Ses teli papillomu insan papilloma virüsü (HPV) kaynaklı ses tellerinde oluşan iyi huylu bir tümördür. Genellikle HPV’nin 6 ve 11 tipleri bu duruma neden olur. Bunun sonucunda kişi ses kısıklığı nefes darlığı ve sık tekrarlayan ses sorunları yaşar. Ayrıca bu rahatsızlık ses tellerindeki skuamöz epitelyumun anormal büyümesiyle karakterize edilir. Tedavi çoğunlukla lazer cerrahisi veya mikrodebridman yöntemleri ile yapılır. Ancak HPV’nin dokuda kalması nedeniyle papillomlar tekrar ortaya çıkabilir. Bu durum hastaların düzenli tıbbi takibini gerektirir ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir.
Ses Teli Papillomu Nedir?
Ses teli papillomu insan papilloma virüsünün (HPV) ses tellerinde oluşturduğu iyi huylu bir büyümedir. Özellikle HPV’nin 6 ve 11 tipleri bu papillomların gelişmesine neden olur. Ses tellerinde ortaya çıkan bu büyümeler siğil benzeri bir yapıya sahiptir ve ses kısıklığı gibi ses değişikliklerine yol açar. Ayrıca büyüme arttıkça hava yolunu daraltabilir ve nefes alma güçlüğüne neden olabilir. Bu durum hem çocuklarda hem de yetişkinlerde görülse de en sık 1 ila 4 yaş arasındaki çocukları etkiler. Sonuç olarak ses teli papillomu solunum fonksiyonlarını bozarak yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir ve zamanla daha ciddi komplikasyonlara yol açabilir.
Ses Teli Papillomunun Nedenleri Nelerdir?
Ses teli papillomunun temel nedenleri insan papilloma virüsü (HPV) ile enfeksiyona bağlıdır. Özellikle HPV’nin tip 6 ve 11 türleri bu rahatsızlığın en yaygın etkenleridir. Bu virüs cilt ve mukozal yüzeylerdeki temas yoluyla bulaşır. Yetişkinlerde genellikle cinsel yolla bulaşırken çocuklarda enfeksiyon doğum sırasında anneden geçebilir.
HPV virüsünün vücutta kalıcı olma özelliği ses teli papillomlarının tekrar ortaya çıkmasına neden olur. Enfekte olan bölgelerde virüs dokuda gizlenebilir ve bağışıklık sistemi baskılanmış bireylerde daha sık görülebilir. Bu nedenle enfeksiyonun varlığı kişinin yaşamı boyunca tekrar eden papillom oluşumlarına yol açabilir.
Ses teli papillomlarına yol açan risk faktörleri ise şunlardır:
- Virüsle doğrudan temas: HPV’nin bulaşması için enfekte bir yüzeyle temas gereklidir. Bu temas yakın fiziksel ilişki veya doğum sırasında gerçekleşebilir.
- Bağışıklık sistemi zayıflığı: Bağışıklık sistemi baskılanmış bireyler HPV enfeksiyonlarına karşı daha savunmasızdır. Bu durum papillomların daha hızlı yayılmasına neden olabilir.
- Genetik yatkınlık: Bazı bireylerde genetik faktörler HPV enfeksiyonuna karşı daha hassas bir yapı oluşturarak papillomların gelişimini kolaylaştırabilir.
Ses Teli Papillomu Ne Kadar Yaygındır?
Ses teli papillomu dünya genelinde nadir görülen bir hastalıktır ve insidansı coğrafi bölgelere göre değişiklik gösterebilir. Bu hastalık hem çocukları hem de yetişkinleri etkileyebilir ancak her iki yaş grubunda görülme sıklığı farklıdır. Çocuklarda görülen juvenil başlangıçlı tekrarlayan solunum yolu papillomatozu (JORRP) genellikle 5 yaşından önce ortaya çıkar. Yetişkinlerdeki formu ise yetişkin başlangıçlı RRP (AORRP) olarak adlandırılır ve genellikle 20 ile 40 yaşları arasında ortaya çıkar.
İstatistikler çocuklarda bu durumun prevalansının 100.000 çocukta yaklaşık 4 vaka olduğunu göstermektedir. Buna karşılık yetişkinlerde bu oran 100.000 yetişkinde yaklaşık 1.8 vakadır. Ayrıca yetişkinlerde erkeklerin kadınlara göre hastalıktan biraz daha fazla etkilendiği bilinmektedir. Bununla birlikte coğrafi farklılıklar da dikkate değerdir. Özellikle HPV aşısının daha az yaygın olduğu bölgelerde hastalığın daha yüksek oranlarda görüldüğü tespit edilmiştir.
- Çocuklarda juvenil başlangıçlı RRP: 100.000’de 4 vaka
- Yetişkinlerde yetişkin başlangıçlı RRP: 100.000’de 1.8 vaka
HPV aşılarının kullanımı zamanla bu hastalığın prevalansını azaltma potansiyeline sahiptir. Doğumda HPV’nin anneden bebeğe bulaşması juvenil başlangıçlı papillomlar için yaygın bir bulaşma yoludur. Yetişkinlerde ise bulaşma şekli genellikle belirsiz olsa da cinsel yolla bulaşma olasılığı yüksektir. Bu durum özellikle aşılanmamış popülasyonlarda önemli bir halk sağlığı sorunu olarak varlığını sürdürmektedir.
Ses Teli Papillomunun Oluşum Süreci Nasıldır?
Ses teli papillomunun oluşum süreci insan papilloma virüsünün (HPV) ses tellerine yerleşmesiyle başlar. Bu virüs özellikle tip 6 ve 11 olmak üzere epitel hücrelerin bazal tabakasını enfekte eder. Virüs hücrelerin DNA’sına entegre olarak hücre çoğalmasını tetikler ve bu durum lezyonların oluşumuna neden olur. Bu lezyonlar ses tellerinin normal yapısını bozarak dışa doğru büyür.
Virüsün neden olduğu bu lezyonlar ekzofitik yani dışa doğru büyüme eğilimindedir. Papillomlar skuamöz epitel tabakası ile kaplı fibro-vasküler bir çekirdeğe sahiptir. Aşağıdaki özellikler papillomların tipik özellikleridir:
- Hiperplastik bir skuamöz epitel ile kaplanmış olmaları
- Boyutlarının ve sayılarının kişiden kişiye değişebilmesi
- Papiller veya siğil benzeri bir görünüm sergilemeleri
Papillomlar ses tellerinin normal işleyişini ciddi şekilde etkileyebilir. Virüs enfekte olan epitel hücrelerinde sürekli çoğalmaya neden olur ve bu da tekrarlayan lezyonların oluşmasına zemin hazırlar. Lezyonlar büyüdükçe hastada ses kısıklığı ve nefes alma zorlukları ortaya çıkabilir. İlerleyen vakalarda ise hava yolu tıkanıklığı meydana gelebilir.
Son olarak HPV enfeksiyonu genellikle doğrudan temas yoluyla bulaşır. Doğum sırasında anneden bebeğe geçebilir veya oral cinsel temasla da bulaşabilir. Bu nedenle papillomlar hem çocuklarda hem de yetişkinlerde ortaya çıkabilir ve etkilenen dokularda kalıcı hale gelebilir.
Ses Teli Papillomunun Belirtileri Nelerdir?
Ses teli papillomunun belirtileri bu büyümelerin ses telleri üzerindeki etkisiyle ortaya çıkar ve farklı semptomlarla kendini gösterebilir. Belirtilerin şiddeti papillomların büyüklüğüne ve konumuna bağlı olarak değişir. İlk olarak ses kısıklığı en yaygın ve erken görülen belirtidir. Papillomlar ses tellerinin normal hareketini engellediği için ses kalitesi bozulur ve kişi uzun süreli ses kısıklığı yaşar. Ayrıca bu durum sesin zayıf ve nefesli çıkmasına neden olabilir.
Ses teli papillomu olan bireyler normal ses seviyesine ulaşmada zorluk çeker ve bu da konuşma sırasında sesin dayanıklılığını azaltır. Bu durum özellikle sosyal ve profesyonel yaşamı olumsuz etkileyebilir. Papillomlar büyüdükçe hava yolunu daraltarak nefes almayı zorlaştırabilir. Bu durum ciddi vakalarda nefes darlığına yol açar ve kişinin günlük yaşam aktivitelerini kısıtlayabilir. Bunun yanı sıra papillomların solunum yolunda tahrişe neden olması sonucu kronik öksürük gelişebilir.
Papillomların yerleşim yerine bağlı olarak yutma güçlüğü de görülebilir. Bu kişinin yemek yeme ve konuşma yeteneğini olumsuz etkileyen bir diğer önemli belirtidir. Son olarak hava yolundaki daralma gürültülü solunuma yol açabilir. Bu durum özellikle soluk alırken duyulan yüksek perdeli bir ıslık sesi veya horlama şeklinde kendini gösterir ve stridor olarak adlandırılır. Tüm bu belirtiler papillomların boyutuna ve konumuna göre değişiklik gösterebilir.
Ses Teli Papillomu Nasıl Teşhis Edilir?
Ses teli papillomu teşhisi ayrıntılı bir değerlendirme ve gelişmiş tanı yöntemlerini gerektiren karmaşık bir süreçtir. Bu süreçte klinik belirtiler dikkatlice incelenir ve teşhisin doğruluğunu artırmak için çeşitli görüntüleme ve biyopsi yöntemleri kullanılır.
İlk adım hastanın ses kısıklığı nefes darlığı ve yutma zorlukları gibi temel belirtilerinin değerlendirilmesidir. Ses kalitesindeki değişiklikler özellikle nefesli ya da çatallı ses de teşhis sürecinde önem taşır. Solunum yollarının kısmen tıkanması bazı hastalarda solunum güçlüklerine de yol açabilir.
Teşhiste kullanılan temel araçlardan biri laringoskopidir. Bu yöntem ses tellerinin doğrudan gözlemlenmesini sağlayarak papillomların varlığını doğrular. Ses teli titreşimlerinin detaylı analizi ise stroboskopi kullanılarak yapılır. Bu teknik özellikle hareket anormalliklerini tespit etmek için kullanılır.
Ses Teli Papillomu Nasıl Tedavi Edilir?
Ses teli papillomunun tedavisinde çeşitli cerrahi ve tıbbi yöntemler kullanılmaktadır. En yaygın tedavi yaklaşımı papillomları çıkarmak amacıyla cerrahi müdahaledir. Bu müdahale ses fonksiyonlarını koruyarak ve hava yolunu açık tutarak yapılır. Lazer cerrahisi özellikle CO2 lazer kullanımı hassasiyet ve çevre dokulara zarar vermeme özellikleri nedeniyle tercih edilmektedir. CO2 lazerle yapılan ameliyatlar genellikle genel anestezi altında gerçekleştirilir.
Daha az invaziv bir seçenek olan KTP lazer tedavisi ise hastanın uyanık olduğu bir ofis ortamında yapılabilir. Burundan esnek bir kamera ve lazer kullanılarak sağlıklı dokular korunarak papillomlar çıkarılır. Bu işlem kısa sürede tamamlanır ve hastalar aynı gün taburcu olabilir.
Tekrarlayan papillom vakalarında ek tedavi olarak cidofovir enjeksiyonu kullanılmaktadır. Bu antiviral ajan ameliyat sırasında doğrudan lezyonlara enjekte edilerek remisyon sağlanabilir.
Ek tedavi seçenekleri arasında şunlar bulunur:
- Antiviral ilaçlar nüksü azaltmak için kullanılır.
- Fotodinamik tedavi Işık kullanarak papillomların büyümesini kontrol altına almayı amaçlar.
- HPV aşılaması özellikle HPV’nin tekrarlayan etkilerini azaltmada kullanılabilecek bir stratejidir.
Ses Teli Papillomu Komplikasyonları Nelerdir?
Ses teli papillomu tekrarlama ve komplikasyon riski yüksek olan bir rahatsızlıktır. Papillomlar özellikle sık cerrahi müdahalelere rağmen yeniden büyüyebilir ve bu durum hastalığın yönetimini zorlaştırabilir. Ses teli papillomu komplikasyonları hem fiziksel hem de yaşam kalitesini etkileyen faktörlerle ilişkilidir.
Öncelikle bu papillomlar ses kısıklığına konuşma zorluğuna ve nefes almada güçlüğe yol açabilir. Ayrıca hastaların günlük yaşamını olumsuz etkileyen sürekli ses bozuklukları ortaya çıkabilir. Özellikle aşağıdaki komplikasyonlar sıkça görülür:
- Sürekli büyümeler ve cerrahi müdahaleler sonucunda hastalarda kalıcı ses kaybı riski oluşabilir.
- Papillomlar hava yolunu tıkayarak nefes darlığına neden olabilir bu durum ciddi vakalarda acil müdahaleyi gerektirebilir.
- Tekrarlayan cerrahi işlemler ses tellerinde kalıcı skar dokusuna yol açarak ses kalitesinde bozulmaya neden olabilir.
- HPV virüsünün dokularda kalması nedeniyle papillomların tekrarlama olasılığı yüksektir. Bu da hastaların sık sık cerrahi müdahale geçirmesine neden olur.
- Nadir de olsa papillomlar malign bir dönüşüm göstererek kansere yol açabilir. Bu risk özellikle uzun süreli papillomatoz vakalarında artar.
Ses Teli Papillomu Tedavisi Hangi Durumlarda Yapılabilir?
Ses teli papillomu tedavisi belirli durumlarda cerrahi müdahaleyi gerekli kılar. Papillomlar solunum yolunda tıkanıklığa neden olacak kadar büyüdüğünde cerrahi tedavi kaçınılmaz hale gelir. Özellikle nefes alma güçlüğüne yol açan bu durum hava yolunun açık tutulmasını sağlamak için hızlı bir şekilde müdahale edilmesini gerektirir. Aksi takdirde hastanın hayatı tehlikeye girebilir.
Ses tellerinde oluşan papillomlar sesin kalitesinde ciddi bozulmalara neden olabilir. Ses kısıklığı veya ses kalitesinde düşüş yaşandığında cerrahi tedavi sesi iyileştirmek veya normal hale getirmek amacıyla uygulanır. Bu kişinin günlük yaşamını olumsuz etkileyen kalıcı ses değişikliklerini düzeltmek için gereklidir.
Papillomların sık tekrarlaması da cerrahi müdahale gerektiren durumlardan biridir. Solunum yolu papillomatozu olarak bilinen bu durumda papillomlar tekrar büyüyerek sürekli bir tedavi sürecini zorunlu kılar. Bu hastalık zaman içinde birden fazla cerrahi müdahale gerektirebilir.
Kanser öncesi değişiklikler gözlemlendiğinde papillomların kötü huylu bir dönüşüm riskine karşı cerrahi müdahale yapılmalıdır. Bu süreçte tanıyı kesinleştirmek ve malignite olasılığını değerlendirmek amacıyla biyopsiler yapılır.
Son olarak cerrahi olmayan tedavi yöntemlerinin yetersiz kalması durumunda cerrahi tedavi tercih edilir. Antiviral tedaviler veya diğer ilaçlarla kontrol sağlanamadığında cerrahi en etkili yöntem olarak uygulanır.
Ses Teli Papillomu Tedavisi Hangi Durumlarda Yapılamaz?
Ses teli papillomu cerrahisi belirli durumlarda hasta için uygun olmayabilir. Bu tedavi bazı sağlık durumlarının varlığı halinde daha fazla risk oluşturabilir ya da etkisiz kalabilir. İlk olarak ciddi komorbiditeleri olan hastalar cerrahinin getirdiği stresi ve anesteziyi tolere edemeyebilir. Özellikle kalp ve solunum sistemi hastalıkları bu hastalar için büyük bir risk teşkil eder.
Ayrıca üst solunum yollarında aktif enfeksiyonu olan bireylerde cerrahi müdahale ertelenmelidir. Enfeksiyonun varlığı komplikasyon riskini artırabilir ve iyileşme sürecini olumsuz yönde etkileyebilir. Kanama bozukluğu olan veya antikoagülan ilaç kullanan hastalarda ise operasyon sırasında aşırı kanama riski mevcuttur. Bu nedenle böyle bir durumda hastanın dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi gerekir.
Bunların yanı sıra ses teli dokusunda ciddi skarlaşma olan bireylerde ek cerrahi müdahale ses tellerine daha fazla zarar verebilir. Bu durum ses kalitesinin daha da bozulmasına ve hava yolu sorunlarının artmasına neden olabilir. Aynı şekilde bağışıklık sistemi baskılanmış hastalar ameliyat sonrası daha ciddi tekrarlamalar ve enfeksiyonlarla karşılaşabilir.
Son olarak ameliyat sonrası bakım ve sık takip gerekliliği göz önüne alındığında bu süreçlere uyum sağlayamayan hastalarda cerrahi tedavi önerilmemektedir. Papillomların uzun vadeli yönetimi için düzenli kontrol ve tedavi şarttır.
Ses Teli Papillomu Ameliyatı Sonrası İyileşme Süreci Nasıldır?
Ses teli papillomu tedavisinden sonra iyileşme süreci dikkatle takip edilmelidir. Öncelikli amaç ses tellerinin düzgün iyileşmesini sağlamak ve tekrarlama riskini en aza indirmektir. İyileşme sürecinde bazı temel adımlar vardır ve bu adımlar hastanın yaşam kalitesini korumak açısından büyük önem taşır.
- Ameliyattan sonra genellikle 48 saat süresince tam ses dinlendirilmesi önerilir. Bu sürecin ardından birkaç hafta boyunca sınırlı ses kullanımı tavsiye edilir.
- Fısıldamak ve bağırmak gibi eylemlerden uzak durulması ses tellerine zarar vermemek açısından kritik rol oynar.
- Ameliyat sonrası iyileşme sürecini hızlandırmak ve ses fonksiyonunu yeniden kazanmak için genellikle konuşma terapisi uygulanır.
Bu süreçte hastaların düzenli kontrolleri de oldukça önemlidir. Ses teli papillomlarının sık tekrarlama eğilimi gösterdiği bilindiğinden takip tedavileri gereklidir. Kullanılan tekniklere bağlı olarak ameliyatlar arasında geçen süre hastadan hastaya değişir. Ancak KTP lazer gibi yöntemler tekrarlama süresini uzatmada yardımcı olabilir. Ayrıca bazı durumlarda ameliyat sırasında ya da sonrasında verilen bevacizumab enjeksiyonları tekrarlama riskini azaltabilir.
Ses Teli Papillomu Nasıl Önlenir?
Ses teli papillomundan korunmanın en etkili yolu insan papilloma virüsü (HPV) aşısıdır. Özellikle HPV’nin 6 ve 11 tiplerine karşı geliştirilen bu aşı RRP ile ilişkili papillomların oluşum riskini büyük ölçüde azaltır. Aşılama 11-12 yaşlarında hem kız hem de erkek çocuklara önerilmektedir. Bu yaşlarda uygulanan aşılama virüsün yayılmasını engelleyerek ilerleyen yaşlarda solunum yolu papillomatozuna karşı koruma sağlar.
Anneden bebeğe HPV bulaşmasının önlenmesi de önemli bir korunma stratejisidir. Özellikle doğum sırasında bulaş olabileceğinden hamile kadınların genital siğiller açısından taranması ve bu siğillerin tedavi edilmesi gereklidir. Bu sayede çocuklarda juvenil başlangıçlı RRP gelişme riski azalabilir. Maternal HPV enfeksiyonlarının yönetimi yenidoğanlarda solunum yolu papillomatozu riskini minimize eder.
HPV’nin papilloma yol açma mekanizması henüz tam olarak anlaşılamamış olsa da koruma stratejileri sürekli gelişmektedir. Ayrıca virüs kaynaklı enfeksiyonun önlenmesi amacıyla bazı ek tedavi yöntemleri de araştırılmaktadır.
1978 yılından Malatya da doğan Murat Topdağ ilk ve orta öğrenimini tamamladıktan sonra lise eğitimini İstanbul da yapmış ve üniversite eğitimini Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İngilizce bölümünde bitirmiştir. 2004 yılında Kocaeli Üniversitesi Kulak Burun Boğaz Anabilim dalında uzmanlık eğitimine başlayan Murat Topdağ 2017 yılına kadar burada çeşitli görevlerde bulunarak eğitim ve akademik hayatına devam etmiştir. 2017-2022 yılları arasında Acıbadem Altunizade hastanesinde çalışan Prof.Dr. Murat Topdağ evli ve 2 çocuk babası olup 2022 yılından itibaren kendi kliniğinde hastalarına hizmet vermeye devam etmektedir.