Paranazal sinüs tomografisi, sinüs boşluklarının detaylı incelenmesi için çekilen yüksek çözünürlüklü BT görüntüleridir. Sinüzit, polip ve anatomik varyasyonların tespitinde kullanılır.
Çekim sırasında hasta genellikle sırtüstü yatar ve işlem kısa sürede tamamlanır. Yüksek çözünürlük, cerrahi planlama için kritik anatomik bilgilerin elde edilmesini sağlar.
Radyasyon dozu düşük tutulur ancak çocuklarda ve hamilelerde gerekli olmadıkça uygulanmaz. Kontrast madde genellikle kullanılmaz.
Görüntüler, Kulak Burun Boğaz uzmanı veya radyolog tarafından değerlendirilerek tanı ve tedavi sürecine yön verir.
Paranazal Sinüslerin Tarihsel Gelişimi
Paranazal sinüslerin tanımı ve anlamı yüzyıllar boyunca evrim geçirmiştir. İlk kaydedilen çalışmalar etmoid hava hücrelerini tanımlar. Daha sonra sırasıyla maksiller ve sfenoid sinüsleri keşfedilmişlerdir. 16. yüzyılda frontal sinüslerin tanımı yapılmıştır.
Paranazal sinüslerin modern anlamda ilk detaylı tanımları 19. yüzyılın sonlarında yapılmıştır. Bu dönem paranazal sinüs bilgisinin derinleştiği ve yaygınlaştığı bir zaman olmuştur.
Doktorlar sinüs anatomisinin detaylarını ve ilgili hastalıkları daha iyi anlamak için bilgisayarlı tomografi taramalarını kullanmaya başlamışlardır. Bu yöntem baş ve boyun BT görüntülemesinin tanıtılmasının ardından paranazal sinüslerin değerlendirilmesinde ve cerrahi planlamada kullanılmıştır. Sonuç olarak BT taramaları sinüs anatomisini ve patolojilerini anlamada kilit bir rol oynamıştır.
Temel Bilgiler ve İşlem Detayları
Paranazal sinüs tomografisi sinüslerin detaylı görüntülerini elde etmek için kullanılan özel bir tarama yöntemidir. Yüz kemikleri içindeki hava dolu boşlukların incelenmesine olanak tanır. İşlem genellikle koronal ve aksiyel kesitler şeklinde yapılır bu da sinüslerin ve çevre dokuların ayrıntılı bir şekilde incelenmesine imkan verir. Ayrıca yumuşak doku ve kemik yapılarının değerlendirilmesi için kemik ve yumuşak doku pencereleri kullanılır.
Bu tarama yöntemi enflamatuar süreçler ve sinüs tıkanıklıklarının yanı sıra çeşitli sinüs patolojilerinin teşhisinde de büyük önem taşır. Özellikle sinüzit tanısında sıkça başvurulan bir yöntemdir. Tarama intravenöz kontrast madde kullanılarak da yapılabilir; bu yumuşak doku lezyonlarını ve vaskülarize yapıları daha net görüntülemeyi sağlar. Ancak çoğu durumda özellikle sinüzit tanısında kontrastsız taramalar da yeterli bilgiyi sağlar.
Hasta hazırlığı tarama başarısını etkileyen önemli bir faktördür. İşlem öncesi hastaların metallerden arındırılmış rahat kıyafetler giymeleri ve tüm takılarını çıkarmaları önerilir. Ayrıca hastaların sağlık durumları mevcut tıbbi tedaviler ve alerjik reaksiyonları hakkında bilgi vermesi gerekir.
Nazal Yapılar ve Etkileşimleri
Nazal yapılar yüz kemiklerinin karmaşık bir ağından oluşur. Öncelikle osseokartilajinöz septum nazal kavitenin ortasında yer alır ve burun deliklerinin simetrisini sağlar. Eğer bu bölgede bir sapma varsa solunum fonksiyonları üzerinde önemli etkiler yaratabilir. Ayrıca alt konkalar nazal duvar boyunca uzanır ve alerji gibi durumlarda büyüyebilir. Bu büyüme BT taramalarında göz ardı edilebilir. Nazolakrimal kanal ise göz yaşlarını nazal boşluğa taşır ve bu yapı alt konka altında sonlanır.
- Alt konkalar: genellikle alerjik reaksiyonlar sonucu büyür.
- Nazolakrimal kanal: gözyaşlarını boşaltan kanal olarak işlev görür.
Orta konka üç bölümden oluşur ve her bölüm farklı bir yönde seyreder. Burun içi cerrahilerde kritik bir referans noktasıdır. Ön kısmı dikey olarak uzanırken orta kısmı yanlara doğru döner ve arka kısmı yataylaşır. Bu konumlandırma sinüs cerrahisinde önemli bir yol göstericidir.
Uncinate process maksiller sinüse açılan bir kanalın ön sınırını belirler. Bu yapı önemli bir drenaj yolunu işaret eder ve anterior lakrimal kemiğe bağlanır. Ayrıca bu yapı etmoid hava hücreleri ile sınırlıdır ve nazal duvarın etmoid infundibulumunu şekillendirir.
- Uncinate process: maksiller sinüsün doğal ostiumunu açar.
- Etmoid hava hücreleri: yaklaşık 7-15 adet hücre içerir ve pnömatizasyon paternleri gösterir.
- Etmoid bulla: en ön etmoid hava hücresini oluşturur.
- Frontal recess: frontal sinüs çıkış yolunu sınırlar.
Sfenoid sinüs kafa tabanının hemen altında yer alır ve önemli sinirsel ve damarsal yapıları içerir. Bu sinüs içinde karotis arter gibi kritik yapıları barındırabilir ve optik sinirle yakın ilişkisinden dolayı dikkatle incelenmesi gerekir. Bu anatomik özellikler sinüs tıkanıklıklarını ve çeşitli sinüs hastalıklarını anlamada önemli rol oynar. Nazal yapıların bu detaylı bilgisi paranazal sinüs tomografisinin önemini ve gerekliliğini ortaya koyar.
Hastalıkların Tanımlanması ve BT’nin Rolü
Bilgisayarlı tomografi (BT) paranazal sinüs hastalıklarının tanı ve yönetiminde kritik bir rol oynar. BT taramaları sinüzit polipler mantar enfeksiyonları ve diğer sinonazal komplikasyonların detaylı incelenmesini sağlar. Sinüzit akut ve kronik formda olabilir ve her ikisi de sinüs tıkanıklığına bağlı gelişir. Akut sinüzit genellikle bakteriyel veya mantar kaynaklı enfeksiyonlardan kaynaklanırken kronik sinüzit uzun süreli inflamasyon ve tekrarlayan enfeksiyonları içerir. BT bu durumların ayırt edilmesinde ve uygun tedavi stratejilerinin belirlenmesinde önemli bir araçtır.
Akut Sinüzit:
- Sinüs opasifikasyonu
- Hava-sıvı seviyeleri
- Lokalize mukoza kalınlaşması
Kronik Sinüzit:
- Mukozal kalınlaşma
- Opasifiye hava hücreleri
- Sinüs boşluğu duvarlarında enflamatuar osteit
Sinonazal polipler genellikle nazal obstrüksiyona yol açar ve BT taramalarında nodüler yapılar olarak tanımlanabilir. Polipler yavaş büyüme eğilimi gösterir ve zamanla kemik yapıda değişikliklere neden olabilir.
Mantar sinüziti özellikle bağışıklık sistemi baskılanmış bireylerde ciddi sonuçlara yol açabilir. BT taramaları hastalığın ilerlemesini ve potansiyel komplikasyonları gösterir. Mantar sinüzitinin çeşitleri şunlardır:
İnvaziv Mantar Sinüziti:
- Hızlı ilerleyen opasifikasyon
- Vasküler invazyon
- Lokalize yıkım
Miçetoma:
- Homojen kitle
- Lokalize sinüs opasifikasyonu
- Kalsifikasyonların varlığı
Alerjik Mantar Sinüziti (AFS):
- Merkezi hiperdens opasifikasyonlar
- Heterojen opasifikasyon alanları
- Kalsifiye bölgelerin bulunması
Bu taramalar paranazal sinüslerdeki hastalıkların tanısında ve yönetiminde hayati öneme sahiptir. Hastaların anatomik ve klinik özelliklerine göre doğru tanı konulabilir. BT detaylı yapısal bilgi sunarak tedavi planlamasında ve hastalık yönetiminde önemli bir rehber oluşturur. Sinüs BT’sinin yorumlanması hastalıkların doğru tanımlanması ve uygun tedaviye yönlendirilmesi için sistemli bir yaklaşım gerektirir.
Paranazal Sinüs Tomografisi Sırasında Göz Önünde Bulundurulması Gereken Anatomik İşaretler
Paranazal sinüs tomografisinde anatomik yapıların detaylı incelenmesi büyük önem taşır. Radyolojik bulgular çeşitli sinüs rahatsızlıklarının yanı sıra potansiyel cerrahi müdahaleler için de kritik bilgiler sağlar. Bu nedenle her bir anatomik işaretin doğru bir şekilde tanımlanması gereklidir. İşte bu işaretlerden bazıları şunlardır:
- Frontal reses bölgesinde yer alan hücreler ve bunların frontal sinüslerle olan ilişkisi
- Koku fossasının derinliği bu bölgenin ne kadar derin olduğu cerrahi sırasında olası riskleri artırabilir.
- Etmoid çatının eğimi kalınlığı ve yüksekliği ile ilgili asimetriler
- İntrakraniyal penetrasyon riski etmoid çatıdaki düşük bölümlerde daha fazla görülebilir.
- Ostiomeatal kompleksin açıklığı ve bu bölgenin tıkanıklığı
- Orta konka ile olan bağlantılar ve infundibulumun genişliği
- Maksiller sinüs ile etmoid hücreler arasındaki mesafe ve bu mesafenin cerrahi sırasında önemi
- Maksiller sinüsün pnömatizasyon derecesi sinüslerin gelişimi hakkında bilgi verir.
- Lamina papyracea’nın durumu ve olası dehissansları
- Medial orbital duvarın şekli ve çeşitli sinüslerle olan ilişkisi
- Uncinate çıkıntının pozisyonu ve septumun hizalanması
- Maksiller sinüslerin boyutu ve bu boyutun sağlık durumu üzerindeki etkileri
- Konka bülloza gibi diğer anatomik varyasyonlar ve bunların sinüs sağlığı üzerindeki etkileri
Bu işaretlerin her biri paranazal sinüs sağlığını değerlendirirken ve müdahale öncesi planlama yaparken büyük öneme sahiptir.
Temel Sinonazal Anatomik Yapılar
Paranazal sinüs tomografisi çerçevesinde sinonazal anatomiyi oluşturan temel yapılar önem taşır. Bu yapılar arasında agger nasi concha bullosa ve ethmoidal bulla yer alır. Agger nasi frontal sinüsün altında konumlanır ve frontal recessin ön sınırını belirler. Ethmoidal bulla ise en büyük ve en önde olan ethmoid hücre sistemidir. Concha bullosa pnömatize olmuş orta konka olarak bilinir ve bazı durumlarda sinüs hastalıklarına yol açabilir.
- Agger Nasi: Frontal sinüsün altında yer alır frontal recessin ön sınırını tanımlar.
- Concha Bullosa: Pnömatize olmuş orta konka bazı durumlarda sinüs hastalıklarına neden olur.
- Ethmoidal Bulla: En büyük ve en önde olan ethmoid hücre sistemidir.
Ayrıca ethmoidal infundibulum ve Haller hücresi gibi yapılar da sinonazal anatomide rol oynar. Ethmoidal infundibulum maksiller sinüs ostiumunun altında ve yanında yer alırken Haller hücresi maksiller sinüsün tavanında bulunur ve büyüdüğünde ethmoidal infundibulumun daralmasına katkı sağlayabilir.
- Ethmoidal Infundibulum: Uncinat proses ve lamina papyracea ile sınırlanır maksiller sinüs ostiumuna yakındır.
- Haller Hücresi: Maksiller sinüsün tavanında bulunur ethmoidal infundibulumun daralmasına katkıda bulunabilir.
Frontal recess ve lamina papyracea gibi diğer önemli anatomik yapılar da tanı ve tedavi süreçlerinde dikkate alınmalıdır. Frontal recess frontal sinüsün alt kısmında yer alır ve önemli drenaj yollarından biridir. Lamina papyracea ise orbitayı ethmoid hava hücrelerinden ayırır ve yüz travmalarında zarar görebilir.
- Frontal Recess: Frontal sinüsün alt kısmında bulunur önemli bir drenaj yolu sağlar.
- Lamina Papyracea: Orbitayı ethmoid hava hücrelerinden ayırır travmalarla zarar görebilir.
Bu anatomik yapıların detaylı bilgisi paranazal sinüs tomografisi sürecinde karşılaşılabilecek potansiyel komplikasyonların önlenmesinde yardımcı olur.
Sıkça Sorulan Sorular
Paranazal sinüs tomografisi hangi hastalıkların tanısında kullanılır?
Bu yöntem, kronik sinüzit, burun polipleri, tümörler, travmalar ve anatomik bozuklukların değerlendirilmesinde en sık kullanılan görüntüleme tekniklerinden biridir.
Paranazal sinüs tomografisi çekimi sırasında radyasyon riski var mıdır?
Evet, düşük dozda radyasyon içerir. Ancak güncel cihazlarda bu miktar oldukça azaltılmıştır ve doktorun gerekli gördüğü durumlarda riskten çok fayda ön plandadır.
Paranazal sinüs tomografisi çekimi ne kadar sürer?
İşlem genellikle 5-10 dakika arasında tamamlanır. Hasta hareketsiz durduğunda çekim daha hızlı yapılır ve çoğu zaman ek hazırlık gerektirmez.
Paranazal sinüs tomografisi çocuklarda güvenle kullanılabilir mi?
Çocuklarda radyasyon dozu daha dikkatli ayarlanır. Gereksiz çekimlerden kaçınılır, ancak ciddi tanısal gereklilik varsa kontrollü şekilde güvenle uygulanabilir.
Paranazal sinüs tomografisi ile MR arasındaki fark nedir?
BT kemik yapılarını ve sinüs boşluklarını çok net gösterirken, MR yumuşak dokuların değerlendirilmesinde daha etkilidir. Bu nedenle farklı klinik sorulara göre tercih edilir.
Paranazal sinüs tomografisi öncesi özel bir hazırlık gerekir mi?
Genellikle açlık veya özel bir hazırlık gerekmez. Sadece metal takı ve aksesuarların çıkarılması önerilir, böylece görüntü kalitesi bozulmaz.
Paranazal sinüs tomografisi sonucunda hangi bulgular rapor edilir?
Sinüslerin doluluğu, mukozal kalınlaşma, polip, kist, kemik yapılarındaki bozukluklar ve varsa tümöral oluşumlar ayrıntılı olarak rapor edilir.
Paranazal sinüs tomografisi sonrası günlük hayata hemen dönülebilir mi?
Evet, işlem non-invazivdir ve hasta sonrasında normal günlük aktivitelerine hemen devam edebilir. Herhangi bir iyileşme süresi gerekmez.
Paranazal sinüs tomografisi burun ameliyatı öncesinde neden önemlidir?
Ameliyat planlamasında cerraha sinüs yapıları, kemik detayları ve olası varyasyonlar hakkında ayrıntılı bilgi verir. Bu sayede ameliyat daha güvenli ve başarılı olur.
Paranazal sinüs tomografisi hamilelerde çekilebilir mi?
Hamilelikte radyasyon riski nedeniyle zorunlu olmadıkça önerilmez. Ancak acil ve ciddi bir durum varsa doktor gözetiminde en düşük dozlarla uygulanabilir.
Kaynakça:
https://radiopaedia.org/articles/ct-paranasal-sinus-protocol-1
https://emedicine.medscape.com/article/875244-overview

Prof. Dr. Murat Topdağ, 1978 yılında Malatya’da doğmuş, tıp eğitimini İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İngilizce Bölümü’nde tamamlamıştır. Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı’nda uzmanlık eğitimini tamamladıktan sonra, akademik ve klinik kariyerine aynı kurumda devam etmiştir. 2017–2025 yılları arasında Acıbadem Altunizade Hastanesi’nde görev yapan Prof. Dr. Topdağ, 2025 yılı itibarıyla Memorial Göztepe Hastanesi bünyesinde hastalarına hizmet vermektedir.
Kulak burun boğaz hastalıkları, baş-boyun kanser cerrahisi ve estetik burun ameliyatları (rinoplasti) alanlarında uzmanlaşmış olan Prof. Dr. Topdağ, ulusal ve uluslararası düzeyde tanınan bir cerrahtır. The Journal of Laryngology & Otology, Otology & Neurotology ve European Archives of Oto-Rhino-Laryngology gibi saygın dergilerde yayımlanmış çok sayıda bilimsel makalesi bulunmaktadır.
Prof. Dr. Topdağ, fonksiyon koruyucu tekniklerle baş-boyun tümör cerrahisi uygulamakta; aynı zamanda rinoplasti, revizyon burun estetiği, piezo ultrasonik rinoplasti ve septorinoplasti gibi estetik ve fonksiyonel burun ameliyatlarında yüksek başarı oranlarına sahiptir. Bilimsel yaklaşımı, estetik vizyonu ve hasta güvenliğini esas alan cerrahi felsefesiyle Türkiye’de KBB alanının önde gelen isimlerinden biridir.


Vakalar
İki taraflı frontal sinüs kaynaklı inverted papillom
Hastalıklar
Bilateral Tonsil Lenfoma Ameliyatı
Hastalıklar
Anadolu Yakası, İstanbul'daki Konumumuz