Düz burun, burun sırtının düz bir hat oluşturduğu ve kemer ya da çıkıntı bulunmayan burun tipidir. Estetik açıdan simetrik ve dengeli bir görünüm sunduğu için sıkça tercih edilen bu burun şekli, genellikle cerrahi müdahalelerle elde edilir ve doğal yapıya uygun olarak tasarlanır.
Düz burun estetiği nasıl yapılır sorusu sıkça merak edilir. Bu işlemde burun kemeri alınarak sırt hattı düzleştirilir, burun ucu yeniden şekillendirilir ve burun-profil dengesi optimize edilir. Ameliyat öncesi planlama, yüz oranlarına uygunluk açısından büyük önem taşır.
Düz burun ameliyatı sonrası iyileşme süreci, hastanın genel sağlık durumuna ve uygulanan tekniğe bağlı olarak değişir. Genellikle 7-10 gün içinde morluklar azalır, şişlikler birkaç hafta içinde önemli ölçüde geçer. Tam sonuçlar ise 6-12 ay arasında netleşir.
Düz burun kimlere uygundur sorusu, planlama aşamasında değerlendirilir. Yüz hatları belirgin, cilt yapısı ince olan bireylerde daha doğal ve estetik sonuçlar elde edilir. Ayrıca nefes alma fonksiyonları da göz önünde bulundurularak işlem kişiye özel olarak tasarlanır.
| Bilmeniz Gerekenler | Bilgi |
| Tanım | Düz burun, burun sırtının (nazal dorsum) yan profilden bakıldığında düz bir hatta sahip olması durumudur. Genellikle estetik bir özellik olarak değerlendirilir. |
| Görülme Şekli | Doğuştan (genetik) olabilir ya da cerrahi işlem (rinoplasti) sonrası elde edilebilir. |
| Anatomik Özellikler | Burun kemiklerinin ve kıkırdak yapılarının düz hizada olmasıyla oluşur; burun sırtında kemer (hump) veya çöküklük bulunmaz. |
| Estetik Değerlendirme | Pek çok kişi tarafından yüz simetrisini artırıcı ve zarif bir görünüm sağlayıcı olarak görülür. Özellikle kadınlarda tercih edilen bir burun profilidir. |
| Nedenleri | Genetik yapı, etnik farklılıklar, travmalar veya estetik cerrahi müdahaleler sonrası olabilir. |
| Cerrahi Müdahale | Rinoplasti ile burun sırtındaki çıkıntılar veya çöküklükler düzleştirilerek düz burun görünümü elde edilebilir. |
| Ameliyat Süreci | Genel anestezi altında yapılır; işlem süresi 1-2 saat olabilir. Hedef, doğal görünümlü ve yüzle orantılı bir burun oluşturmaktır. |
| İyileşme Süreci | Ortalama 1-2 hafta içinde şişlik ve morluklar azalır; nihai burun şekli birkaç ay içinde oturur. |
| Avantajları | Daha dengeli ve simetrik bir yüz profili sağlayabilir; bazı kişilerde özgüveni artırabilir. |
| Dikkat Edilmesi Gerekenler | Her burun tipi her yüze uygun olmayabilir; yüz yapısıyla uyumlu tasarım yapılmalıdır. Ayrıca cerrahi sonrası düz burun hedefleniyorsa cerrahın deneyimi önemlidir. |
| Alternatifler | Cerrahi dışı burun dolgusu uygulamaları ile geçici düzleştirme işlemleri yapılabilir, ancak etkisi sınırlıdır ve geçicidir. |
| Komplikasyonlar | Aşırı düzleştirme, doğallığın kaybına veya fonksiyonel sorunlara (nefes alma zorlukları) yol açabilir. |
Düz burun estetiği yüzdeki genel uyumu nasıl etkiler?
Aynaya baktığınızda yüzünüzde ilk dikkatinizi çeken yerin burnunuz olması, aslında istediğimiz bir durum değildir. İdeal olan burnun yüzle o kadar uyumlu olmasıdır ki dikkatin doğrudan gözlere ve bakışlara yönelmesidir. “Düz burun” kavramı, teknik olarak burun kökünden ucuna kadar pürüzsüz bir sırt hattını ifade etse de bu düzlüğün yüzün diğer elemanlarıyla dans etmesi gerekir. Bir burnu cetvelle çizilmiş gibi dümdüz yapmak her zaman en iyi sonucu vermez. Yüz, kendi içinde bir matematik ve geometri barındırır.
Burada kilit nokta “profil estetiği” dediğimiz kavramdır. Alın yapınız, elmacık kemiklerinizin belirginliği ve çenenizin duruşu, burnunuzun ne kadar düz veya kavisli olması gerektiğini belirleyen ana faktörlerdir. Örneğin alnı geride olan birine çok yüksek ve dümdüz başlayan bir burun yapmak, yüzü sert ve kaba gösterebilir. Tam tersine, çenesi küçük ve geride olan bir hastada burnu sadece düzleştirmek yetmez; çünkü çene desteği zayıf olduğunda en düzgün burun bile büyük algılanabilir. Bu yüzden bizler, sadece burnu değil aslında ışığın yüzünüzde nasıl kırıldığını tasarlarız. Düz bir burun sırtı, ışığın yukarıdan aşağıya kesintisiz akmasını sağlayarak yüze daha aydınlık, taze ve dinç bir ifade kazandırır.
Hem rahat nefes alıp hem de düz burun sahibi olmak mümkün müdür?
Estetik kaygılarla bize başvuran pek çok kişinin atladığı, ancak bizim en çok üzerinde durduğumuz konu fonksiyondur. Dışarıdan bakıldığında eğri, kemerli veya şekil bozukluğu olan bir burnun, içerideki hava yollarının da kusursuz olmasını beklemek hayalcilik olur. Genellikle dışarıdaki eğrilik, içerideki “septum” dediğimiz, burnu ikiye ayıran duvarın da eğriliğiyle paralel gider. Dolayısıyla estetik bir düzeltme talep edildiğinde, bu aslında nefes alma fonksiyonunu iyileştirmek için de bir fırsattır.
Kulak Burun Boğaz uzmanlığının getirdiği bakış açısı, burnu sadece bir vitrin olarak değil çok gelişmiş bir klima sistemi olarak görmeyi gerektirir. Ameliyat sırasında burnu düzleştirirken, hava kanallarını daraltmamak hayati önem taşır. “Düz burun yapacağım” derken çatıyı çok fazla alçaltmak veya daraltmak, burun içi valf mekanizmasını bozabilir. Bu da mandalla sıkılmış gibi görünen ve nefes alamayan bir burunla sonuçlanır. Bizim yaklaşımımızda, estetik ve fonksiyon etle tırnak gibidir; ayrılamazlar. Burun sırtını düzeltirken aynı seansta içerideki kıkırdak eğrilikleri (deviasyon) düzeltilir, burun etleri küçültülür ve hava yolu genişletilir. Böylece hasta iyileştiğinde sadece aynada gördüğü görüntüden değil gece uyuduğu uykunun kalitesinden de memnun kalır.
Ameliyat öncesi planlamada düz burun tasarımı nasıl yapılır?
Başarılı bir sonucun mimarisi, ameliyathaneye girmeden çok önce, planlama masasında başlar. Her yüz parmak izi gibi benzersizdir ve “herkese uyan tek tip” bir burun şekli yoktur. Hastanın beklentisini anlamak ve tıbbi gerçeklerle örtüştürmek sürecin en önemli adımıdır. Bu aşamada teknoloji bizim en büyük yardımcımızdır. Üç boyutlu (3D) görüntüleme sistemleri ve simülasyon teknolojileri sayesinde, hastanın yüzünü sanal ortamda tarayarak milimetrik analizler yapabiliyoruz.
Bu simülasyonlar, hastalarımızın “düz burun” derken neyi kastettiklerini anlamamızı sağlar. Bazen hasta düz bir burun istediğini söyler, ancak simülasyonda hafif kavisli bir burun gördüğünde yüzüne daha çok yakıştığına karar verebilir. Ya da tam tersi, kavisli isteyen biri düz hattın asaletini tercih edebilir. Ayrıca bu analizlerde yüzün alt, orta ve üst bölümleri arasındaki oranlara bakılır. Alın-burun açısı veya dudak-burun açısı gibi parametreler hesaplanır. Eğer çene ucu çok gerideyse, burnu düzeltirken eş zamanlı olarak çene dolgusu veya implantı gibi eklemelerle profil dengesinin (profiloplasti) sağlanması planlanabilir.
Burun ucu estetiği düz burun görünümünü nasıl etkiler?
Burun sırtını istediğimiz kadar düzgün hale getirelim, eğer bu hat doğru bir burun ucuyla sonlanmıyorsa, sonuç estetik durmayacaktır. Burun ucu, profilin imzasıdır. Düz gelen sırt hattının, burun ucuyla buluştuğu noktada yarattığı geçiş, doğallığın en büyük göstergesidir. Burun ucu estetiğinde (Tip Plasty) karşılaştığımız ve düzeltilmediği takdirde o arzulanan düz profili bozan bazı yaygın şekil bozuklukları vardır:
Bu şekil bozuklukları şunlardır:
- Bulböz (top) burun ucu
- Sıkıştırılmış (pinched) burun ucu
- Düşük burun ucu
- Aşırı kalkık burun ucu
- Asimetrik burun delikleri
- Sivri burun ucu
Bu deformitelerin düzeltilmesinde kıkırdakların yeniden şekillendirilmesi, fazlalıkların alınması ve gerekirse kıkırdak yamaları (greftler) ile desteklenmesi gerekir. Burun ucuna doğru açı ve rotasyon (kalkıklık) kazandırıldığında, burun sırtındaki düzlük anlam kazanır. Düşük bir burun ucu, düz bir sırtı olduğundan daha uzun ve kemerli gösterebilirken; aşırı kalkık bir uç, burun sırtını oyuk gösterebilir. Bu nedenle burun ucu, sırt hattının tamamlayıcısı olarak titizlikle işlenir.
Eğri bir burnu düz burun haline getirmek için hangi teknikler kullanılır?
Eğri veya kemerli bir burnu “düz” forma sokmak, canlı doku üzerinde yapılan bir mühendislik çalışmasıdır. Burada kullanılan yöntemler burnun mevcut sorununa göre değişir. Eğer sorun sadece sırttaki bir kemerse, bu kemik ve kıkırdak yapı törpülenerek veya kesilerek alınır. Ancak bu işlem yapıldığında burnun çatısı açılır (açık çatı deformitesi). Tıpkı bir evin çatısının tepesini kestiğinizde oluşacak açıklık gibi düşünün. Bu açıklığın kapatılması için yan duvarlardaki kemikler kontrollü bir şekilde kırılarak birbirine yaklaştırılır ve yeniden doğal bir üçgen çatı formu oluşturulur.
Daha karmaşık olan burnun “C” veya “S” şeklinde eğri olduğu durumlardır. Burada sadece yüzeyden düzeltme yapmak yetmez; binanın temel direği olan septum kıkırdağının da düzeltilmesi gerekir. Biz buna “yapısal rinoplasti” diyoruz. Eğri kıkırdaklar çıkarılıp atılmaz; aksine düzeltilir ve zayıf alanlar kıkırdak greftleri ile desteklenerek adeta yeniden inşa edilir. Bu yaklaşım burnun yıllar içinde çökmesini veya tekrar eğilmesini önlemek için en güvenilir yoldur. Kıkırdak ve kemik yapıların korunarak güçlendirildiği bu teknikler sayesinde, elde edilen düz formun kalıcılığı sağlanır.
Ameliyatsız yöntemlerle düz burun elde edilebilir mi?
Cerrahi işlemden çekinen veya sağlık durumu ameliyata elverişli olmayan hastalar için ameliyatsız seçenekler de mevcuttur. Ancak burada beklentiyi doğru yönetmek çok önemlidir. Ameliyatsız yöntemler yani dolgu ve ip askı uygulamaları, burnu küçültmez veya kemik yapıyı değiştirmez; sadece “kamuflaj” sağlar. Buna “sıvı rinoplasti” de denir.
Bu yöntemler genellikle “ekleme” mantığıyla çalışır. Örneğin burun sırtında bir kemer varsa, kemerin hemen üzerine ve altına dolgu maddesi enjekte edilerek o boşluklar doldurulur. Böylece profil, düz bir çizgi halini alır. Kemer yok olmaz, sadece görünmez hale gelir. Benzer şekilde burun ucundaki hafif düşüklükler dolgu veya botoks ile bir miktar kaldırılabilir. İp askı yöntemleri ise burun ucunu mekanik olarak yukarı asmayı hedefler ancak kalıcılıkları oldukça sınırlıdır (ortalama 4-6 ay). Dolguların kalıcılığı ise kullanılan malzemeye göre 12-18 ay arasında değişir. Bu işlemler hızlıdır, iyileşme süresi gerektirmez ancak kalıcı ve yapısal bir çözüm arayanlar için cerrahinin yerini tutamaz. Küçük rötuşlar ve geçici düzeltmeler için idealdir.
Fonksiyonel sorunlar düz burun ameliyatını nasıl şekillendirir?
Bizim kliniğimizde “sadece estetik” diye bir kavram yoktur, çünkü burun yaşayan, nefes alan bir organdır. Hastalar bazen sadece burunlarının şeklinden şikayetçi olduklarını söyleseler de detaylı muayenede ciddi hava yolu darlıkları tespit edebiliriz. Bu noktada “Akustik Rinometri” gibi objektif ölçüm cihazları kullanırız. Bu teknoloji, ses dalgaları ile burun içinin haritasını çıkarır ve darlığın nerede olduğunu bize gösterir.
Özellikle “Burun Valfi Çökmesi” (Nasal Valve Collapse) dediğimiz durum kritik öneme sahiptir. Bu derin nefes aldığınızda burun kanatlarının içeriye doğru vakumlanıp kapanması durumudur. Eğer bir burun sadece küçültülüp düzleştirilirse, bu destek yapıları daha da zayıflayabilir ve hasta ameliyattan sonra nefes alamaz hale gelebilir. Bunu önlemek için, cerrahi sırasında burun sırtını düzeltirken aynı zamanda “spreader greft” dediğimiz kıkırdak şeritler yerleştirerek çatıyı destekleriz. Bu tünelin tavanını güçlendirmek gibidir. Böylece hem estetik olarak düz ve zarif bir burun elde edilir hem de fonksiyonel kapasite artırılır.
Düz burun ameliyatı sonrası iyileşme sürecinde nelere dikkat edilmeli?
Ameliyat bittiğinde işin yarısı tamamlanmış demektir; diğer yarısı ise sabırlı bir iyileşme sürecidir. İlk günlerde yüzde ödem (şişlik) ve morluk olması beklenen, doğal bir iyileşme cevabıdır. Burun, yeni şeklini koruması için atel ve bantlarla desteklenir. Bu dönemde dokuların en iyi şekilde iyileşmesi ve şeklin oturması için hastalarımızın uyması gereken bazı kısıtlamalar vardır:
İyileşme sürecinde dikkat edilmesi gerekenler şunlardır:
- Ağır sporlar
- Gözlük kullanımı
- Sauna
- Hamam
- Jakuzi
- Yüz masajı
- Aşırı sıcak ortamlar
- Darbe riski olan aktiviteler
Bu kısıtlamaların temel sebebi, kan basıncını artırarak kanama veya ödem riskini yükseltmemek ve henüz kaynamamış olan kemik yapıların yer değiştirmesini önlemektir. Özellikle ilk hafta başın yüksekte tutulması ve soğuk uygulama yapılması konforu artırır. Ameliyatsız dolgu işlemlerinden sonra ise süreç çok daha rahattır ancak yine de ilk 24 saat makyaj yapılmaması ve bölgeye masaj uygulanmaması enfeksiyon ve dolgunun yer değiştirmemesi açısından önemlidir.
Düz burun estetiğinde karşılaşılabilecek riskler nelerdir?
Her cerrahi işlemde olduğu gibi rinoplastide de belirli riskler vardır ve şeffaflık ilkemiz gereği hastalarımızın bunları bilmesi gerekir. Estetik açıdan en büyük risk, beklenti ile sonucun uyuşmamasıdır. Bu nedenle simülasyon ve detaylı konuşma çok önemlidir. Bazen iyileşme dokusunun (skar) aşırı reaksiyon vermesi sonucu burun ucunda kalınlaşma veya küçük düzensizlikler oluşabilir. Nadiren de olsa, aylar sonra burun şeklinde minimal değişiklikler görülebilir; çünkü burun “hafızası” olan bir yapıdır ve eski yerine dönme eğilimi gösterebilir.
Fonksiyonel olarak ise, agresif küçültmelerin yol açabileceği burun tıkanıklıkları en çekindiğimiz konudur. Ancak bahsettiğimiz kıkırdak koruyucu teknikler ve valf onarımları ile bu riskler günümüzde minimize edilmiştir. Komplikasyon durumunda, “revizyon rinoplasti” dediğimiz düzeltme ameliyatları yapılabilir, ancak ilk ameliyatın doğru planlanması her zaman en iyi yoldur. Ameliyatsız dolgu uygulamalarında ise nadiren damar tıkanıklığı veya ciltte renk değişimi gibi riskler olabilir; bu yüzden bu işlemlerin de mutlaka anatomiye hakim uzman hekimlerce yapılması şarttır.
Sıkça Sorulan Sorular
Düz burun genetiği hangi faktörlere bağlı olarak gelişir?
Düz burun yapısı büyük ölçüde genetik kalıtıma bağlıdır. Burun kemiklerinin yapısı, kıkırdak oranı ve yüz iskeleti bu formu belirler. Asya ve Afrika kökenli bireylerde daha sık görülür.
Düz burun estetik açıdan hangi sorunlara yol açabilir?
Düz burun, yüz profiline yeterli derinlik katmadığı için bazı kişilerde yüzün daha ifadesiz veya düz görünmesine neden olabilir. Bu durum estetik kaygıları artırabilir.
Düz burun nefes alma problemlerine neden olabilir mi?
Evet, bazı düz burun yapılarında burun içi hava kanalları dar olabilir. Bu durum nefes alma güçlüğü, ağızdan soluma veya horlama gibi sorunlara yol açabilir.
Düz burun için hangi estetik ameliyat yöntemleri kullanılır?
Düz burun estetiğinde en sık tercih edilen yöntem açık rinoplastidir. Burun köprüsüne yükseklik kazandırmak için kıkırdak grefti veya implant kullanılabilir.
Düz burun dolgu ile düzeltilebilir mi?
Hafif vakalarda cerrahiye gerek kalmadan burun dolgusu ile burun köprüsü belirginleştirilebilir. Ancak bu yöntem geçicidir ve her hasta için uygun olmayabilir.
Düz burun yapısında burun ucu estetiği nasıl planlanır?
Düz burunlarda burun ucu genellikle yayvan veya yukarı dönük olabilir. Estetik planlamada burun ucu yeniden şekillendirilerek profil ve önden görünüm dengelenir.
Düz burun ameliyatı sonrası iyileşme süreci nasıldır?
Ameliyat sonrası şişlik ve morluklar birkaç hafta sürebilir. Burnun nihai şeklini alması genellikle 6–12 ay içinde tamamlanır.
Düz burun estetiği kalıcı mıdır yoksa tekrar düzleşme olabilir mi?
Doğru teknik ve yeterli kıkırdak desteğiyle yapılan ameliyatlarda sonuçlar kalıcıdır. Ancak iyileşme döneminde travma veya yetersiz destek varsa tekrar düzleşme riski olabilir.
Düz burun estetiği psikolojik olarak hastayı nasıl etkiler?
Yüz profilinde belirgin iyileşme sağlayan burun estetiği, kişinin özgüvenini artırabilir ve sosyal yaşam üzerinde olumlu etkiler yaratabilir.
Düz burunlu kişiler için en uygun burun şekli nasıl belirlenir?
En uygun burun şekli, kişinin yüz oranları, çene-alın dengesi ve genel yüz yapısı dikkate alınarak belirlenir. Amaç doğal ve yüzle uyumlu bir burun formu elde etmektir.

Prof. Dr. Murat Topdağ, 1978 yılında Malatya’da doğmuş, tıp eğitimini İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İngilizce Bölümü’nde tamamlamıştır. Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı’nda uzmanlık eğitimini tamamladıktan sonra, akademik ve klinik kariyerine aynı kurumda devam etmiştir. 2017–2025 yılları arasında Acıbadem Altunizade Hastanesi’nde görev yapan Prof. Dr. Topdağ, 2025 yılı itibarıyla Memorial Göztepe Hastanesi bünyesinde hastalarına hizmet vermektedir.
Kulak burun boğaz hastalıkları, baş-boyun kanser cerrahisi ve estetik burun ameliyatları (rinoplasti) alanlarında uzmanlaşmış olan Prof. Dr. Topdağ, ulusal ve uluslararası düzeyde tanınan bir cerrahtır. The Journal of Laryngology & Otology, Otology & Neurotology ve European Archives of Oto-Rhino-Laryngology gibi saygın dergilerde yayımlanmış çok sayıda bilimsel makalesi bulunmaktadır.
Prof. Dr. Topdağ, fonksiyon koruyucu tekniklerle baş-boyun tümör cerrahisi uygulamakta; aynı zamanda rinoplasti, revizyon burun estetiği, piezo ultrasonik rinoplasti ve septorinoplasti gibi estetik ve fonksiyonel burun ameliyatlarında yüksek başarı oranlarına sahiptir. Bilimsel yaklaşımı, estetik vizyonu ve hasta güvenliğini esas alan cerrahi felsefesiyle Türkiye’de KBB alanının önde gelen isimlerinden biridir.


Vakalar
İki taraflı frontal sinüs kaynaklı inverted papillom
Hastalıklar
Bilateral Tonsil Lenfoma Ameliyatı
Hastalıklar
Anadolu Yakası, İstanbul'daki Konumumuz