Parafarengeal bölge tümörleri, boğazın derininde yer alan nadir kitlelerdir. Genellikle iyi huylu olmakla birlikte, yerleşim yerleri nedeniyle tanı ve tedavileri zordur.
Belirtiler arasında yutma güçlüğü, boğazda kitle hissi ve bazen nefes darlığı bulunur. Görüntüleme yöntemleri ile kitle boyutu ve yayılımı değerlendirilir.
Cerrahi tedavi, çoğu parafarengeal tümör için tercih edilir. Yakın anatomik yapılar nedeniyle ameliyat yüksek deneyim gerektirir.
Patolojik inceleme, tümörün türü ve malignite riskinin belirlenmesi açısından zorunludur. Ameliyat sonrası düzenli takip, nüks riskinin azaltılmasına yardımcı olur.
| Tanım | Parafarengeal bölge, üst yutak (farinks) ile çene altı arasındaki derin anatomik alan olup, burada gelişen tümörler nadir görülür ve iyi huylu veya kötü huylu olabilir. |
| Tümör Türleri | Benign (İyi Huylu) Tümörler: Pleomorfik adenom, schwannom, paraganglioma. Malign (Kötü Huylu) Tümörler: Adenoid kistik karsinom, lenfoma, skuamöz hücreli karsinom. |
| Belirtiler | Boyunda Kitle: Genellikle ağrısız, büyüyen bir kitle. Yutma Güçlüğü (Disfaji): Tümörün büyüklüğüne bağlı olarak gelişebilir. Ses Kısıklığı: Sinirlerin etkilenmesiyle oluşabilir. Kulak Tıkanıklığı veya İşitme Kaybı: Östaki tüpüne baskı yaparsa. Yüz Felci veya Asimetrisi: Fasiyal sinir (7. sinir) etkilenirse görülebilir. |
| Tanı Yöntemleri | Manyetik Rezonans (MR) veya Bilgisayarlı Tomografi (BT): Tümörün yerleşimi ve yayılımı belirlenir. Biyopsi: Genellikle ince iğne aspirasyon biyopsisi (İİAB) ile yapılır. Anjiyografi: Vasküler (damarsal) tümörlerde kullanılır. |
| Tedavi Yöntemleri | Cerrahi: Ana tedavi yöntemidir. Tümörün büyüklüğüne ve yerine göre açık veya endoskopik yöntemler kullanılır. Radyoterapi: Malign tümörlerde veya cerrahinin uygun olmadığı durumlarda kullanılır. Kemoterapi: Lenfoma veya ileri evre kötü huylu tümörlerde uygulanabilir. |
| Ameliyat Süreci | Süre: 2-6 saat arasında değişebilir. Riskler: Fasiyal sinir hasarı, yutma güçlüğü, kanama. Hastanede Kalış Süresi: Genellikle 3-7 gün. |
| İyileşme Süreci | İlk 2 Hafta: Yutma ve konuşmada hafif zorluk olabilir. 4-6 Hafta: Tam iyileşme beklenir. |
| Nüks Riski | Tümörün tipine bağlı olarak değişir. Benign tümörlerde düşük, malign tümörlerde daha yüksektir. |
| Uzun Vadeli Takip | Düzenli MR veya BT taramaları yapılmalıdır. Özellikle kötü huylu tümörlerde uzun vadeli takip gerekir. |
Parafarengeal Bölge Tümörü Nedir?
Parafarengeal bölge tümörü, yutak yan duvarında yer alan parafarengeal alanda gelişen nadir tümörlerdir. Bu bölge; tükürük bezleri, sinirler, damarlar ve lenf dokularını içerdiğinden, tümörler bu yapılardan köken alabilir. Genellikle yavaş büyür ve geç belirti verir; ağızda dolgunluk hissi, yutma güçlüğü veya boyunda kitle ile kendini gösterebilir. Tanı için görüntüleme ve biyopsi gereklidir. Tedavi cerrahi olarak yapılır.
Parafarengeal Alan Tümörlerinin Tanımı ve Özellikleri
Parafarengeal alan, yutak üst kısmının her iki yanında bulunan ve kafa kaidesinden hyoid kemiğe kadar uzanan bir bölgedir. Bu özel bölgeden kaynaklanan tümörler, baş ve boyun bölgesinde görülen tümörlerin sadece küçük bir kısmını oluşturur.
Bu tümörlerin büyük çoğunluğu, yani yüzde sekseni, selim yani iyi huylu niteliktedir. Ancak yüzde iki gibi bir kısmı habis, yani kötü huylu özellikler taşır. Tümörlerin büyük bir bölümü tükrük bezlerinden kaynaklanırken, geri kalan kısmı ise:
- Nörojenik tümörler: Bu grupta genellikle selim olan schwannom ve paragangliomalar bulunur.
- Lenforetiküler tümörler: Bu kategoride yer alan tümörlerin çoğunluğu habis karakterlidir. Bu grupta lenfomalar, lenfatik metastazlar ve mezenkimal sarkomlar yer alır.
Tükürük bezi kaynaklı tümörlerin çoğunluğunu pleomorfik adenomlar oluşturur. Bunların dışında adenoid kistik karsinom ve mukoepidermoid karsinom gibi daha nadir görülen habis tümörler de parafarengeal bölgeden kaynaklanabilir.
Parafarengeal alan tümörlerinin teşhis ve tedavisi, yerleşimleri ve çeşitlilikleri nedeniyle özel bir uzmanlık gerektirir. Bu nedenle, bu tür tümörlerin yönetimi multidisipliner bir yaklaşımı zorunlu kılar.
Parafarengeal Bölge Tümörlerinin Belirti Verme Biçimleri
Parafarengeal bölge tümörleri, genellikle herhangi bir semptom göstermeyen kitlelerdir. Çoğu zaman, başka sağlık sorunları için yapılan radyolojik incelemeler sırasında tesadüfen keşfedilirler. Bu tür tümörlerin en yaygın bulgu şekli, herhangi bir belirti vermeyen, yani asemptomatik olmalarıdır.
Bununla birlikte, tümörün büyüklüğü ve yerleşim yeri gibi faktörler, bazı durumlarda belirli semptomların ortaya çıkmasına sebep olabilir. Semptomlar genellikle tümörün çevre dokulara uyguladığı bası nedeniyle gelişir. Örneğin:
- Östaki kanalının işlev bozukluğu, orta kulağın yeterince havalandırılamamasına yol açar.
- Kraniyal sinirler üzerindeki bası, çeşitli nörolojik sorunlara neden olabilir. Bunlar arasında:
- Yutma güçlüğü
- Dilin tek taraflı hareket kaybı
- Omuz düşüklüğü
yer alır. Ayrıca, boyunda görülebilecek bir kitle, bademciklerde tek taraflı bir itilme ya da yutak yan duvarında baskı sonucu değişimler de bu tümörlerin varlığını işaret edebilir. Bu belirtiler, genellikle tümörün büyüklüğü veya yerleşimi nedeniyle ortaya çıkar ve hastaların dikkatli bir değerlendirme ve takip edilmesini gerektirir.
Parafarengeal Bölge Tümörlerinin Tanı Yöntemleri
Parafarengeal bölge tümörlerinin belirlenmesi, kapsamlı bir değerlendirme sürecini gerektirir. İlk olarak, hastaların semptomları dikkatlice incelenir. Ardından, doktorlar bu tümörlerin varlığını saptamak için çeşitli yöntemlere başvururlar.
Bu süreçte, klinik muayene temel bir adım teşkil eder. Klinik incelemeyle elde edilen bulgular, tümörün yerini ve büyüklüğünü belirlemeye yardımcı olur. Daha sonra, radyolojik incelemeler devreye girer. Bu incelemeler arasında;
- Manyetik rezonans görüntüleme (MRG)
- Bilgisayarlı tomografi (BT) scans

yer alır ve tümörün boyutu, yeri gibi özelliklerini detaylı bir şekilde ortaya koyar. Histolojik tanı ise, tümörün türünü belirlemek için kritik öneme sahiptir. Bu amaçla, ince iğne aspirasyon biyopsisi kullanılır. Ancak, insizyon biyopsisi bu tür tümörlerde önerilmez.
Tümör kapsülünün zarar görmesi, tümör hücrelerinin çevre dokulara yayılmasına neden olabilir. Bu sebeple, tanı sürecinde bu yöntemden kaçınılmalıdır. Tanı konulduktan sonra, hasta için en uygun tedavi yöntemi belirlenir.
Parafarengeal Bölge Tümörlerinin Tedavi Yöntemleri
Parafarengeal bölge tümörlerinin tedavisi genellikle cerrahi işlemler ile gerçekleştirilir. Bu karmaşık anatomik bölgeden kaynaklanan tümörler, sağlık için ciddi riskler taşır. Dolayısıyla, hastalığın kontrol altına alınması amacıyla cerrahi müdahale ön plana çıkar.
Başarıyla tamamlanan cerrahi operasyonun ardından radyoterapi, adjuvant tedavi olarak devreye girer. Bu yaklaşım, hastalığın nüks etme riskini minimize etmeye yardımcı olur. Cerrahi sırasında dikkat edilmesi gereken en önemli husus, tümörün sağlam dokulara zarar vermeden tamamen çıkarılmasıdır.
- Cerrahi tedavi, tümörün tamamının sağlam sınırlar içinde çıkarılmasını hedefler.
- Adjuvant radyoterapi, cerrahi sonrası tedavi olarak kullanılır.
Erişilmesi güç bu bölgedeki tümörlerin tedavisinde çeşitli cerrahi teknikler uygulanabilir. Bu teknikler, tümörün yerleşimine ve büyüklüğüne göre seçilir. Her bir cerrahi yöntem, parafarengeal bölgenin karmaşık yapısına özel olarak tasarlanmıştır. Bu sayede, tümör etkili bir şekilde çıkarılırken çevre dokuların korunması sağlanır.
Tedavi süreci, multidisipliner bir yaklaşım gerektirir. Bu yaklaşım, hastanın genel durumunun değerlendirilmesi ve en uygun tedavi planının belirlenmesini kapsar. Bu nedenle, deneyimli bir sağlık ekibi tarafından yürütülmesi büyük önem taşır.
Sıkça Sorulan Sorular
Parafarengeal bölge tümörleri neden oluşur?
Bu tümörler tükürük bezleri, sinir dokusu veya lenfatik yapılardan kaynaklanabilir. Kesin neden bilinmemekle birlikte genetik faktörler ve çevresel etkenler rol oynayabilir.
Parafarengeal bölge tümörlerinin en sık görülen belirtileri nelerdir?
Yutma güçlüğü, boğazda dolgunluk hissi, boyunda şişlik, konuşma değişiklikleri ve kulak ağrısı en sık görülen bulgulardır. İleri vakalarda nefes darlığı da eşlik edebilir.
Parafarengeal bölge tümörleri iyi huylu mu yoksa kötü huylu mu olabilir?
Bu tümörler hem iyi huylu hem de kötü huylu olabilir. Pleomorfik adenom gibi iyi huylu tümörler sık görülürken, nadiren sarkom gibi kötü huylu tümörler de gelişebilir.
Parafarengeal bölge tümörlerinde risk faktörleri nelerdir?
Sigara, alkol, radyasyona maruziyet, genetik yatkınlık ve kronik enfeksiyonlar parafarengeal bölge tümörlerinin gelişiminde risk faktörleri arasında sayılmaktadır.
Parafarengeal bölge tümörleri nasıl teşhis edilir?
Teşhis için genellikle MR veya BT gibi görüntüleme yöntemleri kullanılır. Kesin tanı ise biyopsi ile konur. Endoskopik muayene de tümörün yerleşimi hakkında bilgi verir.
Parafarengeal bölge tümörleri tedavi edilmezse hangi komplikasyonlara yol açar?
Tedavi edilmediğinde tümör büyüyerek yutma ve solunum güçlüğüne, sinir basısına bağlı yüz felci veya ağrıya, hatta kötü huylu dönüşümlere yol açabilir.
Parafarengeal bölge tümörlerinde cerrahi tedavi nasıl uygulanır?
Cerrahi genellikle tümörün büyüklüğüne ve yerine göre planlanır. Boyundan veya ağız içinden yapılan yaklaşımlarla tümör çıkarılır, bazen ileri vakalarda kombine yöntemler gerekir.
Parafarengeal bölge tümörlerinde ameliyat sonrası iyileşme süreci nasıldır?
İyileşme süresi tümörün büyüklüğüne ve cerrahi tekniğe bağlıdır. Genellikle birkaç hafta içinde günlük hayata dönüş mümkündür. Ancak sinir hasarı riski nedeniyle yakın takip gerekir.
Parafarengeal bölge tümörlerinde radyoterapi veya kemoterapi gerekli midir?
Kötü huylu tümörlerde cerrahiye ek olarak radyoterapi veya kemoterapi uygulanabilir. Bu tedaviler tümörün tekrarlama riskini azaltır ve yaşam süresini uzatabilir.
Parafarengeal bölge tümörleri olan hastalar için uzun vadeli takip neden önemlidir?
Bu tümörler tekrarlayabilir veya kötü huylu dönüşüm gösterebilir. Düzenli kontroller, görüntüleme ve muayeneler sayesinde olası komplikasyonlar erken dönemde fark edilip tedavi edilebilir.
Kaynakça:
https://emedicine.medscape.com/article/849385-overview?form=fpf
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC6726805/

KBB ( Kulak Burun Boğaz) Doktoru Prof. Dr. Murat Topdağ, 1978 yılında Malatya’da doğmuştur. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İngilizce Bölümü’nden mezun olduktan sonra, 2004-2009 yılları arasında Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı’nda uzmanlık eğitimini tamamlamıştır. 2017’de Acıbadem Altunizade Hastanesi’nde görev yapmaya başlamıştır.. 2022 yılından itibaren İstanbul Kadıköy’de bulunan kendi kliniği MD ENT İstanbul’da da hastalarına hizmet vermektedir.


Vakalar
İki taraflı frontal sinüs kaynaklı inverted papillom
Hastalıklar
Bilateral Tonsil Lenfoma Ameliyatı
Hastalıklar
Anadolu Yakası, İstanbul'daki Konumumuz