim kurmayı zorlaştırır ve bu durum ilişkide yalnızlık hissine neden olabilir. HPV gibi cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar cinsel sağlık üzerinde ek zorluklar yaratır ve partnerler arası dinamikleri karmaşıklaştırır. Bu faktörler kanser hastalarının cinsel yaşamını önemli ölçüde etkileyen ana unsurlardır.
Kanserin Nüks Etme Riski Nedir?
Kanserin tekrar etme riski kanserin tipine ve evresine göre değişiklik gösterir. Ağız boşluğu ve orofaringeal kanserlerde erken teşhis edilmiş durumlar için nüks oranı daha düşüktür. İleri evrelerde ise bu oran önemli ölçüde artar. Özellikle tütün ve alkol kullanımı gibi risk faktörlerinin varlığı kanserin yeniden ortaya çıkma olasılığını yükseltir. Ayrıca insan papilloma virüsü ile enfekte olmuş bireylerde virüs negatif olanlara göre daha iyi bir iyileşme görülür.
Boğaz kanserinde de benzer faktörler etkilidir:
- Kanserin erken evrede tespit edilmesi iyileşme şansını %90’a kadar çıkarabilir.
- İleri evrede ise bu oran %50-60’a düşer.
- Nükse katkıda bulunan etmenler arasında:
- Sigara ve alkol kullanımı
- Yetersiz veya eksik tedavi
Kanser Tedavisi Gören Hastalar Nelere Dikkat Etmelidir?
Kanser tedavisi gören hastalar yaşam kalitelerini korumak ve tedavi süreçlerini iyileştirmek için özenli bir dizi önlem almalıdır. Tedavi sırasında ve sonrasında oluşabilecek yan etkileri yönetmek büyük önem taşır. Öncelikle rehabilitasyon süreci çeşitli sağlık profesyonellerinin katılımı ile gerçekleştirilir. Bu süreçte konuşma terapisi ve beslenme desteği hastaların günlük fonksiyonlarını sürdürebilmeleri için önemli hizmetlerdir.
- Sigara ve alkol kullanımı azaltılmalıdır; bu alışkanlıkların bırakılması tedavi sonuçlarını pozitif yönde etkiler.
- Hastalar düzenli olarak doktor kontrollerine gitmeli ve planlanan tüm takip testlerini yaptırmalıdır.
- Palyatif bakım belirtilerin yönetilmesine odaklanır ve ağrı kontrolü gibi ek tedavilerle birleştirilebilir.
- Enfeksiyon riskine karşı önlemler almak esastır; bu amaçla iyi ağız hijyeni ve enfeksiyon önleme teknikleri uygulanmalıdır.
Kaynakça:
https://my.clevelandclinic.org/health/diseases/12194-cancer
https://www.cancer.gov/about-cancer/understanding/what-is-cancer
Vakalar
İki taraflı frontal sinüs kaynaklı inverted papillom
Hastalıklar
Bilateral Tonsil Lenfoma Ameliyatı
Hastalıklar