Ses teli granülomu vokal kıvrımların arkasında özellikle aritenoid kıkırdağı üzerinde oluşan iyi huylu bir lezyondur. Genellikle uzun süreli entübasyon sesin aşırı veya yanlış kullanımı ve reflüye bağlı tahriş bu duruma yol açar. Bununla birlikte kişi ses kısıklığı, boğazda yabancı cisim hissi ve konuşma zorluğu gibi şikayetler yaşayabilir. Ayrıca granülom büyüdükçe ses tellerinin tam kapanmasını engelleyerek nefesli bir ses ortaya çıkabilir. Bu durumda tedaviye reflü kontrolü ses terapisi ve bazı durumlarda cerrahi müdahale eşlik eder. Böylece semptomlar hafifletilip iyileşme sağlanabilir.
Ses Teli Granulomu Nedir?
Ses teli granülomu ses tellerinin arka kısmında yer alan arytenoid kıkırdağın üzerinde gelişen iyi huylu bir inflamatuar lezyondur. Genellikle sesin aşırı kullanımı uzun süreli entübasyon ya da reflü nedeniyle tahriş olan bölgelerde ortaya çıkar. Lezyonlar küçük başlayabilir fakat zamanla büyüyerek ses kısıklığı boğazda rahatsızlık hissi ve konuşma zorluklarına yol açabilir. Özellikle profesyonel ses kullanıcıları bu durumdan daha fazla etkilenebilir. Ses teli granülomları kanserli değildir ancak tedavi edilmezse büyüyebilirler. Dolayısıyla ses sağlığını olumsuz etkileyen bu durum erken teşhis ve uygun tedavi ile kontrol altına alınabilir.
Ses Teli Granulomunun Nedenleri Nelerdir?
Ses teli granülomları çeşitli nedenlerden dolayı ortaya çıkabilen iyi huylu büyümelerdir. Bunların başlıca nedenleri genellikle tahriş veya travma ile ilişkilidir. Granülom oluşumuna yol açan bu nedenler ses telleri üzerinde tekrarlayan baskı ve iltihaplanmaya neden olabilir.
Başlıca ses teli granülomu nedenleri şunlardır:
- Entübasyon nedeniyle travma: Özellikle ameliyat sırasında kullanılan solunum tüpleri ses tellerini tahriş edebilir. Bu tüplerin yerinden oynaması veya hareket etmesi ses tellerine baskı yaparak granülom gelişimini tetikleyebilir.
- Laringofaringeal reflü (LPR): Mide asitlerinin gırtlağa geri kaçması ses kıvrımlarını iltihaplandırarak granülom oluşumuna neden olabilir. Sürekli aside maruz kalma ses tellerinde kronik tahrişe yol açar.
- Sesin aşırı kullanımı (Fonotravma): Yüksek sesle bağırma boğaz temizleme sık öksürme veya yanlış şarkı söyleme teknikleri ses kıvrımlarını zorlar. Bu durum ses tellerinde tekrarlayan hasar ve iltihaba neden olarak granülom gelişimini hızlandırabilir.
- Kronik öksürük ve boğaz temizleme: Bu alışkanlıklar ses kıvrımları üzerinde sürekli bir baskı oluşturarak granülom gelişimini tetikleyebilir. Özellikle reflü ve solunum yolu hastalıklarıyla birlikte bu durum daha sık görülür.
- Yabancı cisimler ve cerrahi implantlar: Larinkse yerleştirilen yabancı cisimler veya cerrahi implantlar ses tellerini tahriş ederek granülomların oluşmasına sebep olabilir.
- Enfeksiyonlar: Tüberküloz veya mantar enfeksiyonları gibi nadir durumlar da ses teli granülomlarına neden olabilir.
Ses Teli Granulomu Ne Kadar Yaygındır?
Ses teli granulomları nispeten nadir görülen lezyonlar arasında yer alır ve prevalansı birçok faktöre bağlı olarak değişiklik gösterir. Bu lezyonlar genellikle ses tellerinin arka kısmında bulunan aritenoid kıkırdağın vokal proseslerinde oluşur. Ses teli granulomları farklı nedenlere bağlı olarak gelişebileceği için popülasyon içinde belirgin bir yaygınlık oranına sahip değildir. Ancak sesin yanlış veya aşırı kullanımı gastroözofageal reflü hastalığı ve uzun süreli entübasyon gibi faktörler bu lezyonların ortaya çıkmasında önemli bir rol oynar. Granulomların yaygınlığına dair belirgin bir veri olmamakla birlikte iyi huylu larenks bozuklukları arasında azınlıkta kaldığı bilinmektedir.
- Entübasyon sonrası granulomlar: Uzun süreli entübasyon geçiren veya birden fazla ameliyat olan hastalarda daha sık gözlemlenir. Kadınlarda entübasyona bağlı granulomların daha yaygın olduğu bildirilmiştir.
- Temas granulomları: Özellikle erkeklerde daha yaygın olarak görülmektedir. Bu durum sesin aşırı veya yanlış kullanımıyla ilgili mekanik zorlanmalara bağlanmaktadır.
Granulomlar yetişkin bireylerde çocuklara oranla daha sık gözlemlenir. Özellikle öğretmenler veya şarkıcılar gibi seslerini yoğun kullanan meslek gruplarındaki erkeklerde temas granulomlarına daha sık rastlanır. Öte yandan entübasyona bağlı granulomlar çocuklarda nadir görülmekle birlikte belirli koşullar altında ortaya çıkabilir.
Ses Teli Granulomunun Oluşum Süreci Nasıldır?
Ses teli granülomlarının oluşum süreci ses tellerinin tekrarlayan tahriş ve travmaya karşı verdiği bir tepkidir. Bu durum çeşitli faktörlerin bir araya gelmesiyle meydana gelir ve genellikle ses kıvrımlarının arka kısmında ortaya çıkar. Ses teli granülomlarına katkıda bulunan başlıca faktörler şunlardır:
- Mekanik travma: Uzun süreli yüksek sesle konuşma şarkı söyleme sık sık boğaz temizleme veya öksürme ses tellerini zorlayarak tahrişe neden olabilir. Bu travma özellikle ses kıvrımları arasındaki tekrarlayan darbeler sonucu granülom gelişimine yol açar.
- Entübasyon travması: Cerrahi müdahale sırasında hastaya solunum tüpü yerleştirilmesi özellikle tüpün aritenoid kıkırdağı üzerindeki mukozayı tahriş etmesiyle granülom oluşumunu tetikleyebilir. Bu travma genellikle işlemden birkaç gün veya hafta sonra ortaya çıkar.
- Laringofaringeal reflü (LPR): Mide asitlerinin larinks ve ses tellerine ulaşarak tahrişe ve iltihaplanmaya neden olması granülom gelişimini hızlandırır. Kronik reflü hastalarında bu durum daha yaygın olarak görülür ve asit reflüsü ses telleri üzerinde ciddi bir etkide bulunabilir.
- Ses teli zayıflığı: Ses teli kaslarının güçsüzlüğü sesin daha fazla zorlanmasına neden olabilir. Bu zorlanma ise vokal çıkıntıların daha kolay travmaya maruz kalmasına ve granülom oluşumuna katkıda bulunur.
Ses Teli Granulomunun Belirtileri Nelerdir?
Ses teli granülomu ses ve boğaz fonksiyonlarında çeşitli zorluklara neden olabilir. Bu belirtiler genellikle sesin kalitesinde bozulma ve boğazda rahatsızlık hissi ile ortaya çıkar. Zamanla bu şikayetler artarak kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Ayrıca granülomlar büyüklüklerine bağlı olarak nefes alma sorunlarına kadar ilerleyebilir. Aşağıda yaygın olarak görülen belirtiler listelenmiştir:
- Ses kısıklığı veya nefesli bir sesle konuşma.
- Konuşurken veya yutkunurken rahatsızlık ve ağrı.
- Yorgun çabuk yorulan ve pürüzlü ses.
- Boğazda yumru veya doluluk hissi.
- Sürekli boğaz ağrısı veya gıdıklanma hissi.
- Yansıyan rahatsızlık nedeniyle kulak ağrısı.
- Kuru öksürük ya da sık sık boğaz temizleme ihtiyacı.
Ses Teli Granulomu Nasıl Teşhis Edilir?
Ses teli granülomu tanısı dikkatli bir klinik değerlendirmeye dayalı olarak yapılır ve birkaç temel adımı içerir. İlk olarak hastanın tıbbi geçmişi dikkatlice incelenir. Sesin aşırı kullanımı laringofaringeal reflü entübasyon gibi risk faktörleri üzerinde durulur. Bunun yanı sıra kişinin ses kısıklığı veya boğazda rahatsızlık yaşayıp yaşamadığı sorgulanır.
Daha sonra ses tellerinin doğrudan incelenmesiyle teşhis netleştirilir. Bunun için genellikle videostroboskopi veya fiberoptik laringoskopi gibi teknikler kullanılır. Bu teknikler ses telleri ve çevresindeki yapıları ayrıntılı bir şekilde görüntülemeye olanak tanır. Granülomlar genellikle aritenoid kıkırdakların üzerinde kırmızımsı veya soluk renkli lezyonlar olarak tespit edilir.
Hastalığın belirtileri de teşhiste önemli bir rol oynar. Ses kısıklığı boğazda yumru hissi boğaz ağrısı ve bazen kulak ağrısı tipik belirtiler arasındadır. Ses kullanımı sırasında zorluk yaşayan hastaların şikayetleri de dikkate alınır.
Bunun yanında ses teli granülomunu diğer olası lezyonlardan ayırt etmek gerekir. Granülomların konumu ve görünümü nodüller veya polipler gibi diğer ses teli sorunlarından ayırt edilmesini sağlar. Bu nedenle ayırıcı tanı da sürece dahil edilir.
Son olarak altta yatan durumların tespiti için ek testler yapılabilir. Özellikle reflüye bağlı gelişen granülomlarda reflü testi uygulanarak altta yatan neden ortaya konur.
Ses Teli Granulomu Nasıl Tedavi Edilir?
Ses teli granülomunun tedavisi öncelikle konservatif yöntemlerle başlar. Kişi ses terapisi steroid enjeksiyonları ve reflü kontrolü gibi ilaç tedavileri ile izlenir. Bununla birlikte bu yöntemler sonuç vermezse ya da granülom nefes almayı zorlaştıracak kadar büyüdüyse cerrahi müdahale gerekebilir. Bu noktada çeşitli cerrahi teknikler kullanılarak granülomun çıkarılması hedeflenir. Ancak her durumda altta yatan nedenler ele alınmazsa granülomun tekrarlama riski yüksek olabilir.
Cerrahi tedavi yöntemlerinden sonra hastaların ses istirahatine ve ilaç tedavisine uymaları oldukça önemlidir. Bu süreç iyileşme sürecini hızlandırmak ve nüksü önlemek amacıyla titizlikle uygulanmalıdır. Ameliyat sonrası bakım tedavinin başarısında büyük bir rol oynar. Özellikle reflü tedavisi için proton pompa inhibitörleri ya da anti-enflamatuar ilaçlar önerilebilir. Sesin doğru kullanımı ve ses terapisi de tedavi sürecinin önemli bir parçasını oluşturur.
Ses Teli Granulomu Komplikasyonları Nelerdir?
Ses teli granülomları doğru şekilde tedavi edilmezse çeşitli komplikasyonlara yol açabilir. Bu komplikasyonlar ses kalitesinde bozulmadan ciddi solunum problemlerine kadar geniş bir yelpazede görülebilir. Granülomların büyüklüğüne ve yerleşimine bağlı olarak hastanın günlük yaşamını olumsuz etkileyebilecek sorunlar ortaya çıkabilir.
Başlıca komplikasyonlar şunlardır:
- Ses kısıklığı: Ses teli granülomu ses tellerinin normal titreşimini bozarak sürekli ses kısıklığına yol açabilir. Bu durum özellikle sesini yoğun kullanan meslek grupları için ciddi bir sorun teşkil edebilir.
- Solunum güçlüğü: Büyüyen granülomlar ses tellerinin kapanmasını engelleyerek nefes almayı zorlaştırabilir. Bu özellikle granülomların büyük olduğu durumlarda daha belirgin hale gelir.
- Ses kaybı: Tedavi edilmeyen granülomlar ses tellerine kalıcı hasar vererek kısmi veya tam ses kaybına neden olabilir. Bu komplikasyon kişinin iletişim yeteneğini önemli ölçüde kısıtlayabilir.
- Yutkunma zorluğu: Granülomların büyüklüğüne ve konumuna bağlı olarak yutkunma sırasında ağrı veya zorluk yaşanabilir. Bu durum özellikle yemek yeme sırasında daha rahatsız edici olabilir.
- Yeniden oluşum riski: Granülomlar cerrahi olarak çıkarılsa bile altta yatan nedenler tedavi edilmediği takdirde tekrar oluşabilir. Özellikle reflü veya sesin yanlış kullanımı gibi faktörler kontrol altına alınmadığında yeniden ortaya çıkma riski yüksektir.
Ses Teli Granulomu Tedavisi Hangi Durumlarda Yapılabilir?
Ses teli granulomlarının cerrahi tedavisi genellikle konservatif yöntemlerin etkisiz olduğu durumlarda tercih edilen bir yaklaşımdır. İlk etapta reflü kontrolü ses terapisi ve kortikosteroid enjeksiyonları gibi tedavi yöntemleri uygulanır. Ancak bu yöntemler yeterli sonuç vermediğinde cerrahi müdahale gündeme gelir. Cerrahinin gerekli olduğu durumlar birkaç temel başlıkta toplanabilir.
- Konservatif Tedavi Başarısızlığı: Reflü tedavisi ses terapisi ve kortikosteroid enjeksiyonları gibi yöntemler granulomu kontrol altına alamadığında cerrahi müdahale önerilebilir. Granulomun büyümeye devam etmesi durumunda cerrahi kaçınılmaz hale gelir.
- Solunum Yolu Tıkanıklığı: Granulomun boyutu giderek büyüyerek solunum yolunu tıkayacak seviyeye ulaştığında cerrahi gereklidir. Bu durumda solunum güçlüğü yaşayan hastanın hava yolunu açmak amacıyla müdahale yapılır.
- Tekrarlayan Granulomlar: Bazı granulomlar konservatif tedavi sonrasında tekrarlayabilir ve bu durumda cerrahi gerekebilir. Özellikle ses fonksiyonunu olumsuz etkileyen tekrarlayan granulomlarda cerrahi müdahale daha etkili bir çözüm sunabilir.
- Malignite Şüphesi: Granulomun kötü huylu bir durumu gizlediği veya kansere işaret ettiği şüphesi varsa cerrahi hem teşhis hem de tedavi amaçlı olarak uygulanabilir.
- Şiddetli Ses Bozukluğu: Granulom belirgin ses bozukluğuna neden olup ses fonksiyonunu ciddi şekilde etkilediğinde cerrahi düşünülür. Özellikle ses terapisi ile düzelme sağlanamadığında bu müdahale kaçınılmaz olabilir.
Ses Teli Granulomu Tedavisi Hangi Durumlarda Yapılamaz?
Ses teli granulomu tedavisinde cerrahi müdahale her hasta için uygun değildir ve bazı durumlar bu tedavi yönteminin ertelenmesini gerektirir. İlk olarak aktif laringofaringeal reflü (LPR) yaşayan hastalar ameliyat için uygun değildir. Kontrolsüz reflü granülomların yeniden oluşmasına neden olabileceğinden öncelikle reflünün agresif bir şekilde tedavi edilmesi gerekir. İlaç tedavisi ve diyet düzenlemeleri bu süreçte öncelikli olmalıdır.
Ayrıca sesin yanlış kullanımı gibi faktörler cerrahi tedaviyi engeller. Hastanın ses tellerini aşırı zorlaması veya yanlış kullanması granülom oluşumuna katkıda bulunur. Ses terapisi ile bu alışkanlıklar düzeltilmeden yapılacak bir ameliyat başarısızlıkla sonuçlanabilir. Bu nedenle hastaların ses davranışlarını iyileştirmesi önemlidir.
Üçüncü olarak aktif enfeksiyonlar veya enflamasyonlar ameliyatın ertelenmesine neden olabilir. Enfekte ya da iltihaplı bir bölgede ameliyat yapılması iyileşmeyi zorlaştırır ve komplikasyon riskini artırır. Cerrahi müdahale öncesinde enfeksiyonların tamamen tedavi edilmesi gerekir.
Son olarak önceki cerrahi müdahalelerde başarısızlık yaşanmışsa ameliyat tekrar düşünülmeden önce diğer tedavi seçenekleri değerlendirilmelidir. Özellikle reflü veya sesin kötüye kullanımı gibi faktörler tam anlamıyla kontrol altına alınmamışsa önceki ameliyatın tekrarlama riski yüksektir. Bu tür durumlarda cerrahiden önce ilaç tedavisi ve ses terapisi gibi alternatif tedaviler optimize edilmelidir.
Ses Teli Granulomu Ameliyatı Sonrası İyileşme Süreci Nasıldır?
Ses teli granülomlarının cerrahi tedavisinden sonraki iyileşme süreci dikkatli bir takip ve özenli bir bakım gerektirir. İlk aşama cerrahın belirlediği süre boyunca kesin ses istirahatini içerir. Bu süre genellikle birkaç gün ile birkaç hafta arasında değişir. İyileşme döneminde ses istirahati çok önemlidir çünkü erken dönemde ses kullanımı iyileşmeyi olumsuz etkileyebilir.
Ses tellerinin aşırı zorlanmasını önlemek amacıyla ameliyat sonrası hastalara belirli ses aktivitelerinden kaçınmaları önerilir. Özellikle aşağıdaki eylemlerden uzak durmaları önemlidir:
- Bağırmak
- Şarkı söylemek
- Fısıldamak
Bu aktiviteler ses tellerine gereksiz baskı yaparak iyileşme sürecini uzatabilir. Özellikle fısıldamak birçok kişinin düşündüğünün aksine ses tellerine zararlı olabilir ve bundan kaçınılmalıdır.
İyileşme sürecinde ses terapisi hastanın sağlıklı ses alışkanlıklarını yeniden kazanmasına yardımcı olur. Aynı zamanda granülomun tekrarını önlemek için oldukça etkilidir. Ses tellerini tahriş edebilecek maddelerden uzak durmak da önemlidir. Aşağıdaki unsurlar bu süreçte kaçınılması gerekenler arasındadır:
- Kafein
- Alkol
- Asidik yiyecekler
- Sigara
Eğer laringeal faringeal reflü mevcutsa reflü kontrolü için proton pompa inhibitörleri ile tedavi uygulanabilir. Ayrıca hastalara ameliyat sonrası iltihabı azaltmak amacıyla steroid enjeksiyonları da yapılabilir. Tam iyileşme süreci genellikle 3 ila 6 ay arasında değişir. Bu süreç hastanın ameliyat sonrası talimatlara uymasına ve granülomun şiddetine bağlı olarak farklılık gösterebilir.
Ses Teli Granulomu Nasıl Önlenir?
Ses teli granülomlarından korunmak bu duruma yol açan temel etkenleri hafifletmekten geçer. Ses zorlanması reflü ve travma gibi faktörlerin etkisini azaltmak korunmada en önemli adımdır. Sesin doğru kullanımı ve ses tellerinin aşırı temasını önlemek amacıyla ses terapisi büyük bir rol oynar. Ses terapisi zararlı alışkanlıkların düzeltilmesini ve nefes desteğinin artırılmasını hedefler. Böylece sesin yanlış ve aşırı kullanımı engellenmiş olur.
Bunun yanı sıra reflü ses teli granülomlarının yaygın bir nedenidir. Mide asidinin boğaza geri kaçmasını önlemek için yaşam tarzı değişiklikleri önemlidir. Aynı zamanda proton pompa inhibitörleri gibi ilaçlar da tedavi sürecine katkıda bulunur. Bu şekilde ses tellerinin mide asidinden korunması sağlanır.
Solunum tüplerinin kullanımını azaltmak da travmaya bağlı granülom oluşumunu engelleyebilir. Özellikle endotrakeal entübasyon gerektiren durumlarda tüp boyutu ve yerleşiminde yapılacak dikkatli ayarlamalar tahrişi önleyebilir.
Çevresel tahriş ediciler ve enfeksiyonlardan kaçınmak da korunmada etkili bir yöntemdir. Sigara içmek gibi zararlı alışkanlıkların bırakılması ve enfeksiyonların zamanında tedavi edilmesi ses tellerindeki iltihaplanmayı önlemeye yardımcı olur.
1978 yılından Malatya da doğan Murat Topdağ ilk ve orta öğrenimini tamamladıktan sonra lise eğitimini İstanbul da yapmış ve üniversite eğitimini Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İngilizce bölümünde bitirmiştir. 2004 yılında Kocaeli Üniversitesi Kulak Burun Boğaz Anabilim dalında uzmanlık eğitimine başlayan Murat Topdağ 2017 yılına kadar burada çeşitli görevlerde bulunarak eğitim ve akademik hayatına devam etmiştir. 2017-2022 yılları arasında Acıbadem Altunizade hastanesinde çalışan Prof.Dr. Murat Topdağ evli ve 2 çocuk babası olup 2022 yılından itibaren kendi kliniğinde hastalarına hizmet vermeye devam etmektedir.