Kulak burun boğaz klinikleri, kulak, burun, boğaz ve baş-boyun bölgesine ait çok çeşitli hastalıkların tanı ve tedavisini üstlenir. Bu kliniklerde hem cerrahi hem de medikal yöntemler uygulanır.
KBB kliniklerinde işitme kaybı, kulak enfeksiyonları, sinüzit, bademcik iltihabı, yutma ve konuşma bozuklukları gibi rahatsızlıklar sıkça değerlendirilir. Ayrıca baş dönmesi ve denge problemleri de bu alan kapsamındadır.
Burun tıkanıklığı, geniz eti büyümesi, horlama ve uyku apnesi gibi sorunlar da kulak burun boğaz kliniklerinin ilgi alanına girer. Gerekli durumlarda endoskopik muayene ve görüntüleme teknikleri kullanılır.
KBB uzmanları, hem çocuk hem yetişkin hastalarda kapsamlı bakım sunar. Erken tanı ve düzenli kontroller, bu tür rahatsızlıkların ilerlemesini önlemede büyük önem taşır.
Kulak Burun Boğaz uzmanlığı hangi alanları kapsar?
Kulak Burun Boğaz ve Baş-Boyun Cerrahisi, adından da anlaşılacağı gibi, kulaklar, üst solunum ve sindirim sistemleri ile baş ve boyun bölgesinde yer alan tüm organ ve dokuların hastalıklarının hem tıbbi hem de cerrahi tedavisini üstlenen, tıbbın en köklü ve en kapsamlı dallarından biridir. Bu uzmanlığın belki de en çarpıcı özelliği, inanılmaz bir çeşitliliğe sahip olmasıdır.
Bir gün poliklinikte her yaştan hastayı etkileyen ve toplumda sıkça karşılaşılan basit sorunlarla ilgilenirken, ertesi gün ameliyathanede hayatı değiştiren, son derece karmaşık durumlarla mücadele edebiliriz. Bu ikili doğa, alanımızın ne kadar dinamik olduğunun bir göstergesidir. Bir yanda neredeyse birinci basamak sağlık hizmeti gibi görünen ve sıkça rastlanan rahatsızlıklar, diğer yanda ise tıbbın en zorlu ve en hassas cerrahi müdahaleleri yer alır. KBB uzmanları, bu geniş yelpazedeki tüm hastalıklara tanı koymak, tedavi planlamak ve bu planı uygulamak için özel olarak eğitilmişlerdir.
Bir KBB uzmanı nasıl bir eğitim sürecinden geçer?
Bu alanda uzmanlaşan bir hekim, yani bir KBB uzmanı olmanın yolu, tıp fakültesinden mezun olduktan sonra başlayan uzun ve meşakkatli bir süreci içerir. Bu yolculuk, beş yıl süren yoğun bir uzmanlık eğitimi programıyla devam eder. Bu eğitim, sadece teorik bilgiyi değil aynı zamanda yoğun bir pratik ve cerrahi deneyimi de kapsar.
Uzmanlık eğitiminin ilk ayları, tüm cerrahi branşlar için temel olan genel cerrahi, anestezi ve acil tıp gibi alanlarda sağlam bir temel oluşturmaya adanmıştır. Bu temel üzerine, KBB uzmanlık alanının tüm yelpazesini kapsayan, yıllar içinde giderek artan bir sorumlulukla ilerleyen bir eğitim inşa edilir. Baş ve boyun bölgesi, vücudumuzun anatomik olarak en karmaşık yeridir. İşitme, denge, koku, tat, ses, yutma ve nefes alma gibi hayati fonksiyonları yöneten sinirler, damarlar, kaslar ve organlar, küçücük bir alanda inanılmaz bir uyum içinde çalışır. Bu nedenle bir KBB cerrahının, bir yandan kulağın içindeki milimetrik kemikçiklere yönelik hassas bir mikrocerrahi yapabilecek kadar ince becerilere, diğer yandan boyundaki büyük bir kanserli dokuyu çevreleyen hayati damar ve sinirleri koruyarak çıkarabilecek kadar geniş bir bilgi ve tecrübeye sahip olması gerekir. Bu yıllar süren adanmışlık ve pratikle kazanılan bir yetkinliktir.
KBB uzmanlığının kendi içinde alt dalları var mıdır?
Evet, kesinlikle vardır ve bu modern KBB pratiğinin en önemli özelliklerinden biridir. Baş ve boyun bölgesinin anatomik karmaşıklığı ve burada görülen hastalıkların çeşitliliği, zamanla KBB hekimlerinin belirli alanlarda daha da derinleşmesini, yani alt uzmanlık dallarında (yandal) uzmanlaşmasını gerekli kılmıştır. Genel bir KBB uzmanı, alanın tüm konularında yetkin olsa da üst ihtisas olarak bilinen ek bir veya iki yıllık ileri düzey eğitimle, belirli bir hastalık grubuna veya anatomik bölgeye odaklanabilir.
Bu modelin amacı, özellikle karmaşık ve nadir görülen hastalıklarda en yüksek düzeyde uzmanlık ve deneyim sunarak hasta bakım kalitesini artırmaktır. Bir kafa tabanı tümörü olan hastanın bu konuda özel eğitim almış bir cerrah tarafından, ses teli felci yaşayan bir hastanın ise ses hastalıkları konusunda uzmanlaşmış bir larengolog tarafından tedavi edilmesi, doğal olarak çok daha iyi sonuçlar doğurur. Önde gelen eğitim ve araştırma hastanelerinde KBB bölümleri, bu odaklanmış ekipler etrafında organize olur. Bu yapı hem farklı branşlardan uzmanların bir araya gelerek multidisipliner bir yaklaşımla hasta tedavi etmesini kolaylaştırır hem de yeni tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine öncülük eder.
Otoloji ve Nörotoloji nedir, kulak ve denge hastalıkları bu alana mı girer?
Bu son derece özelleşmiş alan, kulağın kendisi ve beynimizle olan hassas bağlantılarını etkileyen tüm hastalıkların tıbbi ve cerrahi tedavisine odaklanır. Aslında iç içe geçmiş iki disiplinden oluşur: Otoloji, doğrudan kulak hastalıklarıyla ilgilenirken; Nörotoloji, bu kapsamı genişleterek kulağın sinirsel bağlantıları, denge sistemi, yüz siniri ve kafa tabanının yan kısımlarıyla ilgili beyin cerrahisini de ilgilendiren nörolojik sorunları ele alır.
İşitme, denge ve yüz hareketlerimizi kontrol eden sinirlerin hepsi şakak kemiği adı verilen küçücük bir alanda bir arada bulunur. Bu nedenle Nörotoloji, KBB ile Beyin Cerrahisi arasında hayati bir köprü görevi görür. Karmaşık tümörlerin veya nörolojik rahatsızlıkların tedavisinde bu iki uzmanlık alanının iş birliği, hastalar için en güvenli ve en etkili sonuçları sağlar.
Otoloji ve Nörotoloji alanına giren bazı yaygın durumlar şunlardır:
Kronik orta kulak enfeksiyonları
Kulak zarında delinme
Kolesteatom (orta kulakta kemikçikleri eriten bir tür kist)
Otoskleroz (orta kulakta kemikçiklerin kireçlenmesi)
İşitme kayıpları (iletim tipi ve sinirsel tip)
Meniere hastalığı
Pozisyonel baş dönmesi (BPPV veya kristal oynaması)
Vestibüler nörinit gibi denge bozuklukları
Tinnitus (kulak çınlaması)
Akustik Nörom (işitme ve denge sinirinin iyi huylu tümörü)
Yüz felci (Bell paralizisi)
Kafa tabanı tümörleri ve beyin omurilik sıvısı kaçakları
Bu hastalıkların tedavisinde, koklear implantasyon (biyonik kulak), stapedektomi (otoskleroz ameliyatı) ve timpanomastoidektomi (kronik kulak enfeksiyonu ameliyatı) gibi ileri düzey mikrocerrahi teknikler kullanılır.
Rinoloji uzmanlığı hangi burun ve sinüs hastalıklarıyla ilgilenir?
Rinoloji, burun ve burun etrafındaki hava dolu boşluklar olan paranazal sinüslerin tıbbi ve cerrahi tedavisine adanmış KBB alt dalıdır. Eskiden daha çok basit sinüzit enfeksiyonları ve temel burun ameliyatlarıyla sınırlı olan bu alan, endoskopik cerrahinin gelişmesiyle adeta bir devrim yaşamıştır. Ucunda kamera bulunan ince aletlerle burun deliklerinden girilerek yapılan bu ameliyatlar sayesinde, artık sadece sinüsleri değil beynin altındaki kafa tabanı gibi ulaşılması zor bölgeleri bile güvenle tedavi edebiliyoruz. Bu ilerleme, endoskopik kafa tabanı cerrahisi gibi yeni ve ileri bir alanın doğmasını sağlamıştır.
Bir rinoloğun ilgilendiği başlıca durumlar arasında şunlar yer alır:
- Akut ve kronik rinosinüzit
- Nazal polipler (burun etleri)
- Alerjik rinit (saman nezlesi)
- Burun kanamaları (epistaksis)
- Burun tıkanıklığı
- Septum deviasyonu (burun orta duvarının eğriliği)
- Konka hipertrofisi (burun etlerinin büyümesi)
- Burun ve sinüslerin iyi veya kötü huylu tümörleri
- Gözyaşı kesesi tıkanıklıkları
Özellikle kronik rinosinüzit (KRS) anlayışımız son yıllarda kökten değişti. Eskiden bu durumu basit bir bakteri enfeksiyonu olarak görürken, şimdi bunun aslında vücudun anormal ve düzensiz bir iltihabi yanıtı olduğunu biliyoruz. Bu tedavi yaklaşımımızı da değiştirdi. Artık önceliğimiz, gereksiz antibiyotik kullanımından kaçınarak, burun yıkama solüsyonları ve kortizonlu spreylerle bu iltihabi reaksiyonu kontrol altına almaktır. İlaç tedavisinin yetersiz kaldığı durumlarda ise Fonksiyonel Endoskopik Sinüs Cerrahisi (FESS) ile sinüslerin doğal kanallarını açarak hem havalanmalarını hem de uygulanan ilaçların daha etkili olmasını sağlarız.
Larengoloji hangi ses, yutma ve solunum problemlerine çözüm bulur?
Larengoloji, gırtlak (ses kutusu) ve üst solunum-sindirim yolunun hastalıklarının tanı ve tedavisine odaklanan KBB alt dalıdır. Bu alan, insan için temel olan üç hayati fonksiyonu korumayı ve onarmayı hedefler:
- Ses (konuşma ve iletişim)
- Yutma (beslenme)
- Nefes alma (yaşam)
Larengoloji, hekimin tek başına çalıştığı bir alan değildir; tam bir ekip işidir. Özellikle ses ve yutma, hem anatomik yapının hem de öğrenilmiş davranışların bir ürünüdür. Bu nedenle yapısal bir sorunu ameliyatla düzelten larengolog ile bu yapıyı doğru kullanmayı öğreten konuşma ve dil patoloğu arasında kusursuz bir iş birliği şarttır. Sadece ameliyat yapmak, çoğu zaman yeterli olmaz; hastanın aynı zamanda doğru ses ve yutma alışkanlıklarını yeniden kazanması gerekir.
Ses kısıklığı, çoğu zaman önemsenmeyen basit bir belirti gibi görünse de altta yatan ciddi bir hastalığın ilk habercisi olabilir. Bu nedenle iki haftadan uzun süren her türlü ses kısıklığı, mutlaka bir KBB uzmanı tarafından değerlendirilmelidir. Larengologların ilgilendiği bazı önemli durumlar şunlardır:
- Ses teli nodülleri, polipleri ve kistleri
- Ses teli felci
- Larenjit (ses tellerinin iltihaplanması)
- Spazmodik disfoni gibi nörolojik ses bozuklukları
- Yutma güçlüğü (disfaji)
- Gırtlak ve soluk borusunda darlık (laringeal ve subglottik stenoz)
- Gırtlak kanseri
- Laringofaringeal reflü (sessiz reflü)
- Kronik öksürük
- İnsan papilloma virüsünün (HPV) neden olduğu solunum yolu siğilleri (RRP)
Tanıda en önemli aracımız, gırtlağı bir kamera ile detaylı olarak incelediğimiz laringoskopi ve ses tellerinin titreşimini yavaş çekimde görmemizi sağlayan videostroboskopi’dir. Tedavide ise ses terapisinden ilaç tedavilerine, ofis şartlarında yapılan ses teli enjeksiyonlarından, ameliyathanede mikroskop altında yapılan hassas ses teli ameliyatlarına (mikrolaringeal cerrahi) kadar geniş bir yelpazede çözümler sunarız.
Baş ve Boyun Cerrahisi hangi kanser türlerinin tedavisinde rol oynar?
Baş ve Boyun Cerrahi Onkolojisi, baş ve boyun bölgesinde, yani kafa tabanından köprücük kemiklerine kadar olan geniş bir alanda ortaya çıkan iyi ve kötü huylu tümörlerin cerrahi tedavisine odaklanan KBB alt uzmanlık dalıdır. Bu alan, son yirmi yılda inanılmaz bir dönüşüm geçirdi. Eskiden tek amaç kanserli dokuyu ne pahasına olursa olsun temizlemekken, günümüzde felsefemiz tamamen değişti. Artık amacımız, kanseri tedavi ederken aynı zamanda hastanın yaşam kalitesini en üst düzeyde korumaktır. Bu konuşma, yutma, nefes alma ve dış görünüm gibi temel fonksiyonları korumak veya onarmak anlamına gelir.
Bu modern yaklaşım doğası gereği multidisiplinerdir, yani tek bir hekimin değil bir uzmanlar ordusunun birlikte çalışmasını gerektirir. Bu ekipte baş ve boyun cerrahları, medikal onkologlar, radyasyon onkologları, patologlar, radyologlar, plastik cerrahlar, diş hekimleri, konuşma ve yutma terapistleri ile beslenme uzmanları yer alır.
Baş ve boyun cerrahlarının tedavi ettiği kanserler farklı anatomik bölgelerde ortaya çıkabilir:
- Ağız boşluğu (dil, dudak, yanak, damak)
- Yutak (geniz, orta yutak ve alt yutak)
- Gırtlak (ses telleri)
- Tükürük bezleri (parotis gibi)
- Tiroid ve paratiroid bezleri
- Burun ve paranazal sinüsler
- Yüz ve boyun derisi
Özellikle orta yutak (orofarinks) kanserleri arasında İnsan Papilloma Virüsü (HPV) ile ilişkili olanların giderek arttığını görüyoruz. Bu genellikle daha genç ve sigara kullanmayan kişilerde ortaya çıkan, biyolojik olarak farklı davranan ve tedaviye daha iyi yanıt veren ayrı bir kanser türüdür.
Tedavide, Transoral Robotik Cerrahi (TORS) gibi ağız içinden girilerek dışarıdan kesi yapmadan tümörün çıkarılmasına olanak tanıyan minimal invaziv yöntemler ön plana çıkmaktadır. Büyük tümörlerin çıkarıldığı durumlarda ise oluşan boşluğu onarmak için mikrovasküler serbest flep rekonstrüksiyonu gibi ileri teknikler kullanılır. Bu teknikte, vücudun başka bir bölgesinden (örneğin bacaktan kemik, koldan deri) alınan doku, kendi damarlarıyla birlikte boyundaki boşluğa nakledilir ve mikroskop altında damarları birbirine dikilir. Bu sayede örneğin kanser nedeniyle alınan bir çene kemiğinin yerine yenisi yapılabilir, hastanın çiğneme ve konuşma fonksiyonları geri kazandırılabilir.
Çocuk KBB’si neden yetişkinlerden ayrı bir uzmanlık alanıdır?
Pediatrik Otolarengoloji, yenidoğanlardan ergenlik döneminin sonuna kadar çocuklarda görülen KBB hastalıklarının tanı ve tedavisine adanmış özel bir alandır. Çocukların birer “küçük yetişkin” olmadığını, hem anatomik hem de fizyolojik olarak kendilerine özgü farklılıklara sahip olduklarını bilmek, bu alanın temelini oluşturur.
Bir çocuğun hava yolları bir yetişkine göre çok daha dar ve çökmeye müsaittir. Östaki boruları daha kısa ve yatay olduğu için orta kulak enfeksiyonlarına daha yatkındırlar. Bağışıklık sistemleri ise hala gelişim aşamasındadır. Bu farklılıklar nedeniyle, çocuklardaki KBB sorunlarına yaklaşım zamanlama ve tedavi yöntemleri yetişkinlerden tamamen farklıdır. Tedavi edilmeyen bir KBB sorununun bir çocuğun gelişimi üzerindeki etkisi çok büyük olabilir. Örneğin sık tekrarlayan orta kulak enfeksiyonları nedeniyle geçici işitme kaybı yaşayan bir çocuğun konuşma ve dil gelişimi geri kalabilir, bu da ileride okul başarısını ve sosyal ilişkilerini olumsuz etkileyebilir. Bu yüzden bir çocuğun kulağına tüp takmak sadece bir enfeksiyonu tedavi etmek değil aynı zamanda o çocuğun sağlıklı gelişimsel geleceğini de güvence altına almaktır.
Çocuk KBB uzmanlarının sıkça karşılaştığı bazı durumlar şunlardır:
- Tekrarlayan orta kulak enfeksiyonları ve orta kulakta sıvı birikmesi
- Geniz eti ve bademcik büyümesi
- Çocuklarda horlama ve obstrüktif uyku apnesi (OSA)
- Doğumsal işitme kayıpları
- Laringomalazi (bebeklerde hırıltılı solunumun en sık nedeni)
- Soluk borusunda darlık (subglottik stenoz)
- Dil bağı (ankiloglossi)
- Koanal atrezi (doğumsal burun tıkanıklığı)
- Boyunda doğumsal kistler (tiroglossal kist, brankial kleft kisti)
- Damarsal anomaliler (hemanjiyomlar)
Yüz Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahisi hem estetik hem de onarım mı yapar?
Evet, Yüz Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi, KBB uzmanlığının iki önemli ve birbiriyle derinden bağlantılı odağı olan bir alt dalıdır. Rekonstrüktif (onarıcı) cerrahi, bir kanser ameliyatı bir kaza veya doğumsal bir anomali sonucu yüzde, başta veya boyunda oluşan kusurları düzeltmeyi hedefler. Estetik (kozmetik) cerrahi ise görünümü iyileştirmek ve güzelleştirmek amacıyla yapılır.
Bu iki alan aslında aynı madalyonun iki yüzü gibidir. Çünkü bir kanser ameliyatı sonrası hastanın yüzünde oluşan bir deformiteyi onarmak, sadece fonksiyonu değil aynı zamanda hastanın benlik saygısını, özgüvenini ve sosyal yaşama yeniden dönebilme yeteneğini de onarmaktır. Bir tedavinin başarısı, sadece hastalığın ortadan kaldırılmasıyla değil hastanın aynaya baktığında kendini yeniden “bütün” hissetmesiyle ölçülür.
KBB uzmanlarının baş ve boyun anatomisine olan derin hakimiyeti, onlara her türlü yüz cerrahisinde büyük bir avantaj sağlar. Çünkü bu bölgedeki her estetik dokunuş, altta yatan nefes alma, koku alma veya yüz ifadesi gibi hayati fonksiyonlarla dengelenmek zorundadır. Özellikle rinoplasti (burun estetiği) ameliyatında bu denge çok önemlidir. Amaç sadece estetik olarak güzel bir burun yaratmak değil aynı zamanda hastanın rahat nefes almasını sağlamak veya mevcut nefes alma sorununu düzeltmektir. Biçim ve işlevin bu mükemmel birleşimi, alanımızın temel felsefesidir.
Bu alanda yapılan bazı önemli prosedürler şunlardır:
Onarıcı Ameliyatlar:
- Kanser sonrası yüz, çene, dil ve boğaz onarımları
- Yüzdeki cilt kanserleri (Mohs cerrahisi sonrası) onarımları
- Yüz felci sonrası yüz hareketlerini geri kazandırma (yüz canlandırma)
- Yüz kemiği kırıklarının (çene, elmacık, burun) tedavisi
- Yarık dudak-damak gibi doğumsal anomalilerin düzeltilmesi
- Doğuştan kepçe kulak veya kulak yokluğu (mikrotia) onarımı
Estetik Ameliyatlar:
- Rinoplasti (burun estetiği)
- Ritidektomi (yüz germe)
- Blefaroplasti (göz kapağı estetiği)
- Otoplasti (kepçe kulak düzeltilmesi)
- Yüze yağ enjeksiyonları ve dolgu uygulamaları
Türkiye’nin En İyi KBB Doktoru Kimdir?
Türkiye’de kulak burun boğaz (KBB) hastalıkları alanında tanınmış ve başarılı birçok ünlü doktor bulunmaktadır. Bu uzmanlar; işitme kaybı, sinüzit, geniz eti, burun estetiği ve ses bozuklukları gibi birçok konuda modern cerrahi tekniklerle tanı ve tedavi sunmaktadır. Hastanın ihtiyaçları, hastalığın türü ve hekimin uzmanlık alanı doğrultusunda en uygun doktor tercihi yapılmalıdır. Her birey için “en iyi” seçim farklılık gösterebilir.
En İyi Kulak Burun Boğaz (KBB) Doktorları Neden Türkiye’de?
Türkiye’deki KBB uzmanları, burun estetiğinden işitme kaybına, baş-boyun cerrahisinden geniz eti ve bademcik ameliyatlarına kadar geniş bir alanda ileri düzey bilgi ve deneyime sahiptir. Modern görüntüleme sistemleri, endoskopik cerrahi teknikler ve multidisipliner yaklaşımlar sayesinde tedavi başarısı yüksektir. Ayrıca hasta odaklı hizmet anlayışı, güçlü iletişim ve uygun maliyetli sağlık hizmetleri Türkiye’yi bu alanda öne çıkarır.
Türkiye’nin En İyi Kulak Burun Boğaz (KBB) Hastanelerine Sahip Olmasının Nedenleri?
Türkiye’deki KBB hastaneleri, endoskopik ve mikroskobik cerrahi tekniklerdeki uzmanlıkları, ileri görüntüleme altyapıları ve multidisipliner yaklaşımlarıyla öne çıkar. Rinoplasti, sinüs cerrahisi, işitme kaybı ve ses bozukluklarına yönelik tedavilerde yüksek başarı oranları sunulmaktadır. Ayrıca akademik kadro, hasta odaklı hizmet anlayışı ve uygun maliyetli kaliteli bakım, Türkiye’yi bölgedeki en güçlü KBB merkezlerinden biri haline getirmiştir.
Türkiye’deki kulak burun boğaz ( kbb) doktorlarının yorumlarına doktortakvimi, Google Haritalar, Kadınlar Kulübü veya Ekşi Sözlük gibi platformlardan ulaşabilirsiniz.

KBB ( Kulak Burun Boğaz) Doktoru Prof. Dr. Murat Topdağ, 1978 yılında Malatya’da doğmuştur. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İngilizce Bölümü’nden mezun olduktan sonra, 2004-2009 yılları arasında Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı’nda uzmanlık eğitimini tamamlamıştır. 2017’de Acıbadem Altunizade Hastanesi’nde görev yapmaya başlamıştır.. 2022 yılından itibaren İstanbul Kadıköy’de bulunan kendi kliniği MD ENT İstanbul’da da hastalarına hizmet vermektedir.


Vakalar
İki taraflı frontal sinüs kaynaklı inverted papillom
Hastalıklar
Bilateral Tonsil Lenfoma Ameliyatı
Hastalıklar
Anadolu Yakası, İstanbul'daki Konumumuz