Ses teli kanaması ses kıvrımındaki bir kan damarının yırtılması sonucu ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Genellikle yüksek sesle konuşma, şarkı söyleme veya aşırı öksürme gibi aktivitelerden kaynaklanan zorlanmalardan dolayı meydana gelir. Bu durum sonucunda ses kıvrımında kan birikmesi gerçekleşir ve ani ses kaybı ses kısıklığı gibi belirtiler ortaya çıkar. Özellikle sesini mesleki olarak kullanan kişilerde sık görülür. Bu rahatsızlığın tedavisi genellikle ses istirahati gerektirir. Ancak ciddi vakalarda kanın cerrahi müdahaleyle boşaltılması ya da gelecekteki kanamaların önlenmesi gerekebilir.
Ses Teli Kanaması Nedir?
Ses teli kanaması ses telindeki bir kan damarının hasar görmesi sonucunda ortaya çıkar ve bu durum genellikle aşırı ses kullanımıyla ilişkilidir. Bu rahatsızlık ses tellerinin titreşim yeteneğini olumsuz etkileyerek ses kısıklığına ya da ani ses kaybına neden olur. Yüksek sesle konuşma bağırma veya uzun süreli ses kullanımı bu kanamanın en yaygın sebeplerindendir. Kanama ses telinde bulunan lamina propria tabakasında birikerek titreşim fonksiyonunu bozar ve bu durum ciddi ses problemlerine yol açabilir. Özellikle mesleği gereği sesini yoğun kullanan kişiler bu rahatsızlığa daha yatkındır. Ses teli kanaması zamanında müdahale edilmediğinde uzun vadeli sorunlara neden olabilir.
Ses Teli Kanamasının Nedenleri Nelerdir?
Ses teli kanaması ses tellerine uygulanan aşırı fiziksel stresin bir sonucu olarak ortaya çıkar. Fonotravma yani ses tellerine zarar veren ses kullanımı bu durumun başlıca sebebidir. Özellikle yüksek sesle konuşmak ya da şarkı söylemek gibi zorlayıcı aktiviteler ses teli kanamasına yol açabilir.
Aşağıdaki faktörler ses teli kanaması riskini artırabilir:
- Stresli ortamlarda özellikle halka açık konuşmalar veya konserler sırasında yüksek sesle konuşmak veya şarkı söylemek.
- Şarkıcılar öğretmenler ve oyuncular gibi sesini profesyonel olarak kullanan kişilerin uzun süreli ve güçlü ses kullanımı.
- Entübasyon veya bronkoskopi gibi tıbbi müdahaleler nedeniyle ses tellerine uygulanan travmalar.
- Varisli damarlar gibi damar anormallikleri bu damarların yırtılma riskini artırarak kanamaya yol açabilir.
- Larenjit gibi iltihaplı durumlar ses tellerindeki damarları daha kırılgan hale getirir ve kanama riskini yükseltir.
- Ses telleri zaten iltihaplı ise şiddetli öksürme veya hapşırma da kanamaya neden olabilir.
- Warfarin gibi kan sulandırıcı ilaçların kullanımı ses tellerindeki kanama riskini artıran bir diğer faktördür.
Ses Teli Kanaması Ne Kadar Yaygındır?
Ses teli kanaması (STK) nadir görülse de özellikle yoğun ses kullanımının olduğu mesleklerde daha yaygındır. Eğitimciler profesyonel şarkıcılar oyuncular ve halka açık konuşmacılar bu durumun en sık gözlendiği gruplar arasındadır. Özellikle profesyonel şarkıcılar yanlış teknik ve yoğun vokal programları nedeniyle yüksek risk altındadır. Bu rahatsızlık ses kıvrımındaki bir kan damarının yırtılmasıyla ortaya çıkar ve yüzeysel lamina propria bölgesinde kanamaya neden olur.
Demografik açıdan bakıldığında STK kadınlarda daha sık görülmektedir. Bunun nedeni hormonal faktörlerin ses tellerinde vasküler kırılganlığı artırmasıdır. Özellikle adet döngüsü ve hamilelik dönemlerinde bu risk daha da yüksektir. Hormonal değişimlerin ses tellerindeki kan damarlarını yırtılmaya daha yatkın hale getirdiği bilimsel çalışmalarla desteklenmiştir.
Bazı durumlarda ise risk faktörleri farklı tıbbi durumlarla ilişkilidir. Örneğin:
- Antikoagülan tedavi gören kişiler
- Altta yatan pıhtılaşma bozukluğu olan hastalar
Bu gruplar da yüksek risk altındadır ve STK geliştirme olasılıkları daha fazladır. Yaş açısından belirgin bir yatkınlık olmasa da bu rahatsızlık sesini sürekli profesyonel olarak kullanan yetişkinlerde daha yaygın şekilde görülmektedir. Bu nedenle ses tellerini sürekli zorlayan kişilerde bu durumun ortaya çıkma olasılığı daha yüksektir.
Ses Teli Kanamasının Oluşum Süreci Nasıldır?
Ses teli kanaması ses kıvrımlarındaki küçük kan damarlarının yırtılmasıyla başlar ve kanın lamina propriaya sızmasına yol açar. Bu olay genellikle sesin aşırı kullanımı sonucu meydana gelir. Bağırma yüksek sesle şarkı söyleme veya ses tellerini zorlayan diğer aktiviteler bu kanamaların en sık rastlanan nedenlerindendir. Bu süreçte ses kıvrımları hasar görerek titreşim yeteneklerini kaybeder. Özellikle şarkıcılar gibi sesini profesyonel olarak kullanan kişilerde bu risk daha yüksektir.
Ses teli kanamaları aşağıdaki faktörler nedeniyle gelişebilir:
- Aşırı ses kullanımı veya sesin yanlış kullanımı
- Ses teli varisleri veya küçük polipler
- İltihaplanma sonucu damarlarda zayıflama
Ses kıvrımındaki damarın yırtılması sonucu oluşan kanama aniden ortaya çıkabilir ve ses tellerinin düzgün çalışmasını engeller. Kan ses kıvrımının yüzey tabakasının altına birikerek titreşimi bozar. Bu da ani ses kısıklığına veya tamamen ses kaybına neden olabilir. Süreç genellikle bir akut vokal olayın ardından hızla gelişir ve tedavi edilmezse ses kıvrımında uzun vadeli hasar oluşturabilir. Eğer ses teli kanamaları sık tekrarlanırsa skarlaşma gibi kronik sorunlar ortaya çıkabilir. Bu durum özellikle önceden zayıflamış kan damarları olan kişilerde daha yaygındır.
Ses Teli Kanamasının Belirtileri Nelerdir?
Ses teli kanaması ses tellerindeki damarların yırtılmasıyla ortaya çıkar ve çeşitli belirtilerle kendini gösterir. Bu belirtiler özellikle ses profesyonellerinde daha belirgin hale gelir ve sesin kullanımında ciddi zorluklar yaratabilir. Ani gelişen bu rahatsızlık kişinin ses kalitesinde ve kontrolünde önemli değişikliklere neden olur. Ses teli kanaması belirtileri farklı şiddetlerde ve biçimlerde ortaya çıkabilir. Aşağıda ses teli kanaması yaşayan kişilerde en sık görülen belirtiler yer almaktadır:
- Kişi beklenmedik bir şekilde ses kısıklığı yaşayabilir. Bu durum genellikle sesin boğuk veya tiz bir hal almasına neden olur.
- Özellikle uzun süreli ses kullanımında sesin hızlıca yorulması ve zayıflaması sık karşılaşılan bir durumdur.
- Şarkıcılarda yüksek notalara çıkamama veya perdeleri kontrol etmekte zorluk görülür.
- Bu rahatsızlık diğer bazı ses sorunlarının aksine genellikle ağrıya neden olmaz.
- Bazı vakalarda ses tellerinde kanama sadece hafif ses farklılıklarına yol açabilir. Bu durum teşhis edilmesini zorlaştırır.
Ses teli kanamasının belirtileri rahatsızlığın şiddetine ve kişinin ses kullanımına bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Özellikle sesini profesyonel amaçla kullanan kişilerde bu semptomlar daha da dikkat çekici olabilir.
Ses Teli Kanaması Nasıl Teşhis Edilir?
Ses teli kanamasının teşhisi genellikle bir kulak burun boğaz uzmanı tarafından yapılan detaylı bir inceleme ile konulur. Bu süreçte çeşitli tanı yöntemleri kullanılarak ses tellerindeki hasarın boyutu ve kanamanın varlığı değerlendirilir.
İlk adım genellikle esnek laringoskopi ile başlar. Bu yöntemde burundan geçirilen ince esnek bir endoskop yardımıyla ses telleri detaylı bir şekilde görüntülenir. Bu işlem ses tellerindeki kanama şişlik veya yapısal bozuklukları tespit etmek için kullanılır.
Bir diğer önemli teşhis yöntemi ise videostroboskopidir. Bu teknik ses tellerinin hareketlerini ayrıntılı bir şekilde incelemek için özel bir ışık ve kamera sistemi kullanır. Videostroboskopi ses tellerindeki titreşimlerin ağır çekimde izlenmesini sağlar ve bu sayede kanamanın doğrulanmasına yardımcı olur.
Teşhis sürecinde kullanılan bir diğer yöntem ise akustik analizdir. Bu non-invaziv teknik hastanın ses parametrelerini ölçerek ses kalitesindeki değişiklikleri değerlendirir. Sesin perdesi yoğunluğu ve netliği gibi unsurlar incelenerek kanamanın ses üzerindeki etkileri analiz edilir.
Teşhis sürecinde hastanın sesle ilgili yaşadığı belirtiler de önemli rol oynar. Ani ses kaybı ses kısıklığı veya ses aralığındaki değişiklikler dikkate alınır. Özellikle sesini zorlayan kişilerde bu tür belirtiler kanamaya işaret edebilir. Uzman ayrıca hastanın ses kullanım alışkanlıklarını ve varsa risk faktörlerini değerlendirir.
Ses Teli Kanaması Nasıl Tedavi Edilir?
Ses teli kanamasının tedavisinde öncelikli olarak ses istirahati ve konservatif tedavi yöntemleri tercih edilir. Eğer bu yöntemler etkili olmazsa veya tekrarlayan kanamalar görülürse cerrahi müdahale düşünülür. Tedavi sürecinde öncelikle sesin korunması ve kanamanın durdurulması hedeflenir.
Mikrolaringoskopi ses tellerinin detaylı incelenmesi ve anormal damarların tespiti için yaygın olarak kullanılır. Eğer damar düzensizlikleri bulunursa bu prosedürle lazer veya elektro koter uygulanarak damarlar tedavi edilir.
KTP Anjiyolitik Lazer damar kaynaklı tekrarlayan kanamaların tedavisinde son derece etkili bir yöntemdir. Bu lazer kan damarlarını doğrudan hedef alarak ses tellerine zarar vermeden kanamayı durdurur.
Bazı erken evre vakalarda ise enjeksiyon tedavisi tercih edilebilir. Bu tedavi ses tellerine yapılan hiyalüronidaz enjeksiyonu ile kan ürünlerinin daha hızlı emilmesini sağlar. Bu sayede kanama kontrol altına alınır.
Eğer kanama sonucunda ses tellerinde polip gibi lezyonlar oluşmuşsa cerrahi müdahale gerekebilir. Bu durumda fonamikrocerrahi yöntemi kullanılarak lezyonlar çıkarılır ve ses fonksiyonu korunur.
Ses Teli Kanaması Komplikasyonları Nelerdir?
Ses teli kanaması zamanında müdahale edilmediğinde çeşitli komplikasyonlara yol açabilir. Bu komplikasyonlar hem ses kalitesini olumsuz etkiler hem de kişinin günlük yaşamını zorlaştırabilir.
İlk olarak ses kısıklığı yaygın bir komplikasyondur. Ses tellerinde biriken kan titreşimi engelleyerek sesin net çıkmasını zorlaştırır. Ayrıca ses kaybı da ciddi bir komplikasyon olarak karşımıza çıkabilir. Kanamanın büyüklüğüne ve ses tellerine verilen hasara bağlı olarak kişi sesini tamamen kaybedebilir. Bu durum özellikle sesini profesyonel olarak kullanan kişilerde büyük sorunlara yol açar.
- Kronik Ses Yorgunluğu: Ses teli kanaması sonrası iyileşme sürecinde ses yorgunluğu ortaya çıkabilir. Bu durum kişinin kısa konuşmalarda bile sesinin çabuk yorulmasına neden olur.
- Polip ve Nodül Oluşumu: Kanama iyileşirken ses tellerinde polip veya nodül gibi yapılar gelişebilir. Bu yapılar ses kalitesinde bozulmalara yol açabilir ve cerrahi müdahale gerektirebilir.
- Kalıcı Ses Değişiklikleri: Ses tellerinde kanama sonrası kalıcı değişiklikler olabilir. Ses kalitesi tonu ve yüksekliği normalden farklı olabilir.
- İltihaplanma: Kan birikmesi ses tellerinde iltihaplanmaya yol açarak enfeksiyon riskini artırabilir.
Ses Teli Kanaması Tedavisi Hangi Durumlarda Yapılabilir?
Ses teli kanaması tedavisi genellikle konservatif yöntemlerin yeterli olmadığı durumlarda cerrahi olarak düşünülür. Özellikle ses istirahati gibi tedavilerin kanamayı durdurmadığı veya tekrar kanama yaşandığı hallerde ameliyat devreye girer. Cerrahi müdahale kanamaya yol açan damarsal anormalliklerin düzeltilmesi veya gelecekte oluşabilecek komplikasyonların önlenmesi amacıyla uygulanır.
Cerrahi müdahale gerektiren bazı durumlar şunlardır:
- Eğer kişi sürekli olarak ses teli kanaması yaşıyorsa ve bu durum varis ya da ektazi gibi damarsal sorunlarla ilişkiliyse cerrahi müdahale kaçınılmaz olabilir.
- Ses tellerinde varisler veya telanjiektazi gibi genişlemiş damarlar bulunduğunda kanama riski artar. Bu tip anormalliklerde lazer tedavisi ile damarların çıkarılması veya kapatılması gerekebilir.
- Ses teli kanamasının sonucunda polipler veya nodüller gelişebilir. Eğer bu yapılar sesin kalitesini bozuyorsa ve konservatif tedavi işe yaramıyorsa cerrahi müdahale ile alınmaları gerekebilir.
Eğer hastada konservatif tedavi seçenekleri başarı sağlamazsa cerrahi tedavi devreye girer. Ses terapisi ilaç tedavisi ve ses istirahati gibi yöntemlerin başarısız olduğu durumlarda cerrahi müdahale altta yatan damarsal sorunu doğrudan çözmek amacıyla yapılabilir.
Ses Teli Kanaması Ameliyatı Sonrası İyileşme Süreci Nasıldır?
Ses teli kanaması ameliyatından sonraki iyileşme süreci dikkatli bir bakım ve ses kullanımına odaklanır. İyileşmenin ilk aşamasında ses istirahati büyük önem taşır. Ameliyattan sonra genellikle 3-7 gün boyunca ses kullanılmaması gerekir. Bu süre boyunca ses tellerinin tam olarak iyileşebilmesi için mutlak sessizlik önerilir. İlk dinlenme sürecinde en ufak bir ses kullanımı bile iyileşmeyi olumsuz etkileyebilir.
Ses istirahatinin ardından hastalar kademeli olarak seslerini kullanmaya başlar. Bu süreç bir ses terapisti gözetiminde kontrollü bir şekilde ilerler. Bu dönemde yüksek sesle konuşmaktan ya da şarkı söylemekten kaçınılmalıdır. Kademeli ses kullanımı aşırı zorlanmanın önlenmesi ve ses tellerinin zarar görmemesi açısından son derece önemlidir.
İyileşme sürecinde ses terapisi hastaların seslerini sağlıklı bir şekilde geri kazanmalarına yardımcı olur. Terapinin amacı ses tekniklerini geliştirmek ve sesin zarar görmesini engellemektir. Tedavi hastanın ihtiyaçlarına göre birkaç hafta sürebilir ve düzenli takiplerle desteklenir.
Ses Teli Kanaması Nasıl Önlenir?
Ses teli kanamasını önlemek için ses hijyeni uygulamaları ve bazı yaşam tarzı değişiklikleri büyük önem taşır. Ses tellerindeki zorlanmayı azaltmak ve travmayı önlemek için bu stratejilere dikkat edilmelidir.
Öncelikle ses dinlendirme ve doğru teknik kullanımı çok önemlidir. Yüksek sesle konuşma veya şarkı söyleme sonrasında ses tellerini dinlendirmek kanama riskini azaltmaya yardımcı olur. Ayrıca şarkıcılar ve profesyonel ses kullanıcıları ses eğitimi alarak yanlış tekniklerden kaçınmalı ve ses tellerine zarar verebilecek davranışları en aza indirmelidir.
Ses zorlanmasını yönetmek için ısınma egzersizleri yapmak gereklidir. Performans öncesinde yapılan bu egzersizler ses tellerini hazırlayarak yaralanma riskini azaltır. Ayrıca sesin zorlanmaması için uygun perde ve ses seviyesinde konuşmak da önemlidir.
Ses sağlığını korumak için vücudu iyi hidrate etmek önem taşır. Ses tellerinin kuruması kanama riskini artırabileceği için su tüketimine dikkat edilmelidir.
Ayrıca şu stratejilere de dikkat edilmelidir:
- Kafein ve alkol gibi diüretik içeceklerden kaçınmak
- Boğaz temizleme ve aşırı öksürme gibi davranışları sınırlamak
- Ses tellerine travma yaratabilecek aktivitelerden kaçınmak
1978 yılından Malatya da doğan Murat Topdağ ilk ve orta öğrenimini tamamladıktan sonra lise eğitimini İstanbul da yapmış ve üniversite eğitimini Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İngilizce bölümünde bitirmiştir. 2004 yılında Kocaeli Üniversitesi Kulak Burun Boğaz Anabilim dalında uzmanlık eğitimine başlayan Murat Topdağ 2017 yılına kadar burada çeşitli görevlerde bulunarak eğitim ve akademik hayatına devam etmiştir. 2017-2022 yılları arasında Acıbadem Altunizade hastanesinde çalışan Prof.Dr. Murat Topdağ evli ve 2 çocuk babası olup 2022 yılından itibaren kendi kliniğinde hastalarına hizmet vermeye devam etmektedir.