Endoskopi, vücut boşluklarını veya iç organları görüntülemek için kullanılan esnek bir optik cihazla yapılan tanı yöntemidir. Endoskopik cerrahi ise bu yöntemle tedavi amaçlı yapılan minimal invaziv işlemleri ifade eder.
Gastrointestinal sistem hastalıklarında endoskopi, hem tanı hem de tedavi için kullanılır. Polip alma, kanama durdurma ve yabancı cisim çıkarma gibi işlemler bu yöntemle yapılabilir.
Burun, sinüs ve kulak cerrahilerinde endoskopik yöntemler, hastaya minimal travma ve hızlı iyileşme avantajı sunar. Küçük kesilerle yapılan bu işlemler estetik açıdan da tercih edilir.
Endoskopik cerrahinin başarısı, kullanılan teknoloji, cerrahın tecrübesi ve uygun hasta seçimiyle doğrudan ilişkilidir. Bu yöntem, modern tıbbın en önemli gelişmelerinden biridir.
Temel Amaç | Kulak, burun, boğaz ve üst solunum yollarındaki hastalıkların tanısı, değerlendirilmesi ve tedavisinde minimal invaziv yöntemler sunmak. |
Yaygın Kullanım Alanları | Burun polipleri, sinüzit, septum deviasyonu, kronik burun tıkanıklığı, geniz eti, ses teli hastalıkları, kulak ve boğaz kitleleri, yabancı cisim çıkarma. |
Temel İşlem Türleri | Tanısal endoskopi (nazal, larinks, kulak), Endoskopik sinüs cerrahisi (ESS), Endoskopik burun ve geniz ameliyatları, Endoskopik tümör çıkarımı. |
İşlem Aşamaları | Lokal veya genel anestezi, endoskop ile görsel inceleme, gerekli durumda cerrahi müdahale, işlem sonrası değerlendirme ve takip. |
Avantajları | Daha az ağrı, kısa iyileşme süresi, minimal kanama, küçük kesi veya hiç kesi gerektirmemesi, detaylı görüntüleme, estetik sonuçların iyiliği. |
Riskler ve Komplikasyonlar | Kanama, enfeksiyon, nadiren doku yaralanması, anesteziye bağlı riskler, tekrar eden hastalık riski. |
Değerlendirilen Parametreler | Lezyonun yeri ve yayılımı, doku yapısı, hava yolu açıklığı, kanama, enfeksiyon varlığı, ameliyat sonrası iyileşme. |
Uygulama Sıklığı | Hastalığın tipine, ciddiyetine ve tekrarlama durumuna göre; tanı için bir defa veya tedavi amaçlı birden fazla seans gerekebilir. |
İyileşme ve Takip | Genellikle kısa süreli hastanede kalış, düzenli kontroller, burun veya boğaz hijyenine dikkat, iş/okul dönüşü için hızlı toparlanma. |
Endoskopi ve Görüntüleme | Yüksek çözünürlüklü kamera ve ışık kaynakları ile detaylı doku değerlendirmesi ve gerekirse kayıt imkanı. |
Endoskopik Cerrahide Yenilikler | Navigasyon sistemleri, balon sinüsoplastisi, robotik cerrahi, minimal travma sağlayan mikro aletler. |
Doktora Başvurulması Gereken Durumlar | Geçmeyen burun tıkanıklığı, tekrarlayan sinüzit, şüpheli kitleler, kronik boğaz ağrısı, nedeni bilinmeyen işitme kaybı. |
Endoskopi Nedir ve Neden Önemlidir?
Endoskopi, vücudumuzun iç kısımlarını incelemek için kullanılan ince ve ışıklı bir tüp aracılığıyla yapılan görüntüleme işlemidir. Bu yöntemin en büyük avantajı, doktorun gözle ya da geleneksel aletlerle zor görebileceği bölgeleri detaylı bir şekilde görmesine imkân sağlamasıdır.
Bu yöntemi, tıpkı bir evin dar koridorunda küçük ama güçlü bir fenerle dolaşmaya benzetebiliriz. Karanlık köşeleri aydınlatır, potansiyel sorunları gözden kaçırmamak için her detaya bakarsınız. Endoskopi sayesinde burun boşluğu, geniz, boğaz, kulak kanalı ve hatta bazı durumlarda kafa tabanı gibi alanları incelemek mümkün olur. Kulak Burun Boğaz (KBB) alanında ise bu teknik, hem tanı hem de tedavi amacıyla sıkça tercih edilir. Buradaki kilit nokta, hastanın daha az travma ile karşılaşması ve doktorun çok daha net bir görüş elde etmesidir.
Endoskopik Cerrahi Nedir ve Nasıl Uygulanır?
Endoskopik cerrahi, özel tasarlanmış endoskop ve mikroutilitelerle doğal açıklıklardan girilerek yapılan minimal invaziv ameliyatlardır. Geleneksel operasyonlarda sıklıkla büyük kesiler, dikişler ve uzun iyileşme süreçleri yaşanırken, endoskopik cerrahide çoğu işlem doğal yollardan (burun deliği, kulak kanalı gibi) yapıldığı için dışarıdan görünen bir kesi olmaz.
Bunu evinizde ufak tadilatlar yapmaya benzetebilirsiniz. Büyük duvarları yıkmak yerine, küçük bir delikten hassas aletlerle girip sadece problemli bölgeyi onardığınızı düşünün. Özellikle KBB’de kullanılan endoskopik cerrahi sayesinde, sinüs ameliyatları (FESS), kafa tabanı tümör operasyonları ya da kulak içi müdahaleleri daha az ağrılı ve daha hızlı iyileşme avantajıyla gerçekleştirmek mümkündür.
Endoskopi ve Endoskopik Cerrahi Hangi Durumlarda Kullanılır?
Endoskopi ve endoskopik cerrahi, kulak, burun ve boğazla ilgili birçok hastalığın tanı ve tedavisinde kullanılabilir.
Bu kapsamda özellikle:
- Kronik sinüzit ve burun tıkanıklığı
- Nazal polip veya kitle şüphesi
- Ses kısıklığı ve gırtlak lezyonları
- Kulak zarında delik, kronik iltihap ya da kolesteatom
- Kafa tabanına yayılmış iyi veya kötü huylu tümörler gibi sorunlar hedeflenir.
Ameliyatsız yöntemlerle iyileşmeyen veya gözden kaçabilecek karmaşık durumlarda endoskopi öncelikle teşhis için kullanılır. Sonrasında gerektiğinde, aynı teknolojiyle sorunun ana kaynağını ameliyatla giderme şansı elde edilir. Yani hem tanı koymada hem de tedavide aynı altyapıdan faydalanılmış olur.
Kulak Endoskopisi (Otoskopi) Nasıl Yapılır?
Otoskopi, kulak kanalını ve kulak zarını görüntülemek için özel tasarlanmış endoskopik aletle yapılan muayenedir. Gözünüzde şu şekilde canlandırabilirsiniz: Karanlık bir tünelin girişinde duruyorsunuz ve elinizde uzun, ince bir fener var. Bu feneri tünelin içine doğru uzatarak en dip köşeye kadar bakmak istiyorsunuz. İşte otoskopi de tam olarak bu mantığa dayanır. Kulak kanalındaki yabancı cisimler, enfeksiyonlar, kulak zarındaki delikler veya kulak içi polipler çok net şekilde görülebilir. Günümüzde dijital kamera sistemleriyle bu görüntüler kaydedilebilir, hatta gerektiğinde hasta yakınlarına da gösterilebilir. Bu sayede “acaba kulakta ne var?” düşüncesi yerini somut bir fotoğraf ya da video kaydına bırakır. Otoskopi hem hızlı hem de genellikle ağrısız bir işlemdir.
Burun Endoskopisi (Nasal Endoskopi) Ne İşe Yarar?
Nasal endoskopi, burun ve sinüs kanallarının içeriden incelenmesine olanak sağlayan bir muayene yöntemidir. Bazı insanlar mevsimsel alerjilere bağlı burun tıkanıklığı yaşarken, bazıları da kronik sinüzit veya polip gibi yapısal sorunlarla uğraşır. Evde el feneriyle bakarak bu detayları görmek imkânsızdır; burun içi kıvrımlar ve sinüs açıklıkları çok karmaşık bir yapıya sahiptir. Bu nedenle burun endoskopisi ile doktor burun içerisindeki polipleri, mukozanın durumunu, varsa kanama noktalarını ve sinüslerin açıldığı alanları rahatlıkla değerlendirir. Gerektiğinde biyopsi almak, polipleri küçültmek ya da yabancı cismi çıkarmak da yine bu işlem sırasında yapılabilir. İşlem ofis şartlarında lokal sprey anesteziyle uygulanabilir ve hasta çoğunlukla günlük yaşamına kolayca devam edebilir.
Boğaz Endoskopisi (Laringoskopi) Ne Zaman Yapılır?
Laringoskopi, ses telleri ve gırtlak bölgesini incelemek için yapılan özel bir endoskopik muayenedir ve ses kısıklığı birkaç haftayı aştığında veya yutma güçlüğü, boğazda yabancı cisim hissi gibi belirtiler ortaya çıktığında uygulanır.
Bir tiyatro sahnesini düşünün: Perde kapalıyken sahnedeki dekoru tahmin etmek zordur. Laringoskopi, perdeyi açmak ve sahneyi tüm detaylarıyla görmek gibidir. Ses telleri üzerindeki nodüller, polipler veya erken dönem tümörler bu yolla hemen fark edilebilir. Aynı zamanda, laringoskopi sırasında hastadan “eee” gibi sesler çıkarması istenebilir; bu da ses tellerinin hareketini ve simetrisini değerlendirmeye yardımcı olur. Eğer ciddi bir anormallik görülürse, küçük bir biyopsi alınıp patolojik inceleme yapılabilir. Bu sayede erken tanı konulduğunda tedavi seçenekleri çok daha etkili hale gelir.
Fonksiyonel Endoskopik Sinüs Cerrahisi (FESS) Nedir?
FESS, burun ve sinüslerdeki tıkanıklıkları ve kronik enfeksiyonları endoskopik yöntemle açmak ve sağlıklı hava akışını sağlamak için uygulanan bir cerrahi tekniktir.
Sinüzit şikâyetleri, kişinin gündelik hayatını bir hayli zorlayabilir. Sürekli burun akıntısı, baş ağrısı, yüzde basınç hissi gibi belirtilerle yaşam kalitesi düşer. İşte FESS, burnun doğal kapılarını tıpkı eski bir evin paslı kilitlerini değiştirmek gibi yeniden düzenler. Sinüslerin havalanmasını engelleyen polipler, kalınlaşmış dokular veya kemik çıkıntılar ufak aletlerle temizlenir. Ameliyat çoğunlukla genel anestezi altında yapılır ve yüz bölgesinde herhangi bir dış kesi oluşmadığı için hastalar genellikle aynı gün evlerine dönebilir. İyileşme süreci de görece rahat geçer; bol sıvı tüketmek, burnu tuzlu suyla yıkamak ve belirli bir süre ağır egzersizden kaçınmak genellikle yeterli olur.
Endoskopik Kafa Tabanı Cerrahisi Ne Kadar Güvenlidir?
Endoskopik kafa tabanı cerrahisi, beyin alt yüzeyinde (kafa tabanı) yer alan tümör ve lezyonları burnun içinden girerek çıkarmayı hedefleyen ileri bir tekniktir ve doğru ellerde güvenle uygulanabilir.
Bu yöntemi, zorlu bir dağın zirvesine çıkmak yerine, dağın içinden açılan bir tünelden zirveye ulaşmaya benzetebiliriz. Geleneksel olarak kafatasının açılması gerekebilecek durumlarda, artık burun yoluyla minimal invaziv yöntem tercih edilebilir. Özellikle hipofiz bezi tümörleri veya sinüs bölgesine uzanan kitlelerde, beyin dokusunu büyük oranda koruyarak ameliyat yapmak mümkündür. Elbette bu cerrahi, kapsam ve risk anlamında daha karmaşıktır. Kanama veya beyin-omurilik sıvısı kaçağı gibi istenmeyen durumları önlemek için titiz bir ekip çalışması gerekir. Günümüzde ileri görüntüleme teknolojileri (navigasyon sistemleri, intraoperatif MRI gibi) sayesinde cerrahlar milimetrik hassasiyetle ilerler, tümörü çıkarıp sızıntı riskini azaltmaya odaklanır.
Endoskopik Kulak Cerrahisi Nelere İmkan Sağlar?
Endoskopik kulak cerrahisi, kulak yolundan girerek kulak zarı onarımı, orta kulak kemikçik tamiri ya da kolesteatom temizliği gibi işlemlerin yapılmasına olanak tanır.
Eskiden kulak arkasından geniş bir kesi yapıp mastoid kemiğini açmak sık kullanılan bir yöntemdi. Şimdi ise doğrudan kulak kanalından ince endoskoplarla girerek, en dip köşeleri bile aydınlatmak ve sorunlu dokuyu temizlemek mümkün oluyor. Örneğin kulak zarındaki bir deliği küçük yamalarla onarırken, çevre dokuyu gereksiz yere kesmeden çalışmak büyük avantaj sağlar. Ameliyat sonrasında hastanın kulak arkasında görünür bir iz kalmaz, iyileşme süreci de genellikle daha rahat seyreder. Ancak dar bir kanaldan tek elle çalışmak ve endoskop lensinin buğulanması ya da kanla kapanması gibi durumlar operasyonda ek beceri gerektirir. Bu yöntemde cerrahın deneyimi çok kritik bir rol oynar.
Endoskopik Yöntemlerin Avantajları Nelerdir?
Endoskopik yöntemlerin avantajları, daha az doku hasarı ve daha hızlı iyileşme sağlamasıdır. Bir evi onarmak için tüm duvarları yıkmak yerine, sadece sorunlu bölgede küçük bir onarım yapmak nasıl işleri hızlandırıp maliyeti düşürüyorsa, endoskopik cerrahi de vücudumuz için benzer bir fayda sunar. Büyük kesiler olmadığı için operasyon sonrası ağrı ve kanama riski genellikle azalır. Hastanede kalış süresi kısalır, böylece kişi hem daha erken normal hayatına döner hem de kozmetik açıdan kazanım elde eder. Ayrıca doğrudan görüntüleme ile dokuları yakın planda görmek mümkün olduğu için cerrah, sorunu daha net sınırlarla temizleyebilir. Sinüslerde gizlenmiş polipler ya da orta kulaktaki küçük lezyonlar gibi gözden kaçabilecek yapılar kolayca fark edilir. Bu da uzun vadede tekrar eden sorunların önüne geçmeye yardımcı olur.
Endoskopik Yöntemlerin Sınırlılıkları Var mıdır?
Evet, özellikle dar alanda çalışmak, kanama olduğunda görüşün bozulması ve bazı büyük tümörlere ulaşmada yetersiz kalma gibi sınırlılıklar endoskopik yöntemlerde vardır.
Endoskopik teknolojinin gücü ne kadar yüksek olsa da her hastalık veya her anatomik yapı için uygun olmayabilir. Örneğin çok yaygın bir tümör, tek bir burun kanalından ilerlenerek tam olarak temizlenemeyebilir. Bu durumda daha geniş bir cerrahiye ihtiyaç duyulabilir. Ayrıca endoskopu tutan elin dışında, başka bir el aleti için dar alanda yeterli manevra alanı kalmayabilir. Kafa tabanı cerrahisinde doku onarımı (örneğin beyin zarında açıklık olduğunda) bazen kompleks greftler gerektirebilir. Bu nedenle her vaka tek tek değerlendirilir, en uygun yaklaşım belirlenir ve gerekirse mikroskopik ya da açık cerrahi ile kombine çözümler uygulanır.
Riskler ve Komplikasyonlar Nelerdir?
Riskler ve komplikasyonlar arasında kanama, enfeksiyon, doku hasarı ve nadir de olsa beyin-omurilik sıvısı kaçağı gibi ciddi durumlar yer alır. Her cerrahide olduğu gibi, endoskopik girişimlerde de belirli riskler vardır. Burun endoskopisi sırasında hafif bir burun kanaması normal kabul edilebilirken, büyük damarlara yakın çalışırken yaşanacak kanama daha ciddidir. Örneğin endoskopik sinüs cerrahisi sırasında göz çevresi veya beyin zarına istemeden zarar vermek, görme kaybı ya da menenjit gibi komplikasyonlara yol açabilir. Kulağa yapılan işlemlerdeyse orta kulaktaki kemikçikler veya yüz siniri gibi kritik yapılar risk altındadır. Neyse ki günümüz teknolojisi, navigasyon sistemleri ve deneyimli uzmanların titizliğiyle bu komplikasyonların görülme sıklığı oldukça düşüktür. Yine de her hasta operasyon öncesi kapsamlı bir değerlendirmeden geçirilir ve cerrah, olası riskleri minimuma indirmek için tüm önlemleri alır.
Ameliyat Sonrası Süreçte Nelere Dikkat Edilmeli?
Ameliyat sonrası süreçte doktorun önerdiği şekilde istirahat etmek, ilaçları aksatmamak ve hijyen kurallarına özen göstermek önemlidir. Endoskopik sinüs ameliyatı geçiren bir hasta, burnunu birkaç hafta nazikçe tuzlu sularla temizleyerek içeride biriken pıhtı ve kabukları uzaklaştırmalıdır. Burun sümkürmek yerine yumuşak bir mendil kullanarak hafifçe silinmeli, öksürük veya hapşırık geldiğinde ağzı açık tutarak basıncı azaltmalıdır. Kulak ameliyatı sonrası, kulak kanalında bulunan tampon veya koruyucu materyal belirli bir süre kalır. Bu dönemde kulağı suyla temas ettirmemek, banyoda başı geriye eğerek yıkanmak ya da kulak tıkacı kullanmak gibi tavsiyelere uymak gerekebilir. Boğaz içinse, ses tellerinde işlem yapılmışsa bir süre ses istirahati, sıcak-soğuk hassasiyetine dikkat ve bol su tüketimi önerilir. Bazen antibiyotik, ağrı kesici ya da burun spreyleri gibi ilaçlar kullanmak gerekir. Kontroller de ihmal edilmemeli; çünkü doktor ameliyat bölgesini yakından takip ederek olası bir komplikasyonu erken dönemde yakalayabilir.
Başka bir önemli konu da günlük hayata dönüş sürecidir. Birçok hasta bu operasyonlardan sonra hızlıca ayağa kalksa da ağır sporlar veya yorucu aktiviteler için genellikle birkaç hafta beklenir. Vücudun iyileşmek için zamana ihtiyacı vardır ve bu süre boyunca kendinizi çok zorlamak, istenmeyen kanama ya da doku hasarına zemin hazırlayabilir. İş hayatına dönüş ise kişinin ameliyat kapsamına göre değişir. Çoğu hasta 1-2 hafta içinde normal ofis işlerine dönebilir, ancak ağır iş yapanların biraz daha dikkatli olması önerilir.

KBB ( Kulak Burun Boğaz) Doktoru Prof. Dr. Murat Topdağ, 1978 yılında Malatya’da doğmuştur. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İngilizce Bölümü’nden mezun olduktan sonra, 2004-2009 yılları arasında Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı’nda uzmanlık eğitimini tamamlamıştır. 2017’de Acıbadem Altunizade Hastanesi’nde görev yapmaya başlamıştır.. 2022 yılından itibaren İstanbul Kadıköy’de bulunan kendi kliniği MD ENT İstanbul’da da hastalarına hizmet vermektedir.
Vakalar
İki taraflı frontal sinüs kaynaklı inverted papillom
Hastalıklar
Bilateral Tonsil Lenfoma Ameliyatı
Hastalıklar
Anadolu Yakası, İstanbul'daki Konumumuz