Nazofarenks kanseri, Asya ülkelerinde daha yaygın görülen önemli bir sağlık sorunudur. Bu rahatsızlık, özellikle ileri yaş grubunda karşılaşılsa da genç bireylerde de teşhis edilebilir.
Tedavi yöntemleri arasında kemoterapi, radyoterapi ve cerrahi işlemler bulunmaktadır. Radyoterapi, kanserin yayılma riskine karşı önlem olarak lenf bezlerine de uygulanır.
Erken teşhis edilmeyen vakalar, ilerleyen dönemlerde metastaz yapabilir. Bu durum, bireylerin yaşam kalitesini doğrudan etkileyebilir. Ameliyat sonrası dönem, pek çok faktöre bağlı olarak değişkenlik gösterir. Hastalar için doktorlarla yakın iletişim halinde olmak büyük önem taşır.
İyileşme Süreci
Nazofarenks kanseri ameliyatı sonrasında hasta, yoğun bakım biriminde gözlem altına alınabilir. Bu dönemde, hasta bire bir hemşire bakımı alır. Ameliyatın ardından, iyileşme sürecinde karşılaşılan zorluklar arasında beslenme ve yutma güçlüğü önemli bir yer tutar. B
u sebeple bazı hastalara beslenme tüpü takılabilir. Ayrıca, vücuttaki sıvı ve kanın toplanması için yara drenleri yerleştirilebilir. İyileşme sürecinde ağrı yönetimi, düzenli olarak verilen ağrı kesiciler ile sağlanır.
Ameliyat türüne bağlı olarak iyileşme süresi değişkenlik gösterir:
- Endoskopik işlemlerden sonra hastalar genellikle aynı gün içinde ya da bir iki gün içerisinde taburcu olabilir.
- Açık nazofarenjektomi işlemi geçiren hastaların hastanede kalış süresi daha uzun olabilir.
Tedavi sonrasında bazı yan etkiler, tedavi bitiminden uzun bir süre sonra ortaya çıkabilir. Bu durum, iyileşme sürecinin sadece fiziksel değil, aynı zamanda zihinsel bir iyileşmeyi de kapsadığını gösterir.
Hastaların fiziksel sağlıklarına odaklanılırken, zihinsel sağlığın önemi göz ardı edilmemelidir. Özellikle, bu zorlu süreçte psikolojik destek büyük bir fark yaratabilir. Hastanın genel iyileşme süreci, bu çok yönlü bakım anlayışı ile desteklendiğinde, nazofarenks kanseri ameliyatı sonrası yaşam kalitesi önemli ölçüde artabilir.
Beslenme
Nazofarenks kanseri ameliyatının ardından hastalar, iyileşene ve şişlikler azalana dek yemek yeme ve yutkunmada zorluklar yaşayabilirler. Bu süreçte, beslenmeleri için mideye doğrudan bağlanan bir gastrostomi (PEG veya RIG) tüpü kullanılmaktadır.
Boğaz ağrısı hafiflemeye başladıkça, hasta yavaş yavaş yeme miktarını artırabilir. Beslenme düzeni, yüksek besin değeri içeren, kolay sindirilebilen gıdalardan zengin olmalıdır. Bu noktada dikkat edilmesi gerekenler:
Tüketilmesi gerekenler:
- Daha fazla sebze ve meyve.
Kaçınılması gerekenler:
- Nitrozamin içeren tuzlu balık, turşular, pastırma, korunmuş et gibi gıdalar.
- Baharatlı yiyecekler.
- Aşırı alkol tüketimi.
Bu diyet değişiklikleri ve zorluklar genellikle geçicidir. Hastalar, tedavi sürecinden tamamen iyileştikten sonra çoğunlukla normal beslenme alışkanlıklarına dönebilirler. Bu süreçte, beslenme üzerine odaklanmak, hastanın genel iyileşme sürecine katkıda bulunur. Sağlıklı ve dengeli bir diyet, vücudun iyileşme kapasitesini artırırken, enfeksiyon riskini de azaltabilir.
Dolayısıyla, ameliyat sonrası dönemde beslenme, hastanın toparlanma hızı üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Hastalar ve bakım verenler, diyetisyenlerle iş birliği yaparak, kişiye özel beslenme planları geliştirmelidir.
Kişisel Hijyen
Nazofarenks kanseri ameliyatı sonrasında kişisel hijyen, iyileşme sürecini hızlandırmak ve enfeksiyon riskini azaltmak için hayati öneme sahiptir. Hastalar, genellikle yoğun bakım veya yüksek ihtimam gerektiren birimlerde gözlem altında tutulurlar. Bu süreçte, vücutlarında çeşitli tüpler bulunabilir:
- Sıvı ve ağrı kesiciler için damar yolu tüpleri
- İdrar boşaltımı için kateter
- Beslenme için mideye yerleştirilen tüp
- Operasyon bölgesinden kan ve sıvı toplamak için yara drenleri
Ameliyat sonrası ilk hafta ağrı yaşamak normaldir ve ağrı kesiciler verilir. Yara bakımı ve kişisel hijyen konusunda sağlık hizmeti sağlayıcısının talimatlarına titizlikle uyulmalıdır. Özellikle yara ve çevresinin temizliği büyük önem taşır.
Yara bölgesi nazikçe kurulanmalıdır. Boyun bölgesinde lenf nodları alındıysa, cerrah yarayı örtmek için bir pansuman veya koruyucu bir film uygulayabilir. Bu süreçte dikkat edilmesi gerekenler:
- Yaraların nazikçe kurulanması
- Sağlık hizmeti sağlayıcısının yara bakımı konusunda verdiği talimatların eksiksiz uygulanması
Bu adımlar, ameliyat sonrası komplikasyon riskini azaltır ve iyileşme sürecini destekler. Hastanın, enfeksiyon belirtileri açısından uyanık olması ve herhangi bir anormallikte doktoruna başvurması önerilir.
Uyku Pozisyonu
Nazofarenks kanseri ameliyatı sonrasında hastanın rahatı ve iyileşme sürecinin engellenmemesi hayati önem taşır. Ameliyat sonrası dönemde, hastalar genellikle yoğun bakım ya da yüksek ihtimam gerektiren birimlerde gözlem altında tutulur.
Bu süreçte, vücut fonksiyonlarını desteklemek için çeşitli tüpler hastaya yerleştirilir. Ağrıların kontrol altına alınması için ağrı kesiciler verilir. Özellikle nazofarenks kanseri ameliyatı sonrası uyku pozisyonu, iyileşmeyi destekleyici bir faktör olarak ön plana çıkar.
Uyku pozisyonu olarak sırtüstü yatış, hafif bir eğimle desteklenmelidir. Bu pozisyon, şu avantajlara sahiptir:
- Şişliğin azalmasına yardımcı olur.
- Vücudun doğru hizalanmasını sağlar.
Ancak, her hastanın durumu benzersizdir ve sağlık ekibinin verdiği özel talimatların takip edilmesi şarttır. Hastaların iyileşme sürecinde karşılaşabilecekleri zorluklar, uygun pozisyonun sağlanmasıyla minimuma indirgenebilir.
Bu nedenle, doktorlar ve hemşireler, ameliyat sonrası en uygun uyku pozisyonunu belirlemek için hastalarla yakından çalışmalıdır. Sonuç olarak, nazofarenks kanseri ameliyatı sonrası dönemde, uyku pozisyonunun doğru ayarlanması, hastanın konforunu artırır ve iyileşme sürecini hızlandırır.
Hamilelik / Cinsellik
Nazofarenks kanseri tedavisi, kişilerin cinsel yaşamını fiziksel ve duygusal zorluklar nedeniyle etkileyebilir. Tedavi süreçlerinde karşılaşılan yorgunluk, cinsel isteği azaltabilir. Ayrıca, tedavinin yan etkileri arasında yer alan ağız kuruluğu ve ağrısı, cinsellikten uzaklaşmaya yol açabilir.
Cerrahi işlemler, görünüşte meydana gelebilecek değişikliklerle kişinin kendine olan güvenini sarsabilir. Ancak, günümüzdeki modern cerrahi teknikleri sayesinde, bu tür değişikliklerin minimuma indirilmesi mümkündür.
Tedavi sürecinde cinsellik hakkındaki düşünceler değişse de bu durum kalıcı olmayabilir. Tedaviden sonra, cinsel yaşam önceki haline dönebilir. Tedavi sonrası dönemde karşılaşılabilecek sorunlar:
- Yorgunluk
- Ağızda kuruluk ve ağrı
- Görünüşteki değişiklikler
Tedavi sonrası iyileşme sürecinde, bazı bireyler cinsel ilgilerini yeniden keşfetmek için zaman ayırmalıdır. Partnerle duyguların paylaşılması, bu süreçte büyük önem taşır. Doktor ya da hemşire ile duygusal durum hakkında konuşmak da faydalı olabilir.
Profesyonel destek almak amacıyla danışmanlık veya cinsel terapi önerilebilir. Bu destekler, bireyin kendini daha iyi hissetmesine ve cinsel yaşamındaki zorlukların üstesinden gelmesine yardımcı olabilir. Özetle, nazofarenks kanseri ve tedavisi sonrasında cinsel yaşamda yaşanan değişiklikler, çeşitli desteklerle yönetilebilir.
Spor / İşe Dönüş
Nazofarenks kanseri ameliyatı sonrasında fiziksel aktiviteler ve egzersizlerin yavaş yavaş günlük rutine dahil edilmesi büyük önem taşır. Ameliyattan hemen sonraki gün itibarıyla, hastaların hareket etmelerine yardımcı olmak için hemşireler ve fizyoterapistler devreye girer.
Bu süreçte, boyun ve omuz bölgesi için özel egzersizler verilir. Hastaların bu egzersizleri gün içinde birkaç kez yapmaları önerilir. İyileşme süreci ilerledikçe, her bir pozisyon daha rahat hale geldikçe egzersiz süreleri kademeli olarak artırılır.
Boyun ve omuz egzersizleri
- Hareket kabiliyetini artırmak
- Ağrıları hafifletmek
- Kas gücünü iyileştirmek için tasarlanmıştır.
İşe geri dönüş konusunda ise planlamayı birkaç hafta öncesinden yapmak faydalı olacaktır. İşveren ile görüşülerek, başarılı bir işe dönüş sürecini destekleyecek ‘makul düzenlemeler’ konusunda mutabakata varılmalıdır. Bu düzenlemeler arasında görevlerin ayarlanması ya da esnek çalışma saatleri yer alabilir.
Yavaş yavaş ilerlemek ve vücudun verdiği sinyallere kulak vermek, bu sürecin önemli bir parçasıdır. Hastalar, kendi sınırlarını zorlamadan, sağlıklarını öncelikli tutarak adımlarını atmaları gerekmektedir. Bu dönemde sabır ve özgüven, iyileşme yolculuğunda kritik rol oynar.
Kaynakça:
https://my.clevelandclinic.org/health/diseases/21661-nasopharyngeal-cancer
https://www.webmd.com/cancer/nasopharyngeal-cancer
1978 yılından Malatya da doğan Murat Topdağ ilk ve orta öğrenimini tamamladıktan sonra lise eğitimini İstanbul da yapmış ve üniversite eğitimini Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İngilizce bölümünde bitirmiştir. 2004 yılında Kocaeli Üniversitesi Kulak Burun Boğaz Anabilim dalında uzmanlık eğitimine başlayan Murat Topdağ 2017 yılına kadar burada çeşitli görevlerde bulunarak eğitim ve akademik hayatına devam etmiştir. 2017-2022 yılları arasında Acıbadem Altunizade hastanesinde çalışan Prof.Dr. Murat Topdağ evli ve 2 çocuk babası olup 2022 yılından itibaren kendi kliniğinde hastalarına hizmet vermeye devam etmektedir.