Boğaz reflüsü, mide asidinin boğaza ve ses tellerine ulaşmasıyla oluşan tahriş durumudur. Bu durum, ses kısıklığı, boğazda yanma ve sürekli boğaz temizleme ihtiyacı gibi belirtilerle kendini gösterir. Tedavi edilmezse kronik tahriş ve doku hasarına yol açabilir.

Boğaz reflüsünün en yaygın nedeni, alt özofagus sfinkterinin zayıflamasıdır. Bu durum, mide asidinin yukarı doğru kaçmasına neden olur. Tanıda endoskopi ve pH ölçümü kullanılır.

Tedavide asit baskılayıcı ilaçlar, diyet düzenlemeleri ve yaşam tarzı değişiklikleri ön plandadır. Gece geç saatte yemek yememek ve asitli gıdalardan uzak durmak önemlidir.

Uzun süre tedavi edilmeyen boğaz reflüsü, gırtlak dokusunda değişimlere yol açabilir. Bu nedenle belirtiler görüldüğünde erken müdahale edilmesi gerekir.

TanımMide asidinin yemek borusundan yukarı çıkarak gırtlak (larinks) ve boğaza (farenks) ulaşması durumudur. Klasik reflü hastalığından (GERD) farklı olarak, mide yanması olmadan boğaz ve ses tellerinde tahrişe yol açabilir.
NedenleriAlt özofagus sfinkterinin (mide ile yemek borusu arasındaki kapakçık) zayıflaması, aşırı mide asidi üretimi, obezite, sigara kullanımı, alkol, fazla yemek yemek, asitli yiyecek ve içecekler, yatarken yemek yeme, stres ve gebelik.
BelirtilerBoğazda yanma, gıdıklanma veya yabancı cisim hissi, ses kısıklığı, kronik öksürük, boğaz temizleme ihtiyacı, ağızda acı tat, nefes almada zorluk, gece öksürükleri, boğazda kuruluk, ağız kokusu.
Tanı YöntemleriFiziksel muayene, hastanın öyküsüne dayalı değerlendirme, laringoskopi (gırtlak ve boğazın endoskopla incelenmesi), pH testi (boğazda mide asidinin varlığını ölçmek için), bazen yemek borusu manometrisi (yutma fonksiyonunu değerlendirmek için).
Tedavi YöntemleriYaşam tarzı değişiklikleri: Yatmadan önce yemek yemekten kaçınmak, kilo verme, sigara ve alkolü bırakma, asitli yiyeceklerden kaçınma. İlaç Tedavisi: Proton pompa inhibitörleri (omeprazol, pantoprazol), H2 reseptör antagonistleri (ranitidin), antasitler. Şiddetli vakalarda cerrahi tedavi (fundoplikasyon).
Yan EtkilerTedavi edilmezse ses tellerinde kalıcı hasar, kronik larenjit, farenjit, sinüzit, bronşit, astımın kötüleşmesi, nadiren yemek borusu kanseri gelişme riski. İlaçların uzun süreli kullanımı mide asidini çok fazla baskılayarak besin emiliminde sorunlara neden olabilir.
SüreBoğaz reflüsü, uygun tedavi ve yaşam tarzı değişiklikleri ile kontrol altına alınabilir. Ancak tedaviye uyulmadığı takdirde kronik hale gelebilir.
Kullanılan İlaçlarProton pompa inhibitörleri (omeprazol, pantoprazol), H2 reseptör antagonistleri (ranitidin, famotidin), antasitler (magnezyum hidroksit, kalsiyum karbonat), alginat içeren ilaçlar (asit bariyeri oluşturarak mide asidinin boğaza ulaşmasını engeller).
AvantajlarıProton pompa inhibitörleri mide asidi üretimini etkin bir şekilde azaltarak boğaz tahrişini iyileştirebilir. Yaşam tarzı değişiklikleriyle birlikte semptomlar tamamen kontrol altına alınabilir.
Dezavantajlarıİlaçlar semptomları hafifletebilir, ancak altta yatan neden ortadan kalkmadığı sürece semptomlar geri dönebilir. İlaçların uzun süreli kullanımı yan etkilere neden olabilir (örneğin, B12 vitamini emiliminde azalma, osteoporoz riski).
İzlem ve KontrolUzun süreli reflü şikayetlerinde düzenli doktor kontrolü, endoskopik muayene ve yemek borusu pH testi ile hastalık izlenmelidir. İlaç tedavisine rağmen semptomlar devam ederse ek tetkikler gerekebilir.
Alternatif TedavilerYüksek yastık kullanmak (başın yüksek tutulması), doğal bitkisel tedaviler (zencefil çayı, aloe vera suyu), yumuşatıcı bitki çayları (papatya, hatmi çiçeği), ancak bu tedaviler tıbbi tedavinin yerini tutmaz.

Boğaz reflüsünün belirtileri nelerdir?

Boğaz reflüsü ya da tıbbi adıyla laringofaringeal reflü (LPR) pek çok bireyi etkileyen ve genellikle göz ardı edilen bir durumdur. Hastalar bu durumdan kaynaklanan çeşitli belirtilerle doktora başvurabilirler. Tipik belirtiler arasında sürekli bir öksürük bulunur. Bu öksürük genellikle kuru olup larenksin sürekli tahriş olmasından kaynaklanır. Soğuk hava ya da yiyecekler sırasında bu durum daha da ağırlaşabilir.

Boğaz reflüsünün belirtileri arasında yer alan diğer önemli belirtiler şunlardır:

  • Ses kısıklığı ve ses tonunda değişiklikler: Ses tellerinin asidik maddelerle teması sonucu iltihaplanabilir.
  • Globus hissi: Boğazda takılı kalmış bir şeyin hissi olup hastalar için oldukça rahatsız edici olabilir.
  • Sürekli boğaz ağrısı: Bu ağrı asit reflüsü nedeniyle oluşan tahrişten kaynaklanır ve geleneksel boğaz ağrısı tedavileriyle geçmez.
  • Sık boğaz temizleme ihtiyacı: Mukus birikimi ya da tahriş hissi bu ihtiyacı doğurur.
  • Yutma zorluğu: Özofagusun daralması veya spazmları yutma güçlüğüne yol açabilir.
  • Geniz akıntısı: Mukusun boğazın arkasından akması öksürük ve sık boğaz temizlemeye neden olur.
  • Sinüzit ve kulak problemleri: Asit reflüsünün sinüsler üzerindeki etkisi sinüzite yol açabilir ve östaki borusunun tahriş olmasına bağlı olarak orta kulak enfeksiyonları görülebilir.

Boğaz Reflüsü Çeşitleri Nelerdir?

Boğaz reflüsü, mide asidinin yemek borusunu aşarak boğaza kadar ulaşmasıyla oluşan ve “larenfaringeal reflü” olarak da bilinen bir durumdur.
Temel olarak iki ana çeşidi bulunur:

  • Laringofaringeal Reflü (LFR): Mide asidinin sessiz şekilde boğaza ulaşması, ses kısıklığı, boğazda yanma gibi belirtilerle seyreder.
  • Gastroözofageal Reflü (GÖRH) Tabanlı LFR: Mide reflüsünün bir uzantısı olarak gelişir, sıklıkla mide yanması ve regürjitasyon eşlik eder.

Boğaz reflüsü GERD’den nasıl farklıdır?

Boğaz reflüsü bilinen adıyla laringofaringeal reflü (LPR) gastroözofageal reflü hastalığından (GERD) farklı belirtiler ve etkilenen bölgeler gösterir. İki durum arasındaki başlıca farklar şunlardır:

Etkilenen Bölgeler:

  • GERD yemek borusunu etkiler.
  • LPR ise ses kutusu boğaz ve üst solunum yollarını etkiler.

Belirtiler:

  • GERD belirtileri arasında göğüs yanması yutma güçlüğü ve asidik materyalin regürjitasyonu bulunur.
  • LPR belirtileri arasında ses kısıklığı kronik öksürük ve boğaz ağrısı yer alır.

Mekanizma ve patofizyoloji açısından GERD ve LPR arasında da önemli farklar bulunur. GERD’de sorun genellikle alt özofageal sfinkterin düzgün kapanmamasıdır. Bu durum mide asitlerinin yemek borusuna kaçmasına neden olur. Ancak LPR’de üst özofageal sfinkter de dahil olmak üzere ek mekanizmaların zayıflığı söz konusudur. Bu mide içeriğinin yemek borusunu geçip boğaza ulaşmasına yol açar. Bu durum boğazda ve solunum yollarında daha fazla tahrişe sebep olur.

Dolayısıyla LPR GERD’nin tipik göğüs yanması gibi belirtileri olmadan da ortaya çıkabilir. Tedavi yöntemleri de bu anatomik ve mekanik farklılıklar göz önünde bulundurularak belirlenmelidir. GERD için proton pompa inhibitörleri etkili olabilirken LPR’de asidik olmayan bileşenlerin neden olduğu tahrişin yönetilmesi gerekebilir. Bu nedenle LPR tedavisinde diyet düzenlemeleri ve aljinat gibi ek tedaviler ön plana çıkar. Bu iki reflü türü arasındaki bu temel farklar doğru teşhis ve etkili tedavi stratejilerinin belirlenmesinde kritik rol oynar.

Boğaz reflüsü teşhisi nasıl yapılır?

Boğaz reflüsü teşhisi birden fazla test ve değerlendirme yöntemi kullanılarak yapılır. Hastalığın varlığı ve şiddetini anlamak için klinik belirtiler ve laringoskopik bulgular önemli rol oynar.

Reflü Semptom İndeksi (RSI): Hastalar bu ankette belirli belirtileri kendileri değerlendirir.

  • Ses kısıklığı
  • Boğazda sürekli bir temizleme ihtiyacı
  • Boğazda yumru hissi

RSI puanının 13’ün üzerinde olması hastada anormal asit reflüsü olduğunu gösterir.

Reflü Bulguları Skoru (RFS): Laringoskopik muayene bulgularına dayanır.

  • Larenks iltihabı
  • Vokal kordlarda ödem
  • Posterior komissürde hipertrofi

RFS puanı 7’nin üzerinde ise LPR ihtimali güçlü bir şekilde artar.

Laringoskopik muayene larenksin ve farenksin detaylı bir şekilde incelenmesi için esnek veya rijit laringoskop araçlarının kullanıldığı bir yöntemdir. Bu muayene kızarıklık, şişlik ve granülom gibi irritasyon belirtilerini görsel olarak belirler. Ancak bu muayene tek başına kesin bir tanı koymak için yeterli değildir. Öznel doğası nedeniyle diğer hastalıklarla belirtilerin örtüşebileceği unutulmamalıdır.

LPR’nin kesin tanısı için 24 saatlik Çift Sensörlü pH İzleme testi kullanılır. Bu test asit maruziyetinin süresini ve şiddetini belirlemek amacıyla yemek borusu ve farenkse yerleştirilen pH probu ile gerçekleştirilir. Faringeal sensörde pH değeri 4’ün altında kaldığında LPR tanısı kuvvetlenir.

Üst GI endoskopi ise gastroözofageal reflü hastalığının yanı sıra LPR tanısında da yemek borusu mide ve üst gastrointestinal sistemi incelemek için kullanılır. Bu yöntemle iltihap striktür veya diğer potansiyel anormallikler araştırılır. Bu tetkikler boğaz reflüsünün tanısında kritik öneme sahiptir.

Boğaz Reflüsü Tedavisi Nasıl Yapılır?

Boğaz reflüsü tedavisinde çeşitli yöntemler tercih edilir. İlk olarak medikal tedavilere bakıldığında doktorlar genellikle asit üretimini azaltıcı ilaçları önerir. Bunlar arasında:

  • Proton Pompa İnhibitörleri (PPI’lar): Örneğin omeprazol ve esomeprazol gibi ilaçlar.
  • H2 Blokerleri: Ranitidin ve famotidin.
  • Antasitler: Mide asidini hızla nötralize eder.
  • Prokinetikler: Gastrointestinal hareketliliği artırarak reflü şansını azaltır.

Bu ilaçların yanı sıra hastaların günlük yaşamlarında yapacakları değişiklikler de büyük önem taşır. Yemeklerden sonra uzun süre ayakta kalmak veya yemek yedikten en az üç saat sonra yatmak gibi alışkanlıklar reflü belirtilerini azaltmaya yardımcı olur. Ayrıca alkol ve sigara kullanımından kaçınmak da önerilenler arasındadır.

Bazı durumlarda medikal tedavi yeterli olmayabilir. Bu gibi durumlar için KBB uzmanları ses kısıklığı ve kronik öksürük gibi belirtilerle başa çıkmak amacıyla davranışsal ve vokal terapiler önerebilir. Bu terapiler ses zorlanmasını azaltmayı ve ses hijyenini iyileştirmeyi hedefler.

İlaç tedavileri ve yaşam tarzı değişiklikleri yetersiz kaldığında cerrahi müdahaleler devreye girer. Cerrahi yöntemler reflüyü kontrol altına almak için kullanılır. Ancak bu seçenek diğer tedavilerden fayda görmeyen hastalar için son çare olarak düşünülür.

Tedavi edilmeyen boğaz reflüsünün uzun vadeli komplikasyonları nelerdir?

Tedavi edilmeyen boğaz reflüsü ciddi ve kalıcı sağlık sorunlarına yol açabilir. Mide asidinin sürekli olarak larenks ve boğaza teması larenjit gibi kronik enflamasyon durumlarını tetikler. Bu kronik tahriş ses tellerinde nodüllerin ve lezyonların oluşumuna neden olur bu da ses kalitesini düşürür ve konuşma zorluğuna sebep olabilir. Ayrıca asidin solunum yollarına ulaşması solunum komplikasyonlarına yol açabilir:

  • Kronik öksürük
  • Astım benzeri belirtiler
  • Bronşit
  • Zatürre

Buna ek olarak sürekli asit maruziyeti yemek borusunda ciddi komplikasyonlara neden olabilir:

  • Özofajit
  • Yemek borusunun daralması

Asidin yemek borusu hücrelerinde yaptığı değişiklikler Barrett özofagusu gibi daha ciddi durumları tetikleyebilir. Bu durum özofageal kanser riskini artırır. Larenks kanseri riski de uzun süreli asit maruziyeti sonucu artabilir. Asit larenksin sürekli tahriş olmasına ve hücresel hasara yol açar bu da kötü huylu dönüşümlere neden olabilir.

Tedavi edilmeyen boğaz reflüsü bu yüzden ciddiye alınmalı ve erken müdahale edilmelidir. Bu komplikasyonların önlenmesi için yaşam tarzı değişiklikleri ve uygun tıbbi tedavi şarttır. Hastaların düzenli olarak sağlık kontrolünden geçmeleri ve belirtileri hafife almamaları önerilir. Böylece ilerleyen komplikasyonlar önlenebilir ve yaşam kalitesi korunabilir.

Sıkça Sorulan Sorular

Boğaz reflüsü nedir ve hangi belirtilerle ortaya çıkar?

Boğaz reflüsü (Laringofarengeal Reflü LPR), mide asidinin boğaza ve gırtlağa geri akışı sonucu oluşur ve ses kısıklığı, kronik boğaz temizleme, boğazda yumru hissi (globus), kronik öksürük, aşırı balgam, yutma güçlüğü, boğaz ağrısı, larenjit, hırıltı, geniz akıntısı, sık üst solunum yolu enfeksiyonları ve yeni veya kötüleşen astım gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Gastroözofageal reflü hastalığından (GERD) farklı olarak, LPR genellikle mide yanmasına neden olmaz ve bu yüzden teşhisi daha zordur. Ses kısıklığı olan bireylerin yarısından fazlasında LPR olduğu tahmin edilmektedir ve kulak burun boğaz uzmanlarına başvuran hastaların yaklaşık %10’una LPR teşhisi konur. LPR, ses tellerinde lezyonlar, kronik larenjit ve mide asidinin akciğerlere ulaşmasıyla solunum problemleri gibi komplikasyonlara yol açabilir. Tanı genellikle bir kulak burun boğaz uzmanı tarafından yapılan boğaz muayenesiyle konulur; tedavi ise yaşam tarzı değişiklikleri ve mide asidini azaltıcı ilaçları içerebilir.

Boğaz reflüsünü hafifletmek için hangi ilaçlar kullanılabilir?

Boğaz reflüsünü (Laringofaringeal Reflü LPR) rahatlatmak için yaygın olarak kullanılan ilaçlar arasında mide asidini azaltan proton pompa inhibitörleri (PPI’lar) olan omeprazol ve pantoprazol ile asit salgısını azaltan H2 reseptör blokerleri famotidin ve simetidin yer alır. Ayrıca alginat bazlı formülasyonlar içeren antireflü şurupları boğaza geri akışı önlemek için koruyucu bir bariyer oluşturur. LPR tedavisi için en uygun ilaç planını belirlemek adına bir sağlık uzmanına danışılması önemlidir.

Reflüyü kontrol altında tutmak için yaşam tarzı değişiklikleri nelerdir?

Boğaz reflüsünü (LPR) yönetmek için baharatlı, yağlı ve asitli yiyeceklerden kaçınmak, kafein ve alkol tüketimini sınırlamak, sigarayı bırakmak, daha küçük porsiyonlarla yemek yemek, yemekten hemen sonra yatmamak, uyurken başı yükseltmek ve sağlıklı bir kiloda kalmak gibi yaşam tarzı değişikliklerini uygulayın. Bu düzenlemeler, LPR semptomlarını önemli ölçüde azaltabilir.

Boğaz reflüsü tedavi edilmezse hangi komplikasyonlar gelişebilir?

Tedavi edilmeyen boğaz reflüsü (LPR), aşırı mukus üretimi, sık enfeksiyonlar, kronik ses ve boğaz tahrişi, ses tellerinde lezyonlar ve bronş iltihabı gibi solunum sorunlarına yol açabilir. Ayrıca kalıcı LPR, gırtlak kanseri geliştirme riskini artırabilir.

Reflüye uygun beslenme nasıl planlanmalıdır?

Boğaz reflüsünü yönetmek için tam tahıllar ve sebzeler gibi yüksek lifli gıdalar, tavuk ve balık gibi yağsız proteinler ve muz, kavun gibi narenciye olmayan meyveler içeren bir diyet planlanmalıdır. Yüksek yağlı, kafeinli, baharatlı yiyecekler, alkol, çikolata ve işlenmiş gıdalar gibi mide asidini artıran veya alt yemek borusu sfinkterini gevşeten tetikleyicilerden kaçınılmalıdır. Ayrıca daha küçük ve sık öğünler yemek, geç saatte yemek yemekten kaçınmak ve sağlıklı yağlarla yemek pişirmek semptomları hafifletmeye yardımcı olabilir. Semptomlar devam ederse, kişiselleştirilmiş öneriler için bir sağlık uzmanına danışılmalıdır.

Kaynakça:

https://my.clevelandclinic.org/health/diseases/15024-laryngopharyngeal-reflux-lpr

https://www.uofmhealth.org/conditions-treatments/ear-nose-throat/laryngopharyngeal-reflux

Vakalar

Anadolu Yakası, İstanbul'daki Konumumuz

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Call Now Button