Retansiyon kistleri vücutta farklı bölgelerde oluşabilen yapılar olarak bilinir. Genellikle bir bezin veya kanalın tıkanması sonucunda ortaya çıkar. Bu durum mukus ya da başka sıvıların birikimine yol açar.
Çoğunlukla iyi huylu olan bu kistler kanser taşımaz. Ancak bazen konumlarına ve büyüklüklerine göre rahatsızlık hissi verebilirler. Böyle durumlarda tıbbi müdahale gerekebilir. Özellikle büyük veya stratejik noktalarda yer alan kistler daha fazla problem yaratabilir. Bu nedenle doktor kontrolü önem taşır.
İstanbul’da retansiyon kisti ameliyatı yapan doktorlardan Prof. Dr. Murat Topdağ’ın hazırladığı içeriği okuyarak retansiyon kisti ameliyatının riskleri, iyileşme süreci, retansiyon kisti ameliyatı fiyatları ve ameliyat sonrası dikkat edilmesi gerekenleri öğrenebilirsiniz.
Tanım | Retansiyon kisti, genellikle mukus salgılayan bezlerin tıkanması sonucu oluşan, içi sıvı dolu bir kist türüdür. En sık sinüslerde, tükürük bezlerinde veya dudakta (mukozele) gelişir. Genellikle iyi huyludur ve ağrısızdır. |
Belirtiler | Kistin konumuna bağlı olarak tıkanıklık hissi, burun tıkanıklığı (sinüslerde oluşmuşsa), şişlik, rahatsızlık veya baskı hissi. Nadiren ağrı veya kist enfekte olduğunda akıntı oluşabilir. |
Nedenleri | Mukus salgılayan bezlerin kanalının tıkanması, travma, enfeksiyon, iltihaplanma, sinüzit gibi faktörlere bağlı olarak gelişebilir. |
Risk Faktörleri | Kronik sinüzit, sık geçirilen üst solunum yolu enfeksiyonları, tükürük bezlerinin sık travmaya maruz kalması, alerjik rinit gibi kronik rahatsızlıklar. |
Tanı Yöntemleri | Fiziksel muayene, ultrasonografi, MR veya BT taramaları (kistin boyutu ve yerleşimini belirlemek için), nadiren biyopsi (tanıyı doğrulamak veya enfeksiyonu değerlendirmek için). |
Tedavi Seçenekleri | Küçük ve semptomsuz kistler için izlem, büyük veya semptomatik kistler için cerrahi drenaj veya kistin çıkarılması. Sinüslerde oluşan retansiyon kistleri genellikle kendiliğinden kaybolabilir, ancak sürekli büyüyorsa cerrahi gerekebilir. |
Komplikasyonlar | Kistin enfekte olması, ağrı, mukus tıkanıklığı nedeniyle sinüslerde basınç artışı veya kronik sinüzit, tedavi edilmezse kist büyüyebilir ve çevre dokulara baskı yapabilir. |
Önleme Yolları | Kronik sinüzit ve alerjilerin düzenli tedavisi, üst solunum yolu enfeksiyonlarından korunma, burun ve sinüs hijyenine dikkat etme, mukus kanallarını tıkayabilecek travmalardan kaçınma. |
Takip ve Yaşam Tarzı | Düzenli kontroller, enfeksiyon riskini azaltmak için burun ve ağız hijyenine dikkat etme, kistin büyümesi veya semptom vermesi durumunda doktor takibi. |
Retansiyon Kistlerinin Oluştuğu Yerler
Retansiyon kistleri, çeşitli vücut bölgelerinde görülebilen sıvı dolu yapılar olarak tanımlanır. Vücudun farklı noktalarında gelişebilirken, bazı bölgelerde daha sık rastlanır. Özellikle paranazal sinüsler bu kistler için yaygın bir alan teşkil eder.
Yanak kemikleri ve alın bölgesindeki bu hava dolu boşluklar, mukus akışının engellenmesiyle kist oluşumuna meyilli hale gelir. İkinci olarak, cilt altında da retansiyon kistleri sıklıkla görülür. Epidermoid kistler adı verilen bu yapılar, cilt yüzeyinin altında keratin birikimi ile karakterizedir.
- Paranazal sinüsler: Mukus drenajı engellenmesi sonucu kist oluşumu
- Cilt: Epidermoid kistler olarak da bilinen, keratin birikimli kistler
Bu kistler genellikle zararsız olsa da yerleşim yerlerine göre bazı semptomlara neden olabilirler. Doktor kontrolü ve gerekirse uygun müdahaleler bu kistlerin yönetilmesinde önemli bir rol oynar.
Sinüste Retansiyon Kisti Belirtileri
Retansiyon kistleri genellikle sessiz kalır ve herhangi bir semptom üretmez. Ancak belirli durumlarda ve özellikle belirgin büyüklük veya stratejik konumlarda belirginleşebilirler.
Sinirler üzerine baskı yapabilen büyük kistler ağrıya veya hassasiyete neden olabilir. Bu ağrı çevre dokulara yayılarak rahatsızlık hissini artırabilir. İlgili bölgede kistin bulunduğu yerde şişlik görülebilir. Bu şişlik, kistin doğrudan gözle görülmesini sağlar.
- Ağrı veya hassasiyet: Sinirler üzerindeki baskı nedeniyle ortaya çıkar.
- Şişlik: Kistin olduğu bölgede dikkat çeken bir şişlik meydana gelir.
- Yüzde basınç: Özellikle sinüslerde yer alan kistler, yüzde dolgunluk veya basınç hissi yaratır.
- Kızarıklık veya tahriş: Cilt altında bulunan ve iltihaplanan kistler bu belirtileri gösterir.
Bu belirtiler, kistlerin yerleşimine ve büyüklüğüne bağlı olarak değişkenlik gösterir. Dolayısıyla, semptomların fark edilmesi durumunda vakit kaybetmeden bir sağlık profesyoneline danışmak gerekir.
Retansiyon Kistlerinin Tanısı
Retansiyon kistlerinin saptanması genellikle rutin bir fiziksel muayeneyle başlar. Doktor, kistin yer aldığı bölgeyi dikkatlice incelerken boyut, kıvam ve hareketlilik gibi özelliklerini değerlendirir. Bu kistlerin varlığında hissedilen yapı genellikle yumuşak ve hareketlidir. Tanının kesinleştirilmesi için ise çeşitli görüntüleme yöntemleri devreye girer:
- X-ışınları: Özellikle kemik yakınındaki kistlerin değerlendirilmesinde kullanılır.
- Ultrason: Yumuşak dokudaki kistlerin boyut ve içeriğini detaylı olarak gösterir.
- Bilgisayarlı Tomografi (BT) Taramaları: Kistin ve çevresindeki yapıların ayrıntılı görüntüsünü sağlar.
Her bir görüntüleme tekniği, doktorun kistin doğasını anlamasına ve diğer olası durumlarla karıştırılmamasını sağlamak için önemlidir. Bu yöntemler, kistin içeriği ve etkilediği dokular hakkında daha fazla bilgi sunarak doğru tedavi yönteminin belirlenmesine yardımcı olur. Bu süreçte, hastanın durumuna uygun en etkili tanı araçları titizlikle seçilir.
Retansiyon Kistlerinin Tedavi Yöntemleri
Retansiyon kistleri için çeşitli tedavi yöntemleri mevcuttur. Özellikle küçük ve belirtisiz kistler sıklıkla gözlem altında tutulur. Bu süreçte doktor, kistin zaman içindeki değişimlerini izler. Eğer kist büyüklük olarak artar veya ağrı yaparsa, müdahale edilebilir.
- Gözlem: Küçük ve semptomsuz kistler için tercih edilen yöntemdir.
- Aspirasyon: Kist içinde biriken sıvının iğne yardımıyla çekilip alınmasıdır. İşlem, iltihabı azaltmak ve kistin tekrar oluşumunu engellemek amacıyla steroid enjeksiyonu ile desteklenebilir.
- Cerrahi çıkarma: Büyük veya rahatsızlık veren kistlerin tamamen alınması gerekebilir.
Bu tedavi seçenekleri kistin boyutu, konumu ve yarattığı semptomlara göre doktor tarafından önerilir. Her bir yöntem, hastanın durumuna özel olarak değerlendirilerek en uygun tedavi planı belirlenir. Tedavi süreci, hastanın genel sağlık durumu ve kistin etkilediği yaşam kalitesine göre şekillenir.
Sıkça Sorulan Sorular
Retansiyon kisti nedir?
Retansiyon kisti, sinüs mukozasındaki serömüköz bezlerin kanallarının tıkanması sonucu oluşur. Bu tıkanıklık kistik dilatasyonlara yol açar. Kist, çevresi epitel hücreleri ile sarılmış seröz veya muköz sıvı içeren bir kitledir. Genellikle bu kistler, görünüm itibarıyla kistik kitleler şeklindedir.
Sol maksiller sinüste mukus retansiyon kisti izlenmiştir ne demek?
Sol maksiller sinüste mukus retansiyon kisti izlenmiştir ifadesi, bu bölgede içerisinde mukus biriken bir kistin varlığını gösterir. Genellikle belirti vermeyen bu kistler, yalnızca radyolojik tetkiklerle tespit edilebilir. Bu tür kistler çoğu zaman kendiliğinden küçülebilir veya yok olabilir. Ancak boyutları büyüdüğünde veya sinüs kanallarını tıkadığında çeşitli semptomlara neden olabilir.
Retansiyon kisti baş ağrısı veya dönmesi yapar mı?
Retansiyon kisti, eğer ileri derecede büyümüş ve sinüs duvarını erode ederek beyin dokusuna ulaşırsa baş ağrısı veya baş dönmesine neden olabilir. Beyin dokusuna uyguladığı basınç, bu tür semptomlara yol açabilir.
Sinüste retansiyon kisti tehlikeli midir?
Sinüste retansiyon kisti genellikle tehlikeli kabul edilmez. Büyümedikleri sürece çoğunlukla belirti göstermezler. Ancak büyük boyutlara ulaştıklarında çevre dokulara baskı yapabilirler.
Retansiyon kisti ameliyatı ne kadar sürer?
Retansiyon kisti ameliyatının süresi değişkenlik gösterir. Endoskopik cerrahi yöntemiyle yapıldığında süre genellikle 15 dakika ile bir saat arasında değişir. Açık ameliyat yöntemi kullanıldığında ise bu süre iki saate kadar uzayabilir. Ameliyat süresi kistin konumu, büyüklüğü ve cerrahi teknik gibi faktörlere bağlı olarak farklılık gösterir.
Retansiyon kisti için hangi bölüm ne doktora gidilir?
Retansiyon kisti teşhisi ve tedavisi konusunda en yetkin sağlık profesyoneli kulak burun boğaz uzmanıdır. Bu tür kistler genellikle baş ve boyun bölgesinde geliştiği için bu alanda uzmanlaşmış doktorlar doğru tedavi yöntemlerini sunabilir.
Sol sfenoid sinüste mukus retansiyon kisti nedir?
Sol sfenoid sinüste mukus retansiyon kisti, sol sfenoid sinüsün içinde mukus salgısının birikmesiyle meydana gelir. Salgı bezlerinin ağızlarının tıkanması nedeniyle mukus dışarı akamaz ve sinüs boşluğunda birikir. Bu birikim sonucunda kist oluşur ve genellikle belirti vermez. Ancak bazen baş ağrısı gibi rahatsızlıklara yol açabilir.
Retansiyon kisti tehlikeli veya ölümcül müdür?
Retansiyon kistleri genellikle zararsızdır ve nadiren ciddi sağlık sorunlarına yol açar. Ancak büyüklükleri veya konumları nedeniyle nadiren komplikasyonlara sebep olabilirler. Bu tür kistler genellikle iyi huylu yapıdadır ve kanserli hücreler içermezler. Dolayısıyla retansiyon kistleri tehlikeli veya ölümcül değildir.
Retansiyon kisti büyür mü yoksa kendiliğinden geçer mi?
Retansiyon kisti genellikle kendiliğinden geçmez. Bu tip kistin büyümesi, onun konumu ve kişinin genel sağlık durumuna bağlı olabilir. Büyüdükçe veya rahatsızlık vermeye başladığında tıbbi müdahale gerekebilir. Dolayısıyla retansiyon kisti büyüyebilir ve genellikle doktor kontrolü altında yönetilmesi önerilir.
Retansiyon kisti kaç cm olmalı?
Retansiyon kisti için belirlenmiş kesin bir boyut yoktur. Bu tür kistlerin boyutları kişisel ve durumsal faktörlere göre değişkenlik gösterir.
Retansiyon kisti göze zarar verir mi?
Retansiyon kisti genellikle göze zarar vermez. Ancak büyük kistler gözde tahrişe veya rahatsızlığa yol açabilir. Gözde yabancı cisim hissi bu kistlerin yol açtığı bir diğer sorundur. Bu tür rahatsız edici belirtiler ortaya çıkarsa, tıbbi müdahale gerekebilir.
Retansiyon kisti ameliyatı sonrası iyileşme süreci genellikle nasıl seyreder ve hastalar bu dönemde nelere dikkat etmelidir?
Retansiyon kisti ameliyatı sonrası iyileşme süreci, uygulanan cerrahi yönteme (örneğin endoskopik veya açık cerrahi) ve kistin konumuna göre değişiklik gösterir. Genellikle endoskopik ameliyatlar sonrası iyileşme daha hızlı olup, hastalar aynı gün veya ertesi gün taburcu olabilirler. Ameliyat sonrası ilk birkaç gün burunda hafif şişlik, sızıntı şeklinde kanama veya kabuklanma görülebilir. Doktorunuzun önerdiği burun spreylerini ve yıkama solüsyonlarını düzenli kullanmak, enfeksiyon riskini azaltır ve iyileşmeyi hızlandırır. Bu dönemde ağır egzersizlerden, sigara ve alkol tüketiminden kaçınılmalı, başı yüksekte tutarak uyunmalı ve reçete edilen ağrı kesiciler ile antibiyotikler (gerekliyse) düzenli kullanılmalıdır. Ortalama olarak, tam iyileşme birkaç hafta sürebilir ve düzenli doktor kontrolleri önemlidir.
Retansiyon kistleri için ameliyatsız tedavi yöntemleri (örneğin ilaçla tedavi veya doğal yöntemler) etkili midir ve bilimsel olarak kanıtlanmış mıdır?
Retansiyon kistlerinin birincil tedavisi genellikle cerrahi müdahale veya kistin boyutuna ve semptomlarına bağlı olarak gözlemdir. İlaç tedavisi, kistin kendisini doğrudan küçültmek veya yok etmek için genellikle etkili bir yöntem olarak kabul edilmez; ancak kistin oluşumuna katkıda bulunan altta yatan durumlar (örneğin sinüzit veya alerjiler) için ilaçlar kullanılabilir. Bazı kişiler bitkisel veya doğal çözümler aramaktadır; ancak bu tür yöntemlerin retansiyon kistlerini tedavi ettiğine dair güçlü bilimsel kanıtlar bulunmamaktadır. Buhar inhalasyonu veya sıcak kompres gibi yöntemler semptomatik rahatlama sağlayabilir, ancak kisti ortadan kaldırmaz. Herhangi bir alternatif tedaviye başvurmadan önce mutlaka bir Kulak Burun Boğaz uzmanına danışmak en doğru yaklaşımdır.
Retansiyon kistlerinin cerrahi veya aspirasyon sonrası tekrarlama riski nedir ve bu riski azaltmak için neler yapılabilir?
Retansiyon kistlerinin tedavi sonrası tekrarlama riski, uygulanan tedavi yöntemine ve kistin tam olarak çıkarılıp çıkarılmadığına bağlı olarak değişir. Kistin sadece aspire edilmesi (içeriğinin boşaltılması) durumunda tekrarlama olasılığı, kist duvarının yerinde kalması nedeniyle cerrahi olarak tamamen çıkarılmasına göre daha yüksektir. Cerrahi olarak kist duvarının tamamının çıkarıldığı durumlarda nüks riski önemli ölçüde azalır. Tekrarlama riskini azaltmak için altta yatan nedenlerin (örneğin kronik sinüzit, alerji) etkin bir şekilde tedavi edilmesi, cerrahi sırasında kist duvarının titizlikle çıkarılması ve doktorun ameliyat sonrası önerilerine uyulması önemlidir. Bazı durumlarda, özellikle aspirasyonla birlikte, kist içine sklerozan madde enjeksiyonu gibi ek prosedürler tekrarlama riskini düşürmek için denenebilir.
Retansiyon kistlerinin oluşumunu engellemede veya mevcut kistlerin yönetiminde beslenme düzeninin ve yaşam tarzı değişikliklerinin rolü nedir?
Retansiyon kistlerinin doğrudan beslenme alışkanlıklarıyla ilişkili olduğuna dair kesin bilimsel kanıtlar sınırlıdır. Ancak, genel sağlık durumunu iyileştiren ve enflamasyonu azaltan bir beslenme düzeni, dolaylı olarak kist oluşumuna zemin hazırlayabilecek durumların (örneğin kronik sinüzit) önlenmesine yardımcı olabilir. Anti-enflamatuar özelliklere sahip gıdalar (meyve, sebze, omega-3 içeren balıklar) tüketmek, yeterli sıvı alımına özen göstermek ve işlenmiş gıdalardan, aşırı şekerden kaçınmak genel sağlık için faydalıdır. Yaşam tarzı olarak ise sigaradan uzak durmak, alerjenlerden korunmak, düzenli egzersiz yapmak ve iyi bir burun hijyeni sağlamak, üst solunum yollarının sağlığını koruyarak dolaylı yoldan kist oluşum riskini azaltmaya yardımcı olabilir. Ancak bu önlemler, mevcut bir kisti tedavi etmez.
Çocuklarda retansiyon kistleri sık görülür mü ve yetişkinlere kıyasla farklı belirtiler veya tedavi yaklaşımları gerektirir mi?
Retansiyon kistleri çocuklarda da görülebilir, ancak yetişkinlere kıyasla görülme sıklığı ve spesifik bölgelerdeki dağılımı farklılık gösterebilir. Örneğin, tükürük bezi retansiyon kistleri (mukoseller) çocuklarda ve genç erişkinlerde daha yaygındır. Belirtiler genellikle yetişkinlerdekine benzer olup, kistin yerine ve büyüklüğüne göre şişlik, rahatsızlık veya fonksiyon bozukluğu şeklinde olabilir. Çocuklarda tedavi yaklaşımı genellikle daha konservatiftir; asemptomatik ve küçük kistler sıklıkla gözlem altında tutulur çünkü bazıları kendiliğinden gerileyebilir. Semptomatik veya büyüyen kistlerde ise cerrahi müdahale gerekebilir. Tedavi planı yapılırken çocuğun yaşı, genel sağlık durumu ve kistin potansiyel etkileri dikkate alınır ve mümkün olan en az invaziv yöntemler tercih edilir.
Kaynakça:
https://www.sciencedirect.com/topics/medicine-and-dentistry/mucous-retention-cyst
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC4453822/
Vakalar
İki taraflı frontal sinüs kaynaklı inverted papillom
Hastalıklar
Bilateral Tonsil Lenfoma Ameliyatı
Hastalıklar
Anadolu Yakası, İstanbul'daki Konumumuz