Epistaksis, acil tıbbi durumlar arasında sıkça karşılaşılan bir problemdir. Genellikle zararsız olan bu durum, bazen ciddi müdahaleleri gerektirebilir. Burun kanaması iki ana tip olarak sınıflandırılır: anterior ve posterior. Anterior tipi en yaygın görülen şeklidir ve çoğunlukla burun septumunun ön kısmında meydana gelir. Öte yandan posterior tipi daha seyrek olmakla birlikte daha ciddi müdahalelere yol açabilir. Her iki tip için de uygun tıbbi tedavi zamanında ve etkin bir şekilde uygulandığında, hastalar genellikle kısa sürede iyileşme gösterir.
Epistaksis Tanımı ve Önemi
Epistaksis, kulak, burun ve boğaz acilleri arasında öne çıkan bir durumdur. Anterior ve posterior olmak üzere iki temel türü bulunur. Anterior tip, burun septumunun ön kısmındaki Kiesselbach pleksusu kaynaklıdır ve en sık rastlanan türdür. Bu bölge, sıklıkla çevresel etkenlerden dolayı tahriş olabilir. Buna karşın posterior burun kanamaları daha az görülse de daha ciddi tıbbi müdahale gerektirebilir. Bu tip kanamalar genellikle daha derin damarlardan kaynaklanır ve özellikle belirli sağlık problemleri olan bireylerde daha sık görülür. Epistaksisin oluşumu için potansiyel risk faktörleri şunlardır:
- Antikoagülan kullanımı
- Yüksek tansiyon
- Altta yatan kan veya damar hastalıkları
Bu faktörler, nazal damarların daha hassas hale gelmesine ve kanama riskinin artmasına neden olur. Epistaksis yönetimi, kanamanın yoğunluğuna ve hastanın genel sağlık durumuna göre değişiklik gösterir. Erken müdahale ve doğru tedavi yöntemleri, bu durumun üstesinden gelmede kritik önem taşır.
Epistaksis Nedenleri
Epistaksis, çeşitli etmenlerden kaynaklanabilir. Bu etmenler dört ana kategori altında incelenir: yerel, sistemik, çevresel ve ilaç kaynaklı. Yerel faktörler arasında en sık rastlananlar; burun içi travmalar, uzun süreli nazal kanül kullanımı ve septum anomalileridir. Sistemik faktörler ise genellikle vücudun genel sağlık durumu ile ilişkilidir. Bunlar arasında yüksek tansiyon, kanama bozuklukları ve vasküler hastalıklar bulunur. Çevresel faktörler özellikle mevsimsel değişikliklerle kendini gösterir. Kış aylarında artan kuruluk epistaksis riskini artırabilir. İlaç kaynaklı nedenler ise çoğunlukla kanın pıhtılaşma mekanizmasını etkileyen ilaçlar tarafından tetiklenir.
Yerel Nedenler:
- Dijital manipülasyon
- Septum deviasyonu
- Travma
- Kronik nazal kanül kullanımı
Sistemik Nedenler:
- Alkolizm
- Hipertansiyon
- Vasküler malformasyonlar
- Koagülopatiler
Çevresel Faktörler:
- Alerjiler
- Çevresel kuruluk
İlaç Kaynaklı Nedenler:
- Nonsteroidal anti-enflamatuar ilaçlar
- Antikoagülanlar
- Trombosit agregasyon inhibitörleri
- Topikal nazal steroid spreyler
- Takviyeler ve alternatif ilaçlar
- Yasadışı uyuşturucular
Epistaksis ile ilişkili nadir durumlar, ek semptomlarla birlikte değerlendirilmelidir. Özellikle tek taraflı tıkanıklık ve ağrı gibi belirtiler dikkate alınmalıdır.
Epistaksis Sıklığı ve Demografisi
Burun kanaması, genellikle ciddi sonuçlar doğurmayan bir sağlık sorunudur. Amerika Birleşik Devletleri’nde ölümle sonuçlanan durumlar son derece nadirdir. Yapılan istatistiklere göre, burun kanamaları çok düşük bir ölüm oranına sahiptir. Toplumun yaklaşık altmış yüzdesi hayatlarının bir döneminde bu sorunu yaşar. Ancak burun kanamalarının sadece küçük bir kısmı yoğun tıbbi müdahale gerektirir. İki ana yaş grubu bu durumdan en çok etkilenir: küçük çocuklar ve yaşlılar. İki ila on yaş arası çocuklar ile elli ile seksen yaş arası yetişkinler, bu sağlık sorununu en sık yaşayan gruplardır.
Epistaksis Patogenezi
Burun kanamasının oluşumunda, nazal mukozadaki kan damarlarının yırtılması temel bir faktördür. Bu yırtılma genellikle nazal travmalardan kaynaklanır. Ancak bazı ilaçların kullanımı veya komorbiditeler de kan damarlarını zayıflatarak kanamaya neden olabilir. Özellikle yüksek kan basıncı, kanama sürecini uzatırken, antikoagülanlar ve pıhtılaşma bozuklukları da benzer etkilere sahiptir.
Burun kanamaları genellikle:
- Anterior burun bölgesinde (Kiesselbach pleksusu) yer alır.
- Nazal muayenede etiyolojik damarın tespiti mümkündür.
Diğer yandan posterior burun kanamaları nadiren görülür ancak daha ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Bu kanamalar, genellikle nazal kavitenin arka bölümlerinden kaynaklanır:
- Woodruff pleksusu
- Sfenoplatin arter ve dalları
- Posterior etmoidal arterler
Posterior kanamalar sıklıkla daha zor kontrol edilir ve çoğu zaman nazofarinkse yönelir. Bu durum hava yolu tıkanıklığı veya aspirasyon gibi ciddi sağlık sorunlarına sebep olabilir. Kanamanın hem nazal yollardan hem de öksürükle beraber hemoptizi şeklinde ortaya çıkması da bu tip kanamaların karakteristik özelliklerindendir. Posterior kanamalar, genelde daha fazla tıbbi müdahale gerektirir ve yönetimi zorlayıcıdır.
Hasta Öyküsü ve Fiziksel İnceleme
Epistaksis durumunda hasta öyküsü almak, tedavi sürecinin başarısında kritik bir öneme sahiptir. Hastanın kanama süresi, şiddeti ve tekrar etme sıklığı detaylıca incelenir. Kanamanın tek veya çift taraflı olup olmadığı ve tetikleyici olaylar sorgulanır. Ayrıca, hasta tarafından evde yapılan ilk müdahaleler de öğrenilir.
İlaç kullanımı:
- Antikoagülanlar
- Aspirin ve NSAID’ler
- Topikal burun steroidleri
Sağlık geçmişi:
- Koagulopati
- Vasküler veya kolajen hastalıkları
- Aile öyküsü
- İlaç ve alkol kullanımı
Fiziksel muayene öncesinde, uygun ekipman ve kişisel koruyucu ekipmanın hazırlanması şarttır. Hastanın konforu ve güvenliği için gerekli tüm araçlar önceden hazır bulundurulur. Nazal muayene sırasında, kanama bölgesini net bir şekilde görebilmek için gerekli olan araçlar kullanılır.
Posterior kanamaların incelenmesi için gerekirse nazal endoskopi uygulanır. Bu yöntemle, zorlu görülen posterior kanamalarının kaynağı daha net bir şekilde tespit edilebilir.
Epistaksis Değerlendirmesi
Epistaksis tanısında, kanamanın anterior veya posterior oluşunu belirlemek hayati öneme sahiptir. Nazal spekulum ve aydınlatma cihazı ile direkt gözlem, anterior kanamanın teşhisinde etkili bir yöntemdir. Topikal bir spreyin kullanımı, kanamayı kontrol altına almak için vazokonstriksiyon sağlar. Bu sprey genellikle anestezik ve epinefrin içerir. Anterior kanama kontrolü sağlanamazsa posterior kanama ihtimali değerlendirilir.
Posterior kanamanın belirtileri şunlardır:
- Anterior kaynak bulunamaması
- Posterior farinkse doğru aktif kanama
- İki burun deliğinden kan gelmesi
Laboratuvar testleri şunları içerebilir:
- Tam kan sayımı
- Tip ve çapraz eşleştirme
- Koagülasyon çalışmaları
Bu testler, acil kanama durumunda tedaviye başlamayı geciktirmemelidir. Görüntüleme teknikleri, epistaksis yönetiminde önerilmez. Bu durumun etkin yönetimi için doğru ve hızlı değerlendirme esastır.
Epistaksis Yönetimi ve Tedavi Yaklaşımları
Epistaksis, acil durumlar arasında özellikle müdahaleyi gerektiren bir durumdur. İlk adım olarak hastanın havayolunun açık olduğundan emin olunmalıdır. Daha sonra hastanın hemodinamik durumu değerlendirilir. Şiddetli kanamalarda, büyük çaplı intravenöz hatlar kurularak hızlı bir şekilde sıvı ve kan ürünleri verilir. Kan pıhtılaşmasıyla ilgili sorunlar varsa, bu durum ilaçlarla düzeltilir. Ayrıca, hastalar için hem oksijen desteği sağlanmalı hem de hemodinamik stabiliteleri sürekli olarak izlenmelidir.
Anterior kanamalarda, burun kıkırdak ucuna en az on dakika süreyle doğrudan basınç uygulanır. Bu işlem kanamanın kontrol altına alınmasına yardımcı olabilir. Etkili olmazsa, burun içine vazokonstriktörler uygulanabilir. İlk tedavilerden sonra aspirasyon yoluyla burundaki pıhtılar temizlenir. Bu işlem, tedavi edici ilaçların etkinliğini artırır ve sonrasında gerekirse nazal paketleme yapılmasına olanak tanır.
Başarısız topikal tedavilerin ardından, nazal muayene ile kanama noktasının belirlenmesi ve gerekirse koterizasyon işlemine geçilir. Anterior nazal tampon, çeşitli yöntemlerle yapılabilir:
- Emilebilir paketleme malzemeleri
- Anterior epistaksis balonları
- Nazal tamponlar
Bu yöntemlerle kanama kontrol altına alınamazsa ve eğer posterior kanama belirtileri görülürse, daha uzun nazal tamponlar kullanılarak gerekli baskı sağlanır. Posterior tampon, yalnızca deneyimli sağlık personeli tarafından yapılmalıdır çünkü komplikasyon riski yüksektir. Bu durum, hastanın yatışını, sürekli izlenmesini ve bazen entübasyonu gerektirebilir.
Eğer tüm bu önlemler başarısız olursa ve kanama durdurulamazsa, hasta acil olarak entübe edilmeli ve mümkünse girişimsel radyoloji yoluyla embolizasyon yapılmalıdır. Eğer bu imkanlar yoksa, cerrahi yöntemler devreye sokulabilir. Her aşamada, hasta ve sağlık personelinin güvenliği ön planda tutulmalıdır ve işlemler sırasında dikkatli olunmalıdır.
Ayırıcı Tanılar ve Tedavi Sonrası Yönetim
Epistaksis vakalarında dikkate alınması gereken çeşitli ayırıcı tanılar bulunmaktadır. Bu tanılar arasında:
- Nazal tümör
- Dissemine İntravasküler Koagülopati (DIC)
- Hemofili
- Von Willebrand hastalığı
- Rinit
- Burunda yabancı cisim varlığı
- İlaç toksisitesi; özellikle warfarin ve NSAİİ’ler
Bu tanılar göz önünde bulundurulduğunda, tedavi sonrası izlem süreci büyük önem taşır. Kanama kontrol altına alındıktan sonra, hastanın durumu birinci basamak hekimi veya bir kulak burun boğaz uzmanı tarafından değerlendirilmelidir. İdeal olarak, bu değerlendirme ilk bir hafta içinde yapılmalıdır. Eğer burna tampon yerleştirilmişse, bu tampon üç ila beş gün süreyle yerinde bırakılmalıdır. Hastalar, toksik şok sendromu riskini azaltmak için bir antistafilokokal antibiyotiğe başlamalıdır. Ayrıca, altta yatan nedenlerin yönetimi de önemlidir. Bu kapsamda;
- Sistolik kan basıncının 120 mm Hg altında tutulması,
- Var olan herhangi bir koagülopati durumunun ele alınması gereklidir.
Son olarak, hastalar burun tamponlarını nemli tutmak ve çıkarılmasını kolaylaştırmak amacıyla topikal nazal salin kullanmalıdır.
Kaynaklar:
https://onlinelibrary.wiley.com/doi/10.1002/lary.27767
Vakalar
İki taraflı frontal sinüs kaynaklı inverted papillom
Hastalıklar
Bilateral Tonsil Lenfoma Ameliyatı
Hastalıklar